English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Herhalde

Herhalde traducir español

23,822 traducción paralela
Herhalde bu kadar uzun sürmesinin nedeni burayla Vulkan arasındaki posta hizmetinin hala epey yavaş olmasıydı.
Creo que todo se demoró más porque el servicio de correos entre la tierra y Vulcano aún es bastante lento.
Bunu kişisel ilişkimiz bağlamında onunla paylaşmak, tartışmak ve keşfetmek, herhalde önceden son derece sağlam ve cesurca oluşturulmuş bir rolü üstlenmenin yaratıcı açıdan en tatmin edici yönlerinden biriydi.
Compartir eso con él, discutirlo y explorarlo en el contexto de nuestra relación personal fue uno de los aspectos más creativamente satisfactorios de interpretar un papel que ya estaba tan establecido, y tan audazmente creado.
Sonra Martha'yla geçirdiğim herhalde hayatımın en zor dönemi olan 18 ay boyunca babam ve Susan beni desteklemek ve güç vermek için her adımda yanımdaydılar.
Y, en los siguientes 18 meses de mi vida con Martha, que fueron los más desafiantes de toda mi vida, mi papá y Susan me acompañaron a todo momento, me apoyaron y me mantuvieron en pie.
Her zaman duygularını belli etmezdi ama herhalde en çok aile toplantılarında şerefe kadeh kaldırma konuşmaları yaparken hislerini ifade ederdi.
No solía mostrar sus emociones. Pero creo que esas veces, cuando brindó con la familia en esas reuniones, fueron las que más lo vi expresar sus emociones.
Ne bileyim, kendi aldı herhalde.
No lo sé. Ha debido comprarla él.
Sana yeter herhalde bu, genç adam.
Ojalá sea lo suficientemente bueno para ti.
Tavsiyen için teşekkürler ama mağaraya girip Rosa'yı beklemem herhalde.
Gracias por el consejo. Pero no creo que yo... No voy a meterme a dormir en una cueva a esperar a Rosa.
Teşekkürler, herhalde.
Gracias, supongo.
Ee, rahatlamışsındır herhalde.
Debes estar aliviada.
Susan, bunu masama kimin koyduğundan haberin yoktur, herhalde. Neymiş o?
Susan, de casualidad no viste quien puso esto en mi escritorio, ¿ verdad?
Herhalde uyuyordur.
Seguramente sigue durmiendo.
Herhalde sınıfa erken gitmiştir.
Seguramente llegó temprano otra vez.
Herhalde.
Seguramente.
Herhalde karnı aç.
Debe tener hambre.
Herhalde biri şaka yapmış.
Seguramente fue una broma.
Herhalde yandaki Blackburn'lerinkine.
Debe ser de tus vecinos, los Blackburn.
Herhalde Rusları paramparça ederiz.
Supongo que vamos a hacer añicos a los rusos.
Herhalde okulu filan asmıştır.
Probablemente solo está saltándose las clases, o algo.
Evet, herhalde.
Sí, probablemente.
Herhalde bunu sonraya saklıyordu.
Probablemente se iba a guardar esta para más adelante.
Herhalde oldu tatlım, yani...
Creo que no hay nada.
Garanti veremem ama herhalde oldu.
No puedo garantizártelo, pero creo que no.
Kardeşini öldürdüğünde de öyleydi herhalde.
Seguramente puso la misma cara cuando mató a su hermano, ¿ no?
Makaleyi yazıp da vermeyeceğim herhalde eline.
No escribiré el artículo por ti.
Bu konuda herhalde bir şey bilmiyorsundur, değil mi?
Tú no sabrás nada de eso, ¿ no?
İşler iyi gidiyor herhalde.
Suena como que el negocio va bien.
Onun için yorucu zamanlardır herhalde.
Debe de ser un momento difícil para él.
Bir sebebi vardır herhalde. Söylemedi.
Debe de haber dado una razón de por qué.
Herhalde donu hiç kirlenmiyordur.
Debe tener el culo más limpio del Bronx.
Herhalde çok uzun sürer.
Es probable que tome mucho tiempo.
Ve herhalde yeğenime bulaşmamanı söylememe gerek yoktur.
Y, por descontado, no juegues con mi sobrina.
Evlat... Nerede olduğunu bilmiyorsun herhalde.
Chico, creo que no sabes dónde te has metido.
Ne? Yanlış aradım herhalde.
Debe ser un número equivocado.
Dostum, aklın gelip gidiyor herhalde, sanırım gerçekten kafan çok güzel.
Te lo repito, amigo, porque estás bien drogado.
Eğer seninle konuştuğumu görürse beni dövmez herhalde, di mi?
El no va a, como, golpearme si me ve hablando contigo, verdad?
Basmayacağım herhalde.
Obviamente, no voy a activarlo.
Aramadın, ben de gelmemin sakıncası yok herhalde diye düşündüm.
No llamaste, así que supuse que estaría bien venir.
Şerefsiz küstah haklıymış herhalde.
Quizá ese arrogante tenía razón.
Dördüncü seferin şansı herhalde.
A la cuarta va la vencida, supongo.
O kadar riskin içine girdim. Karını geri istiyorsundur herhalde.
Bueno, voy a jugármela y diré que seguramente querrás que te devuelva a tu mujer, ¿ no?
Hepsine inandırmak tereyağından kıl çeker gibi olur herhalde.
Sería fácil llevarles por ese camino.
Sağlam bahşiş verenlerle falan yatıyor herhalde.
Más bien es de las que se lo montan con los que dan buenas propinas, supongo.
Yarım milyarla artık hayatımdan uzak durabilirsin herhalde.
Con quinientos millones puedes arreglártelas para no meterte en la mía.
Sağır değilsin herhalde, evlat.
Sé que no es sordo, chico.
Bir müzik grubu falan herhalde, adamım.
Creo que es una banda, tío.
Nehrin karşısına kadar yüzmekte o kadar da sikik bir zorluk olamaz herhalde, dostum.
No puede ser tan jodido atravesar un puto río a nado, tío.
Memphis'in en yakışıklı iki adamını her gün görmüyorsundur herhalde.
Uno no ve cada día a los dos hombres más atractivos de Memphis.
Bu iyiye işaret değildir herhalde.
Eso no es una buena señal, ¿ verdad?
Senenin en sıcak günü herhalde?
El día más caluroso del año, ¿ no?
Herhalde yani.
Sí.
Önümüzdeki 4,5 saat içerisinde parayı bulabilirsin herhalde.
, ¿ las próximas cuatro horas y media?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]