English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Işığı aç

Işığı aç traducir español

391 traducción paralela
Işığı aç Slim.
Enciende la luz, Slim.
- Işığı açın!
- Encienda la luz.
- Işığı açın!
- Encienda. - Encienda la luz.
Işığı açık bırak, bu sayede uyursun.
Deje la luz encendida y podrá dormir.
Işığı aç.
Enciende.
Işığı aç.
Enciende las luces.
Işığı açık unutmuşsun.
Se ha dejado la luz encendida.
Işığı aç.
Encienda la luz.
Bundan korkuyordum. Işığı açın.
¡ Encienda las luces!
Işığı açık mı bırakıyorsun?
¿ Deja esa luz encendida?
Işığı aç Billy.
Enciende la luz, Billy.
Işığı aç.
Enciéndela.
Işığı açık bıraktın mı?
¿ Le has dejado la luz encendida?
Işığı aç.
Prende la luz.
Geleceğiniz buna bağlı olabilir. Işığı açık bırakın.
Si estás de acuerdo deja una luz encendida en la ventana.
- Kim sence? - Işığı açık bırakacak mısın?
- ¿ Dejarás la luz encendida?
Geleceğiniz buna bağlı olabilir. Işığı açık bırakın. "
Si estás de acuerdo deja una luz encendida en la ventana. "
Işığı aç anne!
¡ Enciéndela, mamá!
Işığı açık.
Las luces están prendidas.
Işığı açın!
Encendamos la luz.
Tamam! Işığı aç!
¡ Bien, enciende las luces!
Triana'dan ayrıldığımızda, Francisco'dan bana iş için kapıyı açık bırakmasını istedim.
Cuando dejamos Triana, le pedí a Francisco que mantuviera vacante mi viejo trabajo.
Işığı da açık bırakmışınız.
- Dejando la luz encendida.
Bu işe koyulduğumuzda benim sadece bir iş olduğumu bunun hiç eğlencesi olmadığını açıkça beyan etmiştin, unuttun mu?
Al salir dejó claro que yo era... una misión y que le disgustaba.
Ve iş bulamadığı zaman onun karnı acıkır.
Y si no encuentra trabajo, pasa hambre.
Bir eleman açığı varmış. Regal Eczacılık'taymış ve iş bulma kurumu yarın sabah müdürle görüşmem için beni oraya yolladı.
Ha surgido una oportunidad en la farmacia Regal, y quieren que vaya a ver al jefe.
Işıkların tüm gece açık olması sağlığınıza zarar vermesin?
¿ Necesita tener toda la noche la luz encendida?
Işığı onun için açık bırakırım hep.
Ya se lo dejé allí.
Işığın bana acı verdiğini biliyorsun! Hayır!
¡ Sabes el daño que me hace la luz!
Işığınızı açın.
Déjame ver la iluminación ahí.
Işığınızı açın merkez üç.
Veamos la iluminación ahí. La emisora tres. Esa es buena.
- Işığın açık olduğunu gördüm ve...
- Vi la luz encendida y vine...
Açıkçası insanlar oğlumun ne iş yaptığını sorduklarında hep utanırdım.
Para ser sincera, siempre me avergonzaba... cuando la gente me preguntaba qué hacía mi hijo.
- Yaptığını açığa vuracak bir iş.
Qué bien me explicaste.
Ben de diyorum ki, bu iş gün ışığında açık olarak yapılmalıdır, gizli saklı değil.
Y yo digo que debe ser castigado a la luz del día y no a escondidas.
- İşığı aç!
¡ Enciende la luz!
Işığın açık uyuyacaksın! Ben dışarıda olduğum zaman odanda duracaksın!
¡ Dormirá con la luz prendida, y cuando yo salga a la calle se quedará encerrada en su cuarto!
Ama tahmin edersiniz... Vakıftakiler onlara bilgi vermediğimiz için hayal kırıklığına uğramışlar. Bizden istedikleri, bu iş bir sirke dönmeden önce her şeyi bizim açıklamamız.
... Pero se puede imaginar cómo Decepciono a la gente de la fundación tampoco sabian nada al respecto... el punto es que parece que nos vemos obligados a salir con la información primero Para evitar que todo este asunto se
Işığın açık kalmasını mı istiyorsun?
¿ Quieres que la deje encendida?
Benim için ilk kez çalıştığından, sana açıkça söylüyorum, bulaştığın iş çok ciddi.
Cuando empezó a trabajar para mí, le dije... que esto era muy serio.
Ama karım bir iş buldu, çocuklarım aç değil, hepimizin sağlığı yerinde çok şükür.
Pero mi esposa encontró un trabajo, los chicos comen, tenemos seguro de salud.
Işığı aç.
Prende las luces.
Işığını senin için açık bıraktım.
Te dejé prendida la luz.
Işığı açıyorum.
Encenderé la luz.
Ve unutma, iş yaptığı her kimdi ise, onun gibi saldırıya açıktı.
Recuerda, la persona con la que trataba era tan vulnerable como ella.
Işığın açık olduğunu gördüm de. - Nasıl olduğunu görmek istemiştim.
Vi la luz encendida, y pensé en pasar a ver cómo estabas.
Bu iş size yıllık 60.000 gelir getirir. .. Vasiyet açısından bakıldığında bu bir değer sayılır.
El trabajo conlleva un salario anual de 60.000 dolares....... el cual se podria considerar un capital para el resto de su vida.
Açıkçası, bu adamın avukatlığını yapmak bana göre bir iş değil.
Francamente ser asesor legal de Rick Masters no me cae muy bien.
Şu Harry Yung denen adam acılı gününde iş yerini bastığın için sana çok kızmış.
Harry Yung está furioso porque entraste en su negocio en un día de luto.
Size açıkladığım gibi, ziyaretimin gizli tutulacağını ummuştum. Buraya gelerek beni tehlikeye attınız. Bundan da aramızda bir iş ilişkisi olduğu anlaşılacak.
Deseaba, como le expliqué mantener mi visita a Ud. en secreto y aún así me pone en un compromiso al venir aquí demostrando que hay una relación profesional entre nosotros.
Işığı ve sireni de aç.
Enciende el foco. Arranca la sirena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]