English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ L ] / Lan

Lan traducir español

72,659 traducción paralela
- Uyuyor mu lan bu?
- ¿ Está durmiendo?
- Lan!
- ¡ Rayos!
Ne oluyor lan?
¿ Qué carajos es esto?
Bu ne lan böyle?
¿ Qué carajos es esto?
Şaka mı lan bu?
Esta mierda no es real, ¿ verdad?
Neler oluyor lan?
En serio, ¿ qué carajos está pasando?
Bu Ulusal Güvenlik işe alım merkezine yapılan terörist bir saldırıydı.
Eso fue un ataque terrorista en el centro de reclutamiento de Seguridad Nacional.
Bu yüzden, pilotun yakalanması için yapılan operasyonun Tam bir felaket oldu.
Escuché que la operación para atrapar a la piloto fue un completo desastre.
Aslında babamın ailesi sayılan tek kişi Mike'dı.
Mike era casi la única familia que mi padre tenía.
Dükkanlarda satılan pahalı küplerden istemiyorum.
Nada de esos costosos cubos comprados en tiendas.
Mezarların üzerine bırakılan çiçeklerden pişirdim.
La herví con flores de las tumbas.
Eski müzik kutularının hoparlörlerinden yapılan bu çantalara ne fiyat vereyim?
¿ Cuánto debo cobrar por estas carteras hechas de cubiertas de altavoces de tocadiscos viejos?
Anlaşılan onların lideriyim artık.
Aparentemente, ahora soy su líder.
O bir yılan!
¡ Es una serpiente del zoológico de mascotas!
Bir yılanın bile ağzına sığdıramayacağı büyüklükte bir hamburger istiyorum. Üzgünüm.
Solo quiero una hamburguesa de kilo y medio que una serpiente no pueda meterse en la boca.
Deuce'in Vagonu'nu harika kılan her şeyi koruyacağız.
Vamos a mantener todo lo que hace grande al Vagón de Cola de Deuce.
Titan'da geçirilen büyülü bir hafta sonunun ardından geride bırakılan sevgilinin adı konan bir gemiye daha el koysaydım yaratıcılıktan mahrum oldukları için insanları vurabilirdim.
Si tengo que abordar una nave más que recibe su nombre por un chico o una chica que dejaron después de un mágico fin de semana en Titán, podría simplemente dispararle a algunos por la falta generalizada de creatividad.
- Başka odaya açılan bir kapı değil yani bu.
- No es una habitación aparte.
Onları başka bir dünyaya açılan bir kapı olarak görürlerdi.
Eran vistas como una puerta de entrada de un mundo a otro.
Tanrılarına ibadet etmek için yapılan bir bağış olabilir.
Podría haber sido una ofrenda hecha a las deidades que adoraban.
Londra'da yeni açılan bir birime katılmam için bir teklif aldım.
Me ofrecieron unirme a una nueva unidad en Londres.
"Sana ne oluyor lan?" desem ne dersin Dan?
¿ Y si digo que no te incumbe?
Bebek, doğrudan beşikten kaçırılıyor canavar sanılan biri tarafından.
Bebés secuestrados de sus cunas por un supuesto monstruo.
O, baktığım davadaki kaçırılan çocuklardan biriydi.
Es un niño que fue secuestrado en el caso que estaba investigando.
Papa Gregory XIII tarafından yaptırılan, Sala Bologna'nın tavanında boyandı 1575'te Giovanni Antonio Vanosina da Varese tarafından.
Encargado por el Papa Gregorio XIII fue pintado en el techo de la Sala Bolonia por Giovanni Antonio Vasonia da Varese en 1575.
Yakılan bir elin parmak izi nasıl bırakıyor?
¿ Y cómo va a dejar una huella una mano incinerada?
Neden parmak izlerinin nasıl olduğunu bize anlatmıyorsun Yakılan adamlar nasıl bir cinayetle sonuçlanır?
¿ Por qué no nos dice cómo las huellas dactilares de hombres que usted incineró acaban en un asesinato?
Doğaya karşı suçlar için cezalandırılan, Ve İncil-çarpıcı cinsiyet türü değil.
Castigados o multados por delitos contra la naturaleza y no por practicar el sexo que prohíbe la Biblia.
Hawthorne Köprüsü altındaki bir ceset raporu var. Görünüşe göre bir yılan yılanının saldırısına uğradı.
Acabamos de recibir un informe de un cadáver bajo el puente Hawthorne al parecer atacado por una especie de serpiente gigante.
Veya Ölümsüzler tarafından kullanılan "Ruyi Jingu Bang" Maymun kralı Sun Wukong.
O el "Ruyi Jingu Bang" utilizada por el rey mono inmortal Sun Wukong.
Yani, olması gerektiği kadar güçlü ise Ve ait olduğu varsayılan tüm insanlara aitti...
O sea, si es tan poderoso como se supone que debe ser y pertenecía a todas las personas que supuestamente pertenecía...
Pek sık karşılaşılan bir manzara değil.
No es algo que se vea todos los días.
"Selam Kevin, açsana şu telefonu." Niye lan?
Oye, Kevin, atiende el maldito teléfono. ¿ Por qué, amigo?
John, hangi cehennemdesin lan?
John, ¿ dónde mierda estás? Vamos.
John, hangi cehennemdesin lan?
John, ¿ dónde mierda estás?
Oturun lan!
Carajo sientense!
Defol git lan babamın evinden.
Lárgate de la casa de mi padre.
Anlaşılan o ki biraz daha mühlet tanınmış.
Resulta que consiguió un periodo de gracia.
Eleanor, gerçek Eleanor bir de varsayılan üçüncü bir kişi.
A Eleanor, Eleanor real, y una tercera persona teórica.
Nereden başlasak? "Bağırılan garsonlar" mı yoksa "spor salonunda zorbalık yapılan hamile kadın" mı?
¿ Dónde deberíamos comenzar, "Groserías a Meseras" o "Cyberbullying a la Mujer Embarazada en Clase de Pilates"?
Gelecek olanlar belirleniyor. Tasarı tamamlanıyor. Gelenler karşılanıyor.
Tenemos los nombres, presentamos el diseño, llegan, pasamos al siguiente.
Anlaşılan bu Janet Jason'a aşık olmuş.
Y al parecer, esta Janet está enamorada de Jason.
- Siktir lan, anlaşma böyle değildi.
¡ Jódete! ¡ Ese no era el trato!
O zaman nereye koydun lan çantayı?
Entonces, ¿ cuándo y dónde estará mi dinero?
Siktir lan.
¡ Jódete!
Ne... Ne oluyor lan?
¿ Qué demonios pasa?
Çalıyorsun lan.
¡ Eres un maldito ladrón!
Sen kendini kim sanıyorsun lan?
¿ Maldito no puedes hacerlo tú mismo?
Çok aptalım lan!
¡ Soy una estúpida de mierda!
Sen de kimsin lan?
- Está leyendo. - Nerd. Oye, Homero, tengo una apuesta.
- Düşündüğüm iniş değil anlaşılan. - Bu ranzanda kalmış.
Te dejaste esto en tu catre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]