English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yapabileceğim bir şey yoktu

Yapabileceğim bir şey yoktu traducir español

242 traducción paralela
Kartlarımı çoktan almıştım ve yapabileceğim bir şey yoktu.
El cambiazo ya está dado. No hay nada que pueda hacer.
Yapabileceğim bir şey yoktu Teğmen.
No hubo más remedio, teniente.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No podía hacer nadar.
Yapabileceğim bir şey yoktu!
¡ No había nada que hacer!
Bacağım dayanamadı. Yapabileceğim bir şey yoktu.
De repente mi pierna cedió, no pude hacer nada
Ne var ki benim yapabileceğim bir şey yoktu.
Tenia las manos atadas.
Onun için yapabileceğim bir şey yoktu.
No había nada que pudiese hacer por él.
N'apabilirdim ki? Yapabileceğim bir şey yoktu.
¡ Masaru, no vayas allí!
- Yapabileceğim bir şey yoktu!
- No podía hacer nada.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude hacer nada.
Yapabileceğim bir şey yoktu!
¡ No he podido hacer nada!
O delikanlιya yardιm etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude hacer nada para ayudar a aquel joven.
Çok üzgünüm efendim, ama benim yapabileceğim bir şey yoktu.
Lo siento mucho, señor, pero no pude evitarlo.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Hiç umut yoktu.
Pero de una epidemia, yo no podía hacer nada.
'Fakat yapabileceğim bir şey yoktu.'
" pero sabía que no había nada que pudiera hacer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
He hecho todo lo posible.
Biliyorum. Yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude hacer nada.
Yani gerçekten yapabileceğim bir şey yoktu.
No hay nada que pueda hacer.
Ağaçtan düşerken yapabileceğim bir şey yoktu.
No tuve nada que ver con que te cayeras del árbol.
Yemek zehirlenmesi, yapabileceğim bir şey yoktu.
Envenenamiento por comida, no hay nada que hubiera podido hacer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude hacer nada. Tuve que ir a vomitar.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude evitarlo.
Ne olduğunu bilseydim bile, yapabileceğim bir şey yoktu... çünkü onu yaratabilmek mümkün değil.
Aunque hubiese sabido lo que era, no habría podido hacer nada... porque es algo que no se puede crear.
Ama sonunda anladım ki yapabileceği bir şey yoktu ve benim de ona yardım etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.
Pero al final me di cuenta de que él no podía hacer nada ni yo tampoco para ayudarlo.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No había nada que pudiera hacer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Batman la desconectó.
Ama yapabileceğim bir şey yoktu.
pero no había nada que hacer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Ya no había nada que pudiera hacer.
- Çeneni kapa. Yapabileceğim bir şey yoktu.
Y luego Antoine discontinuo Ia apuesta.
"Yapabileceğim bir şey yoktu." Aklımdan bu kelimeler geçiyordu.
Esas palabras quedaron grabadas en mi mente.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Nos vimos en medio.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
No hubo nada que pudiéramos hacer.
Durdurmak için yapabileceğim bir şey yoktu. Maymunlarla yaşadığın tecrübe gibi.
No había nada que pudiera hacer para detenerlo, muy parecido con tu experiencia en la jaula de los simios.
Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
No me quedó otro camino.
Niyetim yalan söylemek değildi ama yapabileceğim başka bir şey yoktu.
No quería mentirte, pero no me quedaba más remedio.
Onunla konuştum ama yapabileceğim pek bir şey yoktu.
Hablé con él. Me sentí impotente...
İyiyim ben. Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Bueno, es lo único que podía hacer.
Aniden davrandılar, sayıca azdık, yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Sé lo que han hecho.
- Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Yo no podía hacer nada.
Kokain alemine daldığında, bir dava çıkar da kendine gelir diye umut ve dua etmekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Yo no podía hacer nada... cuando él estaba bajo el efecto de la cocaína... sino rezar que algún caso interesante... lo sacara de ese estado.
Güvertedeki başka kişi ben değildim. Bu nedenle, benim Kaptana yapabileceğim bir şey yoktu.
No pude haberle hecho nada al comodoro.
Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
No podía hacer nada. Estaba allí...
Görünenlerin benim aleyhime olduğunu biliyorum, ama bana inanmalısınız yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Sé que las apariencias están en mi contra pero debe creer que no podía actuar de otra forma.
Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
No pude ayudarlo.
Vücuduma bir işaret bıraktı. Onu silmek için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Ella puso su marca en mi cuerpo no hay nada que pueda hacer para borrarla
Yapabileceğim bir şey yoktu, değil mi?
No podía hacer nada, ¿ cierto?
Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
- Uh... - Bueno, ¿ no? Tienes que decirles.
İlki, dalgaların altında kaldı,... üstelik bunu engellemek için yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
La primera fue engullida por las olas sin que yo pudiera hacer nada para impedirlo.
Onlar için yapabilecegim bir sey yoktu.
No tuve nada que ver con eso.
Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
- No puedo hacer nada más.
Yapabileceğim bir şey olduğuna inanmayı çok istiyordum. Ama yoktu.
Quería creer que podía ayudarla de alguna forma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]