English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yanlıştı

Yanlıştı traducir español

2,873 traducción paralela
Adamı öldürmek istemesi çok mu yanlıştı?
¿ estuvo mal por su parte querer librarse de ese hombre?
Oysa ki "malum prohibitum" bir heykel tarafından dikte edilen bir yanlıştır.
Mientras que "Malum prohibitum" es un dictamen por ley.
Bu yanlıştı.
Yo fui quien se equivocó.
Sanırım bana verdiği telefon numarası yanlıştı.
Creo que el celular que me dio estaba equivocado.
Zaten bunu istemem yanlıştı.
Sabes, es demasiado pedir.
Yaptığım şey yanlıştı.
Lo que hice ha estado mal.
Yanlıştı, aptalcaydı, ve tamamen bencilceydi.
Fuí estúpido y egoísta y estaba equivocado.
Yaptığın yanlıştı.
Lo que has hecho está mal.
Bence adamlarının yaptığı otopsi yanlıştı.
Creo que la autopsia que hizo su gente es incorrecta.
Bu şekilde karşına çıkmam yanlıştı biliyorum ama düşündüm ki benim gibi bir çocuğun senin gibi bir kızın ilgisini çekmesi için çok uçuk bir şey yapmalıydım.
Sé que fue un error irrumpir de esta manera. Supuse que, para que un tipo como yo captase la atención de alguien como tú, tenía que hacer algo... extremo.
Onu takip etmem yanlıştı, biliyorum. Ama gerçekten, sadece yardım etmeye çalışıyordum.
Sé que estuvo mal de mi parte seguirla... pero realmente estaba tratando de ayudar.
Sizin bu kadar meşgul hayatlarınız varken benim bir spa randevusu için sizi ekmem çok yanlıştı.
Estuvo mal que las dejara por una cita en el spa cuando sus vidas están tan ocupadas.
Aldığım her karar yanlıştı.
Cada decisión que he tomado ha sido equivocada.
Bu yanlıştı.
Ha estado mal.
Seni değiştirmeye çalışmam yanlıştı.
Estaba equivocado al intentar cambiarte.
Bu çorba yanlıştı.
La sopa estaba mala.
Sinema hakkındaki düşüncelerimizin çoğu yanlıştır.
Muchas de nuestras asunciones sobre cine son erróneas.
Yaptığımız şeyler yanlıştı.
Lo que hicimos estuvo mal.
Yanlıştı, biliyorum.
Estuvo mal, lo sé.
Ama genel anlamda konuşacak olursak yapmak istediğin şeyin yanlış olduğunu düşünüyorsan yanlıştır.
Pero hablando en general, si crees que algo que quieres hacer está mal... lo está.
Onu öldürmen yanlıştı, ama bunu fazlasıyla telafi ettin.
Matarle estuvo mal, pero has sido más que compensado por ello.
Biliyorum, Gwen'in yaptığı yanlıştı ama Gwen iyi bir insan.
Sé que lo que hizo Gwen estuvo muy mal, pero es una buena persona.
Bazen doğru olan yanlıştır.
A veces lo correcto puede ser malo.
Niles Crane düpedüz yanlış anlaşılmıştı.
Niles Crane fue mal entendido totalmente.
Bakın, bunu ikinizin arasındaki bozukluğu giderelim diye ayarlamıştım ancak görünen o ki çok yanlış bir yere saptık...
Organicé esto para que pudieran enfriar los ánimos, y parece que comenzamos mal...
Yanlış bir şey yaptığın için değil çok önceden ayrılmıştık ama sen dayandın, Sam senin yanına taşındı.
No porque hubieses hecho algo malo. Habíamos roto hacía mucho, pero eras la prueba de que Sam lo había superado.
"Zamanlamamız yanlış" "Başka biriyle tanıştım"
no es el momento adecuado... he conocido a otra persona...
Sadece ben... Belki yanlış şekilde tanıştık ama Raj için yaptığın bağış, bu elbise tüm bunlar hala benim için para ödüyormuşsun gibi hissettiriyor.
Es solo que... tal vez es la manera que nos conocimos pero con la donación para Raj y el vestido... que todo esto me hace sentir como
Üç kere falan yanlışlıkla çalıştırmışlar. Her seferinde güvenlik şirketi Texas'taki annesini arıyor.
La han activado tres veces y la compañía de seguridad sigue llamando a su mamá en Texas.
Kimyasalları karıştırdığını ve kloridi yanlış hesapladığını söyledi.
Dijo que mezcló los productos químicos y calculó mal el cloruro.
şövalyecilik oynadığınız bu isyancılar Lizbon'a yanlış yönlendirme yapmaya çalıştığınızı anlayan kişilerle aynı kişiler.
Esos rebeldes sobre los que se muestra tan arrogante son los mismos que sospecharon que estábamos tratando de redirigirlos a Lisboa.
Yanlış kişilerle takıldığı için başı belaya giren bir çok delikanlıyla tanıştım.
He conocido a muchos jóvenes que se metieron en problemas sólo por pasar el tiempo con la gente equivocada.
Dün gece ondan ses alamayınca, yanlış bir şeyler olduğunu anlamıştım.
Cuando anoche no recibí ninguna noticia de ella, Supe que algo iba mal.
Yanlışlıkla benim tişörtümü giyip yeniden büyümeye başladığına inanmıştın.
La vez que te pusiste mi camisa por error y estabas convencido de que empezaste a crecer de nuevo.
Yanlış hatırlamıyorsam sefil iti asmıştık.
Sí, creo que colgamos su penoso trasero.
O ise, yanlış kişilerin arasına karıştı.
Y ella terminó mezclándose con el grupo equivocado.
Ama o çok sorunlu biriydi yanlış olduğunu bildiği bir şeye karışmıştı.
Pero era un hombre muy preocupado, involucrado en algo que el sabía que estaba mal.
Yanlış hatırlamıyorsam, en son oynadığımızda ben kazanmıştım.
Ahora, si recuerdo bien, la última vez que jugamos, yo gané.
Yanlıştı.
¡ Fue un error!
Onlar yanlıştı, ve her gün devam etti.
Son entuertos que se siguen perpetrando A DIARIO.
Çünkü yanlış hatırlamıyorsam, son defa bunu yaptığımızda seni iyi pataklamıştım.
Sin embargo, si no recuerdo mal, la última vez que nos enfrentamos, te pateé el culo.
Belki yanlışlıkla üstüne basmıştır ve kendini çok ama çok kötü hissetmiştir.
Bueno, quizás lo pisó por accidente y se sintió realmente mal.
... fotoğrafının altında ismi yanlışlıkla Martin Brodeur olarak yazılmıştır.
erróneamente identificado como Victor Valdés en el reportaje y la alineación.
Çoğunuz son sınavında bu soruları yanlış yapmıştı.
Muchos tenéis esta pregunta mal en el último examen.
Yanlış kişilere takılmıştı.
Él se mezcló con la gente equivocada.
Bir alarm çalıştı ama yanlış alarmmış. Sadece bir hayvanmış.
Registramos una falla de seguridad en el perímetro pero resultó ser una falsa alarma.
Bir zamanlar babamla beraber çalışırken yanlışlıkla bir Terracotta Savaşçısını babamın yüzüne yapıştırdım ve o zamandan beri bıyığı tek taraftan çıkıyor.
Una vez cuando estaba trabajando para mi padre, Accidentalmente eche pega a un gerrero terra cota en su cara, Y ahora solo le crece bigote en la mitad de la cara.
Onu aldattıklarını, köşeye sıkıştırdıklarını düşündü. Kandırıldığını ya da yanlış yönlendirildiğini düşündü.
Se sintió engañado, contra las cuerdas, defraudado o burlado.
Muhtemelen yanlışlıkla aramıştır.
Probablemente te llamó sin querer.
Belki yanlışlıkla üstüne basmıştır ve kendini çok ama çok kötü hissetmiştir.
Bueno, quizás lo pisó accidentalmente... y se sintió muy, muy, pero realmente muy mal.
# Ama yanlış yapmıştı kıza #
# Pero le hizo daño #

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]