Yapmadın traducir español
11,700 traducción paralela
Kazanacağından o kadar emindin ki benimle anlaşma bile yapmadın.
No hiciste un acuerdo conmigo porque estabas segura de que me ibas a ganar.
Yapmadın ve şimdi de diyetini ödemenin zamanı geldi.
No lo hice y es hora de pagar la apuesta.
Beni gücendirecek bir şey yapmadınız Bayan Crain.
No ha hecho nada para ofenderme, Srta. Crain.
- Hiç tutuklama yapmadın mı?
¿ No has hecho ninguna detención? Sí. Una.
Yine de siz... Hiçbir şey demediniz... Bu saldırıyı durdurmak için bir şey yapmadınız?
¿ Y aun así no dijeron nada... ni hicieron nada para detenerlo?
Ve sen de hiçbir şey yapmadın mı?
¿ Y no hiciste nada?
Hiçbir şey yapmadın mı? !
¿ No hiciste nada?
- Nick, sen yapmadın...
Oh, hombre, Nick, que no...
300 ya da daha fazla adamın Wessex boyunca düzenli yürüyüşünü izlediğin hâlde hiçbir şey yapmadın mı?
Viste 300 hombres o más marchando a través de Wessex... y, ¿ no hiciste nada?
- Neden gereğini yapmadın?
¿ Por qué no actuaron conforme a ello?
- Sen yapmadın ama adamların denedi.
Tú no pero tus chicos, sí.
Daha önce hiç yapmadın değil mi?
Nunca lo has hecho, ¿ cierto?
Sende hiç yapmadın!
¡ Tú nunca lo hiciste!
Ama öyle yapmadın.
No hiciste eso.
Günaydın. Kahvaltı yapmadın mı?
Buenos días. ¿ Ya tienes tu desayuno?
Babanı sevdiğin için bunu yapmadın.
Fue el amor por tu padre.
Kapıyı açmam için de dürtüsel kapı tıklatma ritüelini yapmadın.
Y no hiciste tu ritual llamada compulsiva para que abriera la puerta.
biraz açgözlülük yapmadın mı?
Eres un egoísta Wiss. Deberías mostrar más decencia.
- Tabi, tabi sen yapmadın.
Sí, tú no lo hiciste, tú no lo hiciste.
Sen hiçbir şey yapmadın ki.
Tu no hiciste nada.
- Sen yanlış bir şey yapmadın.
Oye. No hiciste nada malo.
Komandoluk eğitiminde bundan yeterince yapmadın mı sen?
¿ No hiciste suficiente de eso en el entrenamiento de los SEAL?
Bunu sen yapmadın.
Esto no es obra tuya.
Ama yapmadın.
Pero no lo hice.
Yapmadın.
No es así.
Bir gün kızımın gözlerinin içine bakıp... o insanlar halasını kaçırdığında oturup hiçbir şey yapmadığımı söylemeyeceğim.
No voy a mirar a mi hija a los ojos y explicarle que me quedé sentada y no hice nada mientras que esa gente secuestraba
Kötü oldu çünkü Lily o çevredeki baz istasyonunda gözüken aramalar yapmış. Ve içimdeki ses bahar tatili için plan yapmadığını söylüyor.
Bueno, qué mal porque Lily hizo un montón de llamadas que rebotaron a una torre de móviles ahí, y algo me dice que no está haciendo planes para las vacaciones de primavera.
Biz de Lily'ye gönderildiğin görevi yapmadığını söylemeyelim. Sonra bu günü bitirelim.
Y no le diremos a Lily que te vimos evitando la misión que te enviara a realizar, y podremos salvar el día.
Artık bana aitsin ihtiyar ve dediğim gibi yapmadığın takdirde yavaşça öleceksin.
Me perteneces, viejo. Y tú morirás lentamente a menos que hagas lo que digo.
- Elbette yapmadın.
No he sido yo.
Hiç yapmadığını biliyordum.
Sabía que nunca lo hiciste.
- Ne yaptınız siz? - Hiçbir şey yapmadık Skips.
¿ Qué hiciste?
Ve mahkemenin İnciline elimi basarken, burda haşlanmak için yapmadım bunu. Ve özellikle de dar kafalı, aptal ve amatör bir savcı tarafından. Benim ya da bu mahkemedeki kimsenin saygısını hak etmeyen.
Y no puse mi mano en la Biblia del tribunal para ser quemada en la hoguera, y sobre todo por una insignificante, tonta y principiante fiscal que no merece mi respeto ni el de nadie de este tribunal.
- Yapmadığın iş değil.
No sería la primera vez.
- Yapmadın.
No lo hiciste.
Çektik, kurguladık, dublajını yaptık, bunu iyi olduğumu düşündüğümden yapmadım.
Grababa, editaba, narraba, no porque pensara que era bueno.
Pekala, merhaba açık olmak gerekirse onların dediği şeyi yapmadım.
Bueno, hola, bueno, para ser claros, No hice lo que dijeron. Yo no lo haría.
Kinezik eğitimi almış olmama rağmen blöf yapıp yapmadığını anlayamıyorum.
Estoy entrenado para leer a la gente, y soy incapaz de saber si vas o no de farol.
Evet. Kör adamın ısıtıcısını yapmadıysak ne olmuş yani?
Sí. ¿ Qué más da que hayas hecho que un ciego esté tres meses sin calefacción?
Sana söylediğimde daha önce hiç yapmadığın kadar sağa kır.
Cuando te lo diga, gira a la derecha lo más brusco que jamás hayas hecho.
- Eğer bu bir kavgaysa bu katilin önceden plan yapmadığı anlamına gelir. Yakın zamanda olacak.
- Si se trata de una pelea, eso significa que el asesinato no es premeditado.
Hiçbir şey yapmadığını mı?
Y él no hizo nada?
Hiçbir şey yapmadığını mı?
Él no hizo nada?
Hiç baskı yapmadın.
Sin presión.
Ben daha headway gece yapmadığını üzgünüm.
Lo siento que no hacen más avanzado de esta noche.
Turnayı yaptım, ters köpeği yaptım kobra yılanını yaptım ama hayır, kurbağa yapmadım.
He hecho la grulla, el perro cabeza abajo, la cobra, pero no, no he hecho la rana.
Tamam ama onların yapıp yapmadığını bilmiyorsun, Phil.
Vale, no sabes si eso fue lo que pasó.
Hayır ben yapmadım. Sen kırdın Dean.
- Tú, Dean, rompiste la ventana.
Kahveleri senin yapmadığın bir yer olabilir.
¿ quizá a un sitio donde tú no tengas que hacerlo?
Ama içimden bir ses bunu bizzat yapmadıklarını söylüyor.
Pero tengo la corazonada de que no lo hicieron ellos mismos.
Kötü niyetle yapmadığını biliyorum...
I-Yo sé que no querías, así que...
yapmadın mı 24
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28