O zaman konuşuruz traducir español
274 traducción paralela
Hele bir senaryonun haklarını alalım da, o zaman konuşuruz.
Cuando tengamos los derechos del libro, hablaremos.
O zaman konuşuruz.
Me lo cuentas entonces.
O zaman konuşuruz.
Entonces hablaremos.
O zaman konuşuruz.
Hablaremos sobre esto, entonces.
O zaman konuşuruz.
Hablaremos de ello.
Aklını başına toplamalısın. O zaman konuşuruz.
Cuando recuperes el juicio, hablaré contigo.
Ne zaman içimden sizinle konuşmak gelirse o zaman konuşuruz.
Si tengo ganas de hablar con Ud., le hablaré.
Önce evlen, bunu o zaman konuşuruz.
Cásate y entonces hablaremos.
Döneceğim o zaman konuşuruz.
Volveré y hablaremos.
Bunu o zaman konuşuruz. Daha önce değil.
Entonces, lo discutiremos antes.
Arabayı o zaman konuşuruz.
Entonces podemos hablar de un coche.
O zaman konuşuruz.
Después hablaremos.
Bu sandalyeleri kaldır, o zaman konuşuruz. Hepsini kaldır.
Bien, quita esas sillas y hablaremos.
Hele bir dışarı çıkın, her ne sorununuz varsa o zaman konuşuruz, tamam mı?
Cuando salga, hablaremos de su problema.
- O zaman konuşuruz.
- Lo mismo digo, cariño.
Yarın sette görüşelim, o zaman konuşuruz.
Te veré en el plató mañana y hablaremos de lo que quieras.
O zaman konuşuruz.
Hablaremos de esto ahí.
- O zaman konuşuruz.
- Hablaremos entonces.
Bak, bu akşam bana yemeğe gelsene. Bunu o zaman konuşuruz.
Oye, ¿ por qué no vienes a cenar a mi casa esta noche... y lo hablamos?
Üzgünüm, yardımcı olamam. Sonra gel o zaman konuşuruz. Bunun için 10 teal ayırdım.
Durante mi ausencia, todo el mundo se ha visto envuelto.
Tamam, o zaman konuşuruz.
Está bien. Hablaremos entonces.
O zaman konuşuruz. Yüz yüze.
Hablaremos frente a frente.
Tabii ki. O zaman konuşuruz. Harika!
Hablaremos entonces.
- Pekala, o zaman konuşuruz.
- Muy bien. Hablamos mañana.
Ne yapacağımızı o zaman konuşuruz sanırım.
Dígale al doctor Greene que volveré mañana.
Hele bir reklamlar başlasın, o zaman konuşuruz.
Lo siento, chico. Una vez que el anuncio salga, entonces hablaremos.
Evet. Yine görüşeceğiz. O zaman konuşuruz.
Pronto nos veremos para hablar de esto.
O zaman konuşuruz.
Luego le diré.
Bu konuyu, o zaman konuşuruz.
Si se da el caso, lo discutiremos.
O zaman etraflıca konuşuruz.
Seguiremos hablando.
O kazandı! Hadi gel, oturalım. Bunu başka zaman konuşuruz.
Vamos a sentarnos, ya hablaremos en otro momento.
- İyiyim. Vasiyet açıklandıktan sonra bana bir uğrarsın herhalde. O zaman seninle uzun uzun konuşuruz.
Ven a verme cuando esté solucionado lo del testamento y hablaremos de tu futuro
Eğer tanıdığım Sharman isen, o güzel elbisenle başın yukarıda, özgürce yürür, ön kapıdan çıkarsın o zaman önemli bir şey konuşuruz.
Si cruzas la puerta principal como la Sharman que conocí, con la frente alta, marchando libremente, vistiéndote con gusto, entonces hablaremos.
O zaman o da gelsin arabada konuşuruz.
Pues será mejor que venga y hablamos en el coche.
O zaman evlâdım, bekleyelim. Ayinden sonra konuşuruz.
En ese caso, hijo mío, hablaremos después de misa.
Tamam, o zaman, sonra konuşuruz.
I entienden. De acuerdo, entonces, hable después con nosotros.
Şimdi, konu şu... Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur.
Si no les gusta esa habitación les cambiaremos a esta, pero antes debe decidir si no le gusta aquella, podemos sentarnos y discutirlo será así de fácil, pan comido.
Bunları o zaman yine konuşuruz. Benim şimdi acelem var, işe gitmek zorundayım.
Hablaremos de todo, pero ahora debo irme.
O zaman doğru zamanı kollar... ve onunla konuşuruz.
Entonces debemos elegir nuestro momento... y hablar con él.
Tamam. Sunacak bir evim var... ve o zaman, bu öğleden sonra evde olurum ve konuşuruz
Tengo una casa que enseñar, y luego voy ala casa.
O zaman bunu açık olduğunda konuşuruz sanırım.
Terminaremos de hablar cuando abra.
Peki o zaman... Yarın konuşuruz. Mükemmel.
Bueno, entonces... nos vemos mañana.
O zaman, bir aksam yemegi falan yiyelim ve konusuruz.
OK, entonces cenaremos o algo, prepáralo.
- O zaman etraflıca konusuruz.
- Tenemos que hablar en serio.
- Askıları konuşuruz o zaman.
- Hablaremos de los ganchos.
Yanıldığını görevi benim almam gerektiğini söylerse, o zaman geçmişte olanları unutmaktan konuşuruz.
Cuando diga que se equivocó, cuando diga que debió haberme dado el puesto... entonces hablaremos de olvidar el asunto.
Ve o zaman tekrar konuşuruz.
Entonces volveremos a hablar.
Önce silahını indir, o zaman bunu konuşuruz.
Baja el arma primero y hablaremos.
Eğer Moya'yı şimdi imha etmediyse, o zaman tekrar konuşuruz.
Si el no destruye Moya ahora... hablaremos de nuevo
O zaman Evan'ın tanıdığı çocuklarla konuşuruz.
Hablaremos con otros chicos que le conozcan.
- Tamam o zaman. Sonra konuşuruz.
Sería un almuerzo.
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17