English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Paramız var

Paramız var traducir español

599 traducción paralela
Yeterince paramız var mı?
¿ Tendremos bastante?
Yeterince paramız var.
Tenemos dinero.
Tomarla paramız var.
Bueno, tenemos montones.
Ve yeterince paramız var.
Ya tenemos dinero.
Hiç görmediğimiz kadar çok paramız var.
Tenemos más dinero del que hemos visto nunca.
Wall Street bankerleriyiz biz Bir sürü paramız var
Somos banqueros de Wall Street Con moneda en abundancia
Eğer sıkıntın buysa, bizim paramız var.
Tenemos dinero, si eso es lo que le preocupa.
Bir torba dolusu paramız var, ama fareler gibi bir delikte yaşıyoruz.
Hay un saco lleno de dinero y estamos atrapados como si fuésemos animales.
- Ama paramız var mı ki?
- ¡ Estupendo! - ¿ Tenemos dinero?
Şimdi harcayacak çok paramız var.
En este momento tenemos mucho dinero para gastar.
Dökümhaneyi yitirmiş olabiliriz... ama Brezilya'da geçinebileceğimiz kadar paramız var.
Podemos haber perdido la fundición pero tenemos suficiente para vivir en Brasil.
Zosh, hiç paramız var mı?
Zosch, ¿ tienes dinero?
Çok teşekkürler. Ama bizim paramız var.
Muy agradecidos, pero tenemos dinero.
Elektrikli çim makinesi alacak paramız var mı?
¿ Podríamos comprar una segadora para el jardín?
- Kaç paramız var?
- ¿ Cuánto llevamos?
Saraghina bak, paramız var.
Saraghina mira, tenemos el dinero.
Saraghina, paramız var.
Saraghina, tenemos el dinero.
Luciani bir süredir işsiz ve çok az paramız var.
- Mira Luciani hace poco tiempo que está sin trabajo y tenemos muy poco dinero.
Paramız var!
Tenemos dinero.
Güzel, o zaman paramız var.
Entonces aún nos quedaba dinero.
Kuruyabileceğimiz bir yer var mı? Pasaportumuz ve paramız var.
¿ Podemos secarnos?
Shandor, harcayacak paramız var.
Shandor, tenemos dinero para gastar.
Dünya kadar paramız var. Yarından itibaren haftada üç gün evdeyim.
A partir de mañana, voy a ir a casa tres días a la semana.
Yeteri kadar paramız var.
Tenemos suficiente dinero.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Tenemos mucho dinero para gastar y ninguna preocupación.
Unutma, artık paramız var. İkimiz için bu.
El billete era para los dos.
Paramız var.
Llevamos dinero.
- Taksiye verecek paramız var mı?
- ¿ Podemos coger un taxi?
Charles'ın kitaplarının telif haklarından bir sürü paramız var.
Tenemos mucho dinero de los derechos autorales de Charles.
10.000 tane bakımlı sığırımız bir dolu toprağımız ve bankada tonla paramız var.
Hay 10.000 cabezas de buen ganado, un valle de buena pastura, y dinero en el banco.
Şimdi, 200 işçiyle, üretip satmak için yeterli paramız var.
Tenemos dinero para fabricar y contratar a 200 empleados.
- Ne kadar paramız var?
- ¿ Cuánto dinero hay en la caja?
- Ne kadar paramız var?
- ¿ Cuánto dinero tenemos?
Sadece bizi Pittsburgh'a götürecek kadar paramız var.
Tenemos el dinero suficiente para llegar a Pittsburgh.
Araba ve bir sürü paramız var...
Con el coche. ¡ Y con dinero!
Biliyorum, çok pahalıya çıkacak bu ama, bir sürü paramız var.
Sé que costará mucho dinero, pero hay bastante dinero.
Paramız var mı yok mu onu kontrol ediyorlar.
Están comprobando si tenemos dinero.
Sadece kaç paramız var bilmek istiyorum.
Claro, pero quisiera saber cuanto. Fe.
Ne kadar paramız var?
¿ Cuanto dinero tenemos? ¿ Por que te interesa?
Daha çok yiyeceğe ihtiyacımız var ama paramız kalmadı.
Necesitamos mas comida, pero no hay mas dinero.
Yeteri kadar paramız da var. Eğer bu kıytırık Orta Batı şehrine bağlanıp kalmış olmasaydık...
Nada nos ata a este pueblo del Medio-Oeste.
Sanırım ne kadar paramız olursa olsun hepimizin farklı dertleri var.
Supongo que no es una cuestión de dinero. Todos tenemos nuestros problemas.
Öyleyse hiç paramız yok, değil mi? Şu anda var.
Entonces necesitábamos el dinero, pero ya no.
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
Son más, pero no lo lograran. Lucharemos por nuestros derechos y tenemos el dinero para eso.
Korkarım paramız hakkında kötü haberlerim var.
Recibí malas noticias sobre el dinero.
Elias'tan paramızı alabileceğimiz daha tehlikesiz bir yer daha var. Gidelim.
Hay otro lugar para llevarle el dinero a Elías y menos peligroso. ¡ Vamos!
- Paramız var.
- ¡ Silencio!
Paramızı da aldı, ama adam ve silaha sahip bir tek ben varım.
También tiene nuestro dinero, pero yo soy quien tiene hombres y pistolas.
Sayıklasa da insan, gerçeği söyleyebilir. Ne paramız ne de silahımız var.
No hay fusiles nuevos ni dinero.
Vakit nakittir derler. Bizim çok vaktimiz var ve çok da paramız.
Dicen que el tiempo es dinero, y nosotros tenemos mucho tiempo, y mucho dinero.
- Ne kadar paramız var?
Lo procuro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]