English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Isınıyorum

Isınıyorum traducir español

461 traducción paralela
Sadece ısınıyorum. Isınıyorum.
Me estoy calentando.
Ben... Isınıyorum.
Voy entrando en calor.
Isınıyorum.
Pues sólo estoy calentando motores.
Isınıyorum, ısınıyorum.
Estaba sólo calentando motores.
Bakın, konuşuyorum işte. İş birliği yapıyorum.
Mira, estoy hablando, cooperando.
Bir iş kadını olacağımı hiç sanmıyorum.
No soy una gran empresaria.
İnsanları yargılama konusunda pek iyi değilsindir, tabii iş adamlarını bunun dışında bırakıyorum.
No eres una maravilla juzgando a la gente. Excepto a los hombres de negocios.
Sıkıntını anlıyorum ama bu bir iş.
¡ Demasiado! Comprendo que tiene problemas, y siento toda esta charla, pero en este negocio siempre debemos estar seguros.
Bill Ficco için bir iş yapıyorum. Alkol günlerinde Tucker'ın ortağıydı.
Me envía Bill Ficco, el que fue socio de Tucker... en el negocio de la cerveza.
Şu anda telgrafınızdan daha önemli bir iş yapıyorum.
¡ Haberlo dicho antes!
Bu madenin pek iş yapacağını sanmıyorum.
Pero esa mina de oro no te servirá de mucho.
Evet, iş adamlarının Adobe Flat'le ilgilendiklerini söylediğinizde size inanıyorum.
Sí, le creo lo que dice del empresario... interesado en Adobe Flat.
Senin gibi birinci sınıf bir iş adamının tutup da kendi nişanlısına aşık olacağına inanamıyorum.
No puedo creer que un hombre de negocios serio como tú... podría permitirse enamorarse de su propia novia.
İş yapılacağı günler revirde bir hasta akınıyla karşılaşıyorum.
En los días en que hay que hacer algun trabajo tengo mucha aglomeración en la enfermería.
Böyle bir iş için bana neden ihtiyacın var anlamıyorum.
No se para que me necesita en un pueblo tan pacífico.
Çalışanların maliyetini karşılayamıyorum. Bu iş batacak.
Ando demasiado justo de recursos para pagar a un mozo.
- Anlıyorum, ama ne kadar iyi bir öğretmen olursan ol yine de ek iş yapmak zorundasın.
Es una pena que con lo buen profesor que eres estés pluriempleado.
Sizin buradaki çalışma tarzınız, anlamıyorum nasıl iş yaparsınız.
Con ese ritmo no sé cómo podéis hacer negocios.
Doktor, düşüncesizlik etmek istemem, ama bir iş adamı olarak, neyi kanıtlamağa çalıştığını anlamıyorum.
Doctor, yo no me meto en asuntos ajenos pero como hombre de negocios no llego a entender lo que se propone.
Sabahın 1 : 00'i ve sen hayırlı bir iş yapıyorum diyorsun?
¿ Das gracias a Dios por estar trabajando de madrugada?
Bakın Bay Jarvis, bu film bir televizyon reklâmı... bu teklifi size yapıyorum, çünkü sizin ilgi alanınıza giren bir iş.
Se lo aseguro, Mr. Jarvis, esta película será un bombazo, y por eso quiero que la haga usted.Porque sé que es el único que puede hacerla.
Anlıyorum Ruth, ama bizler iş kadını değiliz.
Entiendo, Ruth, pero no somos ricos empresarios.
Tabii ki esprili insanlar tanıyorum. Karımın arkadaşları, iş arkadaşlarım.
Aunque conozco a gente que tiene sentido del humor... mi mujer, compañeros de la oficina...
16 yıldan fazla zamandır hekimlik yapıyorum. Yatak odası sırlarını dinlemek benim için sıradan bir iş.
Llevo 16 años ejerciendo la medicina, no me sorprenden los secretos de alcoba, no soy un mojigato.
İyi iş çıkardın Floyd. Geri dön de birşeyler ye. Kapatıyorum.
Buen trabajo, Floyd, puede ir a comer algo, cambio y corto.
"Pişmanlık duyan insanların affedileceğine inanıyorum. " Eski iş kurum ve kuruluşlarının daha organize bir halde yeniden yapılandırılacağına inanıyorum. "Barış kalıcı olacaktır."
Creo en el perdón de los arrepentidos de corazón, creo en la resurrección de los antiguos cuerpos de oficios organizados en corporaciones y en la tranquilidad durable. "
Akrabalarım Edo'da ve hizmetçi olarak iş bulmama yardımcı olacaklarını sanıyorum.
Mis parientes de Edo me ayudarán a encontrar trabajo como sirviente.
İş görüşmesi için, bugün vaktiniz olacağını sanmıyorum, Bay Strutt. Şu anda bu suç dalgası varken.
No creo que tenga tiempo para hablar de negocios debido al trágico suceso.
Yıllardan beri sana bu kadar iş verdikten sonra bunu bana nasıl yaptın anlamıyorum.
No sé cómo te has animado... a hacerme esto, Tom Witherspoon. ¡ Después de todo el trabajo que te he dado estos años!
Zamanımın yüzde doksanını bu iş için harcıyorum.
Dedico el 90 % de mi tiempo a este caso.
Bakıyorum da iş başındasın.
Trabajando duro, ¿ eh?
İş bitmeden kimsenin ayrılacağını sanmıyorum.
Creo que no debería irse nadie hasta terminar el trabajo.
Onun da George ile iş yaptığını sanıyorum.
El también, creo, socio comercial de George.
Fevkalade bir iş yaptığını anlıyorum.
Entiendo que ha hecho usted un extraordinario trabajo.
Anlıyorum, ben de buranın sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Klinikte beni bekleyen bir sürü iş var.
Nosotros hemos venido por verla a usted porque yo tengo mucho trabajo en la clínica.
Sanırım, artık bu iş için çok yaşlıyım. Çok homurdanıyorum.
Creo que soy demasiado viejo y gruà ± à ³ n para este trabajo.
Bundan hoşlanmıyorum. Bu iş bitirme tarzlarını beğenmiyorum.
No me gusta su forma de trabajar.
Aranızdan Philadelphia'ya yolu düşecek olan olursa lütfen beni aramasın..... zira şu andan itibaren ayaktakımıyla iş yapmıyorum.
Si alguno de ustedes va a Filadelfia, no me busquen... porque de ahora en más no me junto con la chusma.
Isınıyorum.
Estoy calentandome.
Bir kadın olarak o iş için para ödediğimde inanılmaz derecede utanıyorum.
Cuando lo pago con ropa de mujer siento una vergúenza terrible.
Nasıl hiç duymadın, inanamıyorum.
Es increíble que no conozcas The Price is Right.
Bir kez daha, ikimizin ayrılmasının ne kadar hayırlı bir iş olduğu onaylıyorum.
Sólo estaba confirmando lo que es una suerte de cosa era lo que usted y yo nos separamos.
Evet, malikanede kalmanın akıllıca bir iş olacağını sanmıyorum.
Sí, no sería prudente quedarme con Uds.
Senin iyiliğin için avukatıma danışacağım. Ama önce yapmam gereken bir şey var : Yaptığın iş için sana ödeme yapıyorum.
Por tu bien voy a ir a ver al abogado... pero antes cumpliré con mi deber ;... te pago por el trabajo que has realizado,
Gordon İş Bulma Ajansı'nı arıyorum.
Busco la Agencia de Empleo Gordon.
Tanrım ne tembel bir kadınsın, burda ne iş yaptığını anlamıyorum!
Ah, mierda. Eres tan vaga. No se como diablos conseguiste trabajo aqui.
Işınlayıcıyı çalıştırıyorum. Bu Fısıldayan Orman'ın icabına bakacak.
Estoy activando el rayo ésto se encargará de los Bosques Susurrantes
Buraya Wally'nin numarasını ve benim iş numaramı yazıyorum.
Anotaré el teléfono de Wally y el de mi oficina.
Başına ne iş aldığını bildiğini sanmıyorum, deneyimin yok.
No sabes en lo que te metes.
Ben onu tanıyorum. bu şeytanın işi... Pis iş, küçük yaşta seks konuşmak!
¡ Es obra de Satanás... eso de escuchar sucias palabras de sexo a tu edad!
Fakat size karşı dürüst olacağım, efendim, yaptığım iş türünün sizin sandığınız kadar ilgi çekici olduğunu sanmıyorum.
Pero para ser honesto con usted, señor, el tipo de trabajo que realizo, no creo que sea tan interesante como parece.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]