English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yanlız

Yanlız traducir español

7,655 traducción paralela
Ona oraya yanlız gitmemin vereceği hazzı tattırmayacağım.
Bien, no le daré la satisfacción de acudir sola.
Yanlız olduğunu sanıyordum, bu yüzden seni bekar, havalı kadınlarla aynı masaya oyurttum.
Pensé que vendrías sola, asi que te puse en la mesa con las solteras.
Aslında, ben 5 dakika yanlız kalmak istiyordum şerefsizle, sana gerçeği söylemesi için.
En realidad, quería cinco minutos a solas con el idiota, para ser honesto.
- Yanlız?
- ¿ Solo?
- Evet, yanlız.
- Sí, solo.
Shelby şerefsiz Ryan için beni terkettiğinden bu yana yanlızım.
He estado solo desde que Shelby me botó por ese idiota de Ryan.
Belki yanlız olsaydım, daha kolay bir hedef olacağımı düşünürdüm.
Tal vez piensas que sería un blanco más fácil si estuviese solo.
Yanlızım.
Vengo solo.
Sizi 5 dakika yanlız bırakmamın bir sakıncası var mı?
Les importa si les dejo solos durante cinco minutos.
kimse yok Jamie yanlız başınayız!
¡ Estamos solos, Jamie!
Hayır, ben kendimi yanlışlıkla eski kız arkadaşımın emzirdiği çocuğa etiketledim.
No, es que me he etiquetado en el bebé amamantándose de mi ex en Facebook.
- Belki de soruş tarzınız yanlıştır.
Quizá estás haciendo la pregunta de forma equivocada. De acuerdo.
O kız, onun için tamamen yanlış biriydi.
Ella no era para él.
"Gabi yanlış yaptı" ya da "Deli beyaz kız" dediğini... cümlenin hiçbir yerinde duyamadım.
No escuché "Gabi estaba mal" o "chica blanca loca" en ninguna parte en esa oración.
Bir annenin oğlu için harika... bir kız istemesinin nesi yanlış?
¿ Qué problema hay con que una madre quiera a la chica perfecta para su hijo?
Makale yanlış anlaşılmasından beri Matty ile aramız çok garipti.
Matty y yo habíamos estado jodiéndonos mutuamente desde el malentendido de la redacción.
Bilmiyorum belki bir gün ama bence zamanlamamız yanlıştı.
No lo sé, quizá algún día. Pero creo que no es el mejor momento.
Yanlış anlamışsınız.
Lo han entendido mal.
Yanlış bir adımla başladığımız için özür dilerim.
Siento que hayamos empezado con mal pie.
Fotoğrafın yanlış ellere geçmesini riske atamayız.
No podemos arriesgarnos a que caiga en las manos equivocadas.
Bakın, hepiniz 18'den büyüksünüz ve yanlış bir şey yaptığınız için burada değilsiniz.
Miren, ya tienen 18 años y no están aquí por hacer algo malo.
Dai Li şehri baştan sonra aradı ama görünüşe göre istihbaratınız yanlış.
El Dai Li buscó por toda la ciudad pero parece que te equivocaste.
Bilim insanları böylece yerçekimi ile ilgili varsayımlarımızın belki tamamen yanlış olduğunu buluyorlar.
Los científicos están descubriendo que nuestras conjeturas acerca de la gravedad podrían ser casi completamente erróneas.
Unutma, acımasız gerçek yanlış umuttan hep daha iyidir.
Recuerda, la dura realidad es mejor que la falsa esperanza.
Yanlış yaptığımızı biliyorum.
Sé que nos equivocamos.
Yanlış hatırlamıyorsam, silahsız ve plansız şekilde koşturdun. Ve bağırdın... Neydi o?
Si tengo memoria, nos quedamos sin arma, sin plan, y gritaste ¿ qué fue lo que gritaste?
Sadece içimden bir his, bunu Vincent olmadan yapmamız yanlış mı acaba diye düşündürüyor.
Es que hay algo sobre esto que siento que está mal, hacer esto sin Vincent.
Yanlış kişiyi yakaladınız!
- ¡ Tienen al hombre equivocado!
Yanlış kişiyi yakaladınız.
¡ Tienen al hombre equivocado!
Yanlış adamı yakaladınız.
Tienes al tipo equivocado.
Kızım, hep yanlış yerlere bakıyorsun.
La niña, que está buscando en los lugares equivocados.
Hayır, yanlış bu, imkansız.
No, no puede ser, es imposible.
Onu kazanmak için masum gibi davranacaksan belli ki yanlış kızı seçtin.
Si tienes que fingir ser inofensivo para ganártela, claramente has escogido a la chica equivocada.
Bir gerçeğin zıttı yanlış bir önermedir.
Lo opuesto a un hecho es una falsedad.
Sanırım bu sefer yanlış adamı kızdırdınız, Doktor Winter.
Aparentemente meó en la boca de incendio equivocada esta vez, Doctor Winter.
Bunun sebebi hava bükücülerini almamız desem yanlış mı olur?
Supongo que es porque nos llevamos a sus maestros aire.
Kurbanımız aslında yanlış kişi yani Thomas'mış.
Tenemos la víctima equivocada. Es Thomas.
Eğer sinyali Central Şehri'nin ağını kullanarak güçlendirip yanlış bir güncelleme gönderirsem bir geri dönüş alırız...
Si amplifico la señal usando la red de Central City y envío una actualización falsa recibiremos una respuesta, y entonces- -
Çıkardığımız haber yanlışmış.
La historia que publicamos es incorrecta.
Eğer bilmek zorundaysanız, yanlışlıkla... hapishaneye girmiş birini savunuyorum.
Si debe saberlo, he sido llamado para defender a un hombre que ha sido encarcelado injustamente.
Yani aşı olduğunuz zaman sizin salgıladığınız antikorlar yanlış bir biçimde aşıyla savaşıyorlardı. İşe yaramayacaklar.
Bueno, eso significa que cuando fuiste vacunado, los antibióticos que creaste para matar a la gripe tienen la forma equivocada.
Elinizde yanlış bir şey yaptığımıza dair somut bir kanıt yoksa oğlumuzu geri vermenizi ve bizi bırakmanızı istiyorum.
Miren. A menos que tengan pruebas, irrefutables, de que hicimos algo malo, quiero que nos regresen a nuestro hijo y nos dejen ir.
Ona tuzak kuranı bulmamız lazım. Yanlış, aciliyet sırası var.
Debemos encontrar a la persona que tendió la trampa.
Bu yüzden bu soruna başka bir açıdan yaklaşacağız tamam mı? Yanlış.
Aah!
Yanlışlıkla hamile bıraktığım, beni dava edecek kız.
La chica que embaracé accidentalmente y me está demandando.
Yanlış kıyafetler yüzünden ifşa olmanız kaçınılmaz.
Y con la ropa equivocada, serías detectada inmediatamente como farsante.
- Yanlış yoldayız demektir.
- O estamos mirando esto mal. - Tte.
Her şeyi yanlış anladınız.
Sí, tíos, os estáis equivocando.
- Ne duyduysanız yanlış duymuşsunuz.
Lo que sea que hayáis oído, no es cierto.
Yanlış adama çattınız.
Le dices eso al tipo equivocado.
Ve yanlış ölüm nedeni ile... büyük olasılıkla yanlış adamı yakaladınız.
Y con una causa de muerte errónea, lo más probable es que tengáis al asesino equivocado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]