English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ L ] / Lar

Lar traducir español

294,656 traducción paralela
Cadılar Bayramı fotoğraflarımızı çıkarttırma bana.
No me hagas mostrar las fotos de Halloween.
Şiddetli bir kavga edip ayrıldılar.
Discutieron feo y se separaron.
Farklı farklı yerlerde iş toplantıları var ve o sürede ben yalnız kalacağım.
Irá a Boston y luego a Filadelfia, reuniones de trabajo en todas partes, y yo estaré sola todo el tiempo.
- Moruk mu? Yaşlılar mı oluyor?
- ¿ Son viejos?
Bazılarını beğeniyorum.
Algunas.
Hammond Malikanesi'nin... artık kapıları kapandı.
Porque Hammond Estates... está cerrado.
Evet Jeff, ekibindeki kadınlara ve programının konuklarına cinsel açıdan uygunsuz tutumda bulunduğunu belirten yazılar yayınlanıyor.
Sí, se están publicando denuncias de que tuviste un comportamiento sexual inapropiado con mujeres de tu equipo de trabajo y con invitadas a tu programa.
Dün gece beni aradılar.
Recibí la llamada anoche.
Onlar derken, uzaylılar mı?
¿ Ellos, los raps?
Ilımlı uzaylılar mı var?
¿ Existen extraterrestres moderados?
Kardeşlerim, Kudretli konuklarımız bugün bizi kutsadılar.
Hermanos y hermanas, nuestros gloriosos huéspedes hoy nos han traído una gran bendición :
Sana bir çıkış yolu sunmadılar mı?
¿ No te dieron escape?
Uzaylılar bloktaki herkesi fabrikaya gönderecekler.
Los raps van a mandar a toda el área a La Fábrica.
Ama oraya gitmek için senin kıyılarından geçmek zorundayım.
Pero tengo que navegar a través de su línea costera para llegar allá.
Benim tarafımda çarpışırken ölen kadın savaşçıları da.
O a ninguna de las escuderas que murieron luchando a mi lado.
Ama çabalayıp onu öldürürsek bütün sinirli kadın savaşçılar ipini koparır.
Pero si intentamos matarla, se desatarían todas las furias.
Veya tanrılar böyle istiyorsa.
Y si los dioses lo quieren.
Yoksa tanrıları unuttun mu Rollo?
¿ O ya te olvidaste de los dioses, Rollo?
Batmamaya çabalıyorsak tanrılar mutlaka memnuniyetsizdirler.
Si naufragamos, entonces los dioses seguramente están molestos.
Tanrılar bize bir işaret gönderecektir.
Los dioses nos darán una señal.
Yaşlı domuzun çektiği acıları duyunca yavru domuzlar öyle bir homurdanacak ki.
Cómo gruñirán los cerditos, cuando escuchen cómo el viejo jabalí sufrió.
Aralarından bazıları, bu ticaret merkezinin büyüklüğünü ve değerini fark edip, kıskanmaz mı sence?
¿ No crees que algunos tendrán envidia cuando cuando vean el tamaño y comprendan el valor de esta estación de comercio?
Eğer tanrılar beni korumazsa, kim koruyabilir ki?
Si los dioses no me protegen, ¿ entonces quién puede?
Ama bazılarınızı sevdiğim için sizi tekrardan uyarılarımı dikkate almaya davet ediyorum.
Pero como quiero a algunos de ustedes, te ruego de nuevo que prestes atención a mi advertencia.
Ne yaptıysam sen ve tanrılar için yaptım!
Todo lo que hice, lo hice por ti, y por los dioses.
Tanrılar sizi kutsasın size çocuk bağışlasın ve kurdu kapınıza yanaştırmasın.
Y que los dioses los bendigan y les concedan hijos, y mantengan alejados a los lobos de su puerta.
Tanrılar bana göstermedi.
Los dioses no me lo han revelado.
Bütün tanrılarımızı seviyorum.
Amo a todos los dioses.
Evet, Reis Jorgensen tanrıları mutlu etmek ve onurlandırmak için hayatını kurban etmeye hazır mısın?
Entonces, conde Jorgensen, ¿ estás preparado para sacrificar tu vida para aplacar y honrar a los dioses?
Tanrılar hazır.
Los dioses están preparados.
Kıyıya çıktılar.
Acaba de desembarcar en la costa.
Büyük savaşçılar olarak namları kuzeylilerin işine yarıyor.
Es interés de los hombres del norte el tener una reputación como grandes guerreros.
Tanrı biliyor ya, kıyılarımıza çıkanların Ragnar'ın oğulları olmasını umuyorum.
Dios sabe que ojalá sean los hijos de Ragnar los que llegaron a nuestras costas.
Dinleyin, kuzeyden bir halk gelecek ve büyük bir ulus ve birçok kral yeryüzünün kıyılarından ayağa kalkacak.
Contemplen, vendrá gente del norte, y una gran nación, y muchos reyes se levantarán en las costas de la Tierra.
Yaşlı domuzun çektiği acıları duyunca, yavru domuzlar öyle bir homurdanacak ki.
Cómo gruñirán los cerditos, cuando escuchen cómo el viejo jabalí sufrió.
Şöhret ve tüm tanrıların babası Odin adına!
¿ Por el amor a la fama y por el amor a Odín, padre de nosotros?
Onlar işlerine bağlılar, aşırıya kaçarlar.
Son fanáticos, extremistas.
Tüm Titan'ları istiyorum.
Como antes, quiero a todos los titanes.
Blood'dan gelen parayla kendi Suikastçılar Birliği'mizi kuracağız.
Con el dinero de Blood, tendremos nuestra propia liga de asesinos.
Kardeşlerim, sahte tanrılar hakkında defalarca kez konuştum.
Hermanos y hermanas, he hablado muchas veces sobre los falsos dioses.
Onların acılarını bana karşı yaptıkları günahların bir bedeli olarak düşünüyorum.
Tomo su dolor como retribución por sus pecados contra mí.
Bazılarımızın ailesi yok, dolayısıyla biz de buna destek oluyoruz.
Algunos no tenemos una familia propia, así que ayudamos a los que sí.
Onlara bunun olmasını hiç sormadılar, ama...
Nunca lo pidieron, pero...
Ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
Hacen lo que pueden.
Bugünkü konumuz ilk göz ağrılarımız.
En el programa de hoy... Amor de cachorros.
Beni buraya kavga var diye çağırdılar.
Oye, ¿ me llamaron por una pelea?
Birçok otomatik silah, patlayıcılar, nitrojen gübre ve dizel yakıt ele geçirdik.
Incautamos una gran cantidad de armas automáticas, cargas de demolición, fertilizante nitrogenado y combustible diésel.
Sistemimizde yoksun ve ihbarcılar genelde bahçelerinde bomba üretmiyor.
No estás en nuestro sistema y nuestros confidentes no suelen hacer bombas en su jardín trasero.
Artık herhangi bir binayı yerle bir edecek patlayıcıları var.
Ahora tienen suficientes explosivos para arrasar cualquier edificio.
Sistemin sıkıntıları var ama çözüm masum insanları öldürmek değil.
El sistema tiene problemas, pero matar inocentes no es la respuesta.
Tanrıları nerede?
¿ Dónde están sus dioses?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]