Hayattasın traducir español
1,009 traducción paralela
O öldü ama sen hayattasın.
Él está muerto y usted vive.
Sen hayattasın, sen yaşıyorsun
Estás vivo, tú también estás vivo.
Bu yüzden bugün hala hayattasınız.
Es la única razón que Ud. siga vivo.
Görüyorum da hala hayattasın.
Ya veo que seguís vivos.
Tanrım. Maurice, hayattasın!
¡ Por Dios, Maurice, estás vivo!
Selam, Jimmy, hala hayattasın ha?
Hola, Jimmy, ¿ todavía sano?
Burada hayattasın ya.
Me alegra que estés aquí, vivo.
Hayattasın.
Esta vivo.
Şükürler olsun hayattasınız, Bay Allison.
Gracias a Dios, no murió, Sr. Allison.
Fakat siz hayattasınız ve o öldü ve aranızdaki fark bu.
Pero nosotros estamos vivos y él está muerto. Esa es la diferencia.
Hala hayattasın.
Bueno, todavía está vivo.
Hayattasın.
Vivo...
Hayattasın demek!
Todavía estás vivo, ¿ eh?
Sen de hayattasın öyle mi?
¿ Tú también?
Her neyse, hayattasın.
Como sea, estás vivo.
Hayattasın, Corey, o zavallılardan daha iyi bir durumdasın.
Estás vivo, Corey. Eso es un mejor reparto que el de esos 4.
Ama sen hayattasın.
Y tú estás vivo.
O zaman siz niye hayattasınız?
¿ Por qué están vivos?
Öte yandan bugün belki de bu sayede hayattasın.
Seguramente es por eso que aún sigues con vida.
Hala hayattasınız.
Están todos vivos todavía.
- Neden? Çünkü hayattasın.
- Porque sobrevivió.
Sen hayattasın ve neden olduğunu merak ediyorsun.
Y Vd está viva y se pregunta por qué.
Artık o ölü sen hayattasın.
Pero está muerto, y tú estás vivo.
Hala hayattasın, bunu nasıl başardın?
¡ Todavía está viva! ¿ Cómo lo has hecho?
Hayattasın!
¡ Estás viva!
Ama Drew hâlâ burada, ikiniz de hâlâ hayattasınız ve ben de hâlâ hayattayım.
Pero Drew sigue aquí... y los dos siguen vivos y... Yyo sigo aquí.
En azından hayattasın.
Hay que estar vivo para sentirse mal.
- Hayattasın.
- Estás vivo. - ¿ Sí?
- En azından hayattasın.
- Al menos estás vivo.
İşte, hayattasın.
Ahora, anímate.
Burada kaldığınız müddetçe hayattasınız demektir.
Permanecerán con vida, sólo si se quedan aquí.
Demek hala hayattasın!
O sea, todavía no te has muerto.
Siz hayattasınız ve o yok.
Usted ya está vivo y ella ya no existe.
Üstelik hâlâ hayattasın.
Y aún estás vivo.
onların hepsi yerde yatıyor sen ise hayattasın ve yürüyorsun.
Todos han muerto y usted continúa caminando.
Yine de hayattasınız, Bay Palmer.
Después de todo Ud. aún esta vivo Sr. Palmer
Tanrı'ya şükür hayattasın.
La puta que lo parió.
Hayattasınız!
¡ Querido! ¡ Estás vivo!
Düşündüğüm gibi... Her şeye rağmen hâlâ hayattasın.
Justo como creía... estás vivo después de todo.
Sen de hayattasın.
Usted vive.
Hayattasın.
Estâs vivo.
Hayattasın ve buradasın.
Estás vivo y estás aquí.
Ve sonra hep uyanıyorum ve ağlamak istiyorum. Çünkü hala hayattasın, Frances. O günü göğüsleyecek, bütün yaşamımdan sevinci söküp atan baskın, dırdır eden, bunaltıcı bir kadınla geçireceğim 24 saatten başka hiçbir şeyim yok.
Y luego me despierto y tengo ganas de llorar porque aún sigues viva porque me esperan otras 24 horas junto a una mujer dominante, hiriente y sofocante que me ha quitado las ganas de vivir.
Hayattasın...
¿ Estás viva?
Hayattasın!
¡ Vivo!
Sen hala hayattasın.
Tú todavía estás vivo.
Hayattasınız!
¡ Estáis vivos!
Hayattasın Yüzbaşı.
Está vivo, Capitán.
Buradasın. Hayattasın.
Estás aquí y estás vivo.
Hayattasınız, hala yürüyebiliyorsunuz.
No sea tonto Sr Forbes dese vuelta..
Yani, hayattasın değil mi?
Quiero decir, usted está vivo.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38
hayattayım 45
hayat çok kısa 40