Yarım saat mi traducir español
311 traducción paralela
Yarım saat mi?
¿ Una media hora?
Tamam mı? - Sadece yarım saat mi?
¿ Sólo media hora?
Yarım saat mi?
¡ Media hora!
Yarım saat mi? Pekâlâ.
- ¿ En media hora?
- Yarım saat mi dedin?
- ¿ Acaso dijo dentro de media hora?
Yarım saat mi?
¿ Media hora?
Bana ihtiyacı var. Yarım saat mi?
Me necesita. ¡ Media hora!
Yarım saat mi? Hoşça kal.
¿ En media hora? Jeri, tengo un cliente para ti.
Yarım saat mi 5 yıl mı?
¿ Media hora? ¿ Cinco años?
Yarım saat mi? Bu sürede çadırlarımızı bile kuramayız.
No nos da tiempo de organizarnos.
Yarım saat içinde gidiyoruz. - Yarım saat mi?
¿ Media hora?
Bizim gibi mi? Birlikte olduğumuz süreleri toplayınca yarım saat mi ediyor?
¿ Todos los minutos que hemos pasado juntos sumarian media hora?
- Sadece yarım saat mi?
- ¿ Sólo media hora?
Yarım saat mi istiyorsun?
¿ Quieres una media hora?
- Yarım saat mi?
- ¿ Media hora? !
Yarım saat önce mi?
¿ Hace media hora?
Müthiş üzgünüm. Trenim yarım saat gecikti.
Mi tren llevaba media hora de retraso.
Bayan Hart'a hastayı yarım saat sonra ofisimde görmek istediğimi söyleyin.
Quiero ver a la paciente en mi consultorio en media hora.
Çünkü yarım saat önce buraya gelip benden 50 bin dolar çarptı. - 50 bin mi?
Estuvo aquí hace media hora y me quitó 50.000 dólares. ¿ 50.000?
Yarım saat kadar önce kocam Andre Delambre'yi hidrolik pres makinesinde öldürdüm.
Maté a mi marido, André Delambre... hace una media hora en la prensa hidráulica.
- Yarım saat önce. Değil mi, Peggy?
- Hace media hora. ¿ Verdad, Peggy?
- Yarım saat mola verelim mi?
- ¿ Media hora de descanso, Señor?
Yarım saat önce mi?
- ¿ Una hora y media?
Ve sen onun yarım saat içinde geleceğini mi söylüyorsun?
¿ Y llegará dentro de media hora?
Erkek arkadaşım yarım saat önce sızdı.
Mi novio se durmió hace una hora.
Ortaklarım yarım saat içinde otelinizde olabilirler.
Mi socio estará en su hotel dentro de media hora.
Yarın, saat 10 da, ofisimde. Anlaşıldı mı?
Y mañana a las 10 en mi despacho.
Yarım saat içinde kontrol bizde mi yoksa onda mı, öğreneceğiz.
En 30 minutos, se sabrá si aún manejamos esto o no.
Eminim, karım tarafımdan akrabam olması sebebiyle, hakkında yarım saat konuşmakla Bay Lujin ile ilgili kararınızı vermişsinizdir.
Estoy seguro que usted ya se ha hecho una idea del señor Luzhin, que es pariente de mi esposa, a poco que haya hablado con él.
Büro işleri için bana yarım saat verin, sonra ilgileneceğim.
Déjeme media hora en mi oficina y entonces le daré mucho trabajo.
Yarım saat içinde mi?
¿ Como en una media hora?
Yarım saat odamda dinleneceğim.
Voy a echarme en mi cama durante media hora.
Yapmadan daha yarım saat önce bir konuşmayı almak olağandışı değil mi?
¿ No es inusual que le entreguen el discurso sólo media hora antes... Porque lo leo dos veces... y se queda impreso en mi mente. -... de darlo?
Ailemin, iki yetişkin adamı yarım saat birbiriyle köşe kapmaca oynarken izlemelerini de istemiyorum.
Y no quiero que mi familia vea a dos hombres adultos... mariposeando uno alrededor del otro por media hora.
- Efendim? - Yarım saat sonra, odama gelir misin?
- ¿ Puedes venir a mi habitación... en media hora?
Saat gecenin 3'ü ve yarın sabah kızım -
¿ Se da cuenta de que son las tres de la madrugada? Y mi hija...
Motorla yirmi dakika, yarım saat falan sürer.
Tardamos 20 minutos o media hora en mi moto.
Oyuna başlamak üzereyiz. Hastaneyi ara ve... Bayan Bellows'la olan randevumu yarım saat ileri al.
Estamos a punto de llegar al tee así que llama al hospital y mueve mi cita con la Srta. Bellows para 30 minutos después.
Bütün gece ve yarın saat 5'ten sonra ofisimde olacağım.
Estaré en mi oficina toda la noche y después de las 5 : 00 mañana.
Grotowski'yle gece yarısı otel odamda bir araya geldik ve gece yarısından ertesi gün saat 11'e kadar sohbet edip, tıraş köpüğümün kapağından hazır kahve içtik. - Tanrım.
Nos reunimos a medianoche en la habitación de mi hotel, bebimos café instantáneo en la tapa de mi espuma de afeitar... y hablamos hasta las once de la mañana.
Yarım saat geçmeden, Pensilvanya'daki kızım beni aradı.
Por supuesto, una media hora más tarde, mi hija me llama en Pensilvania. No.
Yarım saat içinde bu adama ait bütün bulabildiklerini masamda istiyorum.
Quiero todo lo que sepas sobre estafas en mi escritorio en media hora.
Benim ailemi yarım saat içinde mi?
¿ Mi familia en media hora?
Yarım saat iyi mi?
¿ En media hora?
Yarım saat önce mi ayrıldı? Aman ne güzel. Hayır, bir sorun yok.
¿ Se marchó hace media hora?
Önümdeki bir saat ve de hayatımın yarısı.
La próxima hora y media de mi vida.
Asistanım bir yarım saat daha beklemelerini söyledi.
Mi ayudante les está pidiendo que esperen media hora más.
Sana şöyle söyleyeyim, yarım saat sonra oğlumu almam gerek, yani...
La verdad, tengo que recoger a mi hijo en media hora, así que...
Yarım saat mi?
Media hora?
Yarım saat içinde sizi ofisimde görmek istiyorum Bay Clemens.
Quiero verlo en mi oficina en 30 minutos, Sr. Clemens.
- Bilirkişi yarım saat gecikti!
- ¡ Mi testigo experto llega tarde 1 1 / 2hs!
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41