Sadece birkaç günlüğüne traducir español
193 traducción paralela
Sadece birkaç günlüğüne başkasının yerine geçtim.
Estoy de reemplazo por un par de días.
Ama Leon, ben sadece birkaç günlüğüne buradayım.
Pero, Leon, sólo he venido por unos días.
Sadece birkaç günlüğüne.
Es sólo por un par de días.
Sadece birkaç günlüğüne.
- No. Sólo unos días.
- Şova katıldığını söyleyecek misin? - Sadece birkaç günlüğüne.
- ¿ Le dirás que te quedas trabajando?
Sadece birkaç günlüğüne.
Por un par de días.
Lütfen, seni bulmamaları için sadece birkaç günlüğüne.
Por favor, es sólo por unos días para que no te encuentren.
Sadece birkaç günlüğüne Roma'ya gitmeyi umuyorum.
No, no. Se trata sólo de unos días, porque pienso irme a Roma.
- Burası biraz sıkışık, ama bu sadece birkaç günlüğüne böyle olacak.
- Gracias, señor. - Andarán un poco apretados pero será sólo por unos días.
- Lütfen, sadece birkaç günlüğüne.
- Sólo unos cuantos días.
- Sadece birkaç günlüğüne.
- Sólo unos días.
Sadece birkaç günlüğüne.
Serán un par de días...
- Sadece birkaç günlüğüne.
- Habéis vuelto para quedaros?
Dinle, sadece birkaç günlüğüne ayrılacağım.
Me voy de viaje por unos días.
Kız... Sadece birkaç günlüğüne.
La chica... sólo un par de días.
Biliyorum, sadece birkaç günlüğüne burada olacağım.
Solo estaré aquí un par de días.
- Sadece birkaç günlüğüne.
¡ Sólo son unos días!
Sadece birkaç günlüğüne.
Es sólo por unos días.
Sadece birkaç günlüğüne değil, gerçek bir değişim gibi.
No por unos pocos dias sino por un cambio en serio.
Sadece birkaç günlüğüne.
Sólo será por unos pocos días.
Hadi ama sadece birkaç günlüğüne.
Apenas sea por unos días. Vamos.
Sadece birkaç günlüğüne.
Sólo por unos pocos días.
İş için sadece birkaç günlüğüne buraya geldim.
Estoy aquí sólo por un par de días en viaje de negocios.
Sadece birkaç günlüğüne.
Son sólo unos días.
Evet. Hayır, yok. Sadece birkaç günlüğüne hapiste kalmıştım.
En realidad estuve preso unos días.
Daha ölmedim, Yüzbaşı. Sadece birkaç günlüğüne gömüldüm.
Aún no me he muerto, capitana, sólo he sufrido un contratiempo.
Hayır, hayır, sadece birkaç günlüğüne kalıyorum.
No, no. Sólo por unos pocos días.
Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum.
Cálmate, sólo serán un par de días.
Sadece birkaç günlüğüne bu gemide kalacağız.
Sólo estaremos en esta nave unos pocos días.
Sadece birkaç günlüğüne burada olacağım. Birden ortaya çıkıp hayatına karışmak istemedim.
Vine sólo por unos días y no quería entrometerme.
Ama bu sadece birkaç günlüğüne.
Pero es solamente durante unos días
Bana sadece birkaç günlüğüne İtalya'ya gideceğini söylemişti.
Me dijo que iba a Italia, por sólo un par de días.
Sadece birkaç günlüğüne gideceğim.
Sólo voy a desaparecer unos días.
Sadece birkaç günlüğüne gidebilsek bir yerlere.
Si solo pudiéramos salir por unos días.
Hadi. Sadece birkaç günlüğüne.
Unos días nada más.
Şehre sadece birkaç günlüğüne geldi.
Sólo estará aquí un par de días.
Jude sadece birkaç günlüğüne gitti.
Sólo se fue dos días.
Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum.
Sólo estaré fuera unos días.
- Sadece birkaç günlüğüne.
- ¿ cómo le va a La Bisabuela?
"Sadece birkaç günlüğüne Nate" dedin.
Me pediste que me quedara. "Solo por unos días".
Ölmezsin ya sadece birkaç günlüğüne.
Es solo por unos días.
Ama sadece birkaç günlüğüne, değil mi?
Yo seré tu sirviente pero tan solo algunos días, OK?
Sadece birkaç günlüğüne.
Un par de días. Se representará una función sobre el Plava.
- Sadece birkaç günlüğüne.
Espera sólo unos días.
Sadece birkaç günlüğüne.
Así para un par de días.
Sonra da, "Sadece, birkaç günlüğüne eve geldiğinde anne rolüne soyunup benim hayatıma karışarak, beni yönlendirmeye çalışma."
Pero le dije : "No intentes controlar mi vida cuando estás en casa durante unos días y te apetece hacer de madre".
Ben onları birkaç günlüğüne burada tutsam? Sadece bir haftalığına.
De acuerdo. ¿ Qué tal si se quedan conmigo un par de días?
Evet biliyorum. Birkaç günlüğüne sadece, değil mi?
Sí, pero es solo para un par de días, ¿ no?
Sadece birkaç günlüğüne geliyor.
Todavía no totalmente.
O sadece onu birkaç günlüğüne ishal yapmak için yeterliydi, onu öldürmek için değil... eğer... ona alerjisi yoksa.
Sólo fue para darle corredera por un par de días no tanto como para matarla. A menos que fuera alérgica.
Birkaç günlüğüne sadece.
Es solo por un par de días.
sadece birkaç gün 16
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece ben 126
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece ben 126
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113