Hastanede traducir español
8,017 traducción paralela
Baban ve ben hastanede araştırmalarımızı toparlıyoruz.
Tu papá y yo por fin estamos organizando nuestra investigación en el hospital.
Bak, bu gece hastanede nöbette olacağım.
Hey, mira, estoy en llamar al hospital esta noche.
Hastanede 48 kamera ve 16 blok var.
Hay 48 cámaras en 16 puntos del hospital.
Ve 100den fazla kişi hastanede.
Y más de 100 personas resultaron heridas.
Adam hastanede değil mi?
¿ No está en el hospital?
Hastanede tüm zamanımı sırtüstü yatarak geçirdiğimi sanmadın herhalde.
¿ Pensaste que me pasé todo el tiempo en las cestas de trenzado hospital?
Yani beni biraz rahatsız etti. Seni kontrol dışı dürtülerle cebelleşirken görünce yani. Hem de hastanede geçirdiğin vakte rağmen.
Lo siento, que todavía lucha con los impulsos que usted no puede controlar - incluso si usted pasó mucho tiempo en la terapia.
En son 2011'de Koredeki bir hastanede görülmüş.
Se le vió por última vez en un hospital en Seúl, en 2011.
Bir enkazın altında ya da bir hastanede.
En los escombros o en un hospital en este momento.
Hastanede hala seninle konuşan tek kişi benim.
Yo soy la única persona en el hospital que todavía habla contigo.
Hastanede çok yer kapladılar.
Sobrecargaban el hospital.
Bir arkadaşın toprağa girdi diğeri hastanede.
Tienes un amigo bajo tierra, otro en el hospital.
Hastanede olduğumu nereden öğrendin?
¿ Cómo sabías que estaba en el hospital?
Bir süreliğine hastanede kalmak zorunda.
Y bien, ¿ te sientes mejor?
Anneme iyi gelecek bir şey istiyorum hastanede ona hep aynı şeyleri veriyorlar.
Quería algo para mi madre, en el hospital siempre le dan lo mismo.
Oldukça iyi ama hastanede kalmak zorunda.
Bastante bien, pero tiene que seguir hospitalizada.
- Çünkü annemiz hastanede yatıyor.
Porque mamá está en el hospital.
- Annemiz hastanede.
Mi mamá está en el hospital.
Hastanede ne tür bir balıklar olur, biliyor musun?
¿ Sabes qué tipo de pescado puedes encontrar en un hospital?
- Hastanede olman gerekmiyor mu?
¿ No debería estar en el hospital?
Idaho, Wayward Pines'taki bir hastanede olduğunu söylesem bu sana tanıdık gelir miydi?
Si le dijese que estuvo en el hospital de Wayward Pines, Idaho, ¿ le resultaría familiar?
Hastanede çok insan vardı.
Había mucha gente en el hospital.
Hastanede aylarca yattın.
Meses en el hospital.
Ama sorun değil çünkü tam buradaydın, tam bu hastanede.
Pero esta bien, porque fue precisamente aquí, precisamente en este hospital
Çoğunlukla hastanede değil mi?
¿ De verdad? ¿ No suele estar en el hospital?
Hastanede bir bağış etkinliği var.
Hay una recaudación de fondos para el hospital.
- Yarın hastanede görüşürüz.
Bien, nos vemos mañana en el hospital.
Gerçek olan şu ki 3 insan öldü biri ise hastanede ve durumu kritik. Ve eğer bu adam yakalanırsa Georgia eyaleti hükümlerine göre ölüm cezasına çarptırılabilir. Zanlı hala firarda.
El hecho es que hay tres muertos, una víctima hospitalizada grave, y este hombre, que, si fuera atrapado, podría enfrentar la pena de muerte aquí en Georgia, aún está libre.
Hasta, hastanede yatıyor.
Está enferma, en el hospital.
Hastanede.
En el hospital.
Hastanede öyle dediler ama hatırlamıyoruz.
Eso fue lo que nos dijeron en el hospital. Pero... no lo recordamos.
Sonra kendimizi hastanede bulduk. Sonra bir emlakçı bizi hastaneden alıp buraya getirdi. Senin burada kaldığını söyledi.
Y un corredor inmobiliario nos pasó a buscar por el hospital, nos trajo acá y dijo que aquí te estabas quedando.
Hastanede öyle dediler ama hatırlamıyoruz.
Eso fue lo que nos dijeron en el hospital pero no recordamos nada.
Sen ve Ben gibi kazadan sonra hastanede uyandım.
Después del accidente desperté en el hospital, como tú y Ben.
Ama o hastanede uyandığımdan beri bu kasabadan çıkmaya çalışıyorum.
Pero he intentado salir de este pueblo desde que me desperté en el hospital.
Hastanede onunla tanıştın mı?
¿ Lo viste en el hospital?
Hastanede kalıyordum sanki. ... bunun neye benzediğini anlıyorum.
me refiero, tu sabes, he estado en un hospital, entiendo lo que es eso.
Şu an hastanede kalacak.
Así que en este momento se quedará en el hospital.
- Hastanede ne olduğunu gördün.
Ya viste lo que pasó en el hospital.
Hastanede, sanki yanındaymış gibi onunla konuşuyordun.
En el hospital, seguías llamándola. Hablándole como si estuviera justo ahí.
Hastanede yalnız başına yatarken onu görmek istemedin ama öldü ve onu geri getiremezsin.
No querías verlo cuando yacía sola en la cama del hospital, pero ella murió y no puedes hacerla regresar.
Hastanede ölmüş insanlar gibi davranıyoruz.
Actuamos como si la gente muriese en el hospital.
Bunu hastanede yapabilirsin, ama bunu bana yapamazsın.
- No. Puedes hacer eso en el hospital, pero no puedes hacerlo conmigo.
Hastanede dövüştüğüm iki adamı öldürmüşler ve cesetlerinin fotoğraflarını gösterdiler.
Asesinaron a dos de los hombres con los que peleé en el hospital... y me mostraron las fotos de los cuerpos.
Hayır, hayır, hayır sadece hastanede çalışan bir hemşire o.
No, sólo es un enfermero que trabaja en el hospital.
- Halledildi. - Evet, eşyalarını eski sevgilisinden almam gerekiyor ama hastanede olması bizim için sorun olmayacak - Emin misin?
Ya me encargué.
Hastanede ölmekten korkuyorum.
Es la idea de morir allí, en un hospital.
Bir arada olduğunuzda beni ara... Yarım saat sonra, hastanede görüşürüz.
Llámenme cuando estén... a media hora de distancia, los veré en el hospital.
Gerçek şu ki ; annem öldükten sonra kendimi hastanede buldum.
La verdad es que tras la muerte de mamá, terminé en un hospital.
- Hastanede ama yeni gelenler her şeyi bitirdi.
Pero los colonos están acabando con todo.
- Amcan ne kadar hastanede kalacak?
¿ Cuánto tiempo internarán a tu tío?
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23