English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yere bırak

Yere bırak traducir español

2,372 traducción paralela
Tanrım! Silahı yere bırak. Blöf yapıyorsun.
¡ Dios mío! ¡ Idiota!
Bebeği yere bırak ve geri çekil.
Baja al bebé y retrocede.
Silahı yere bırak!
! El arma en el suelo!
Silahı yere bırak!
Baja el arma
- Pekâlâ silahını yere bırak.
- Vale, tu arma. Déjala en el suelo.
Silahı yere bırak.
Baja la pistola.
Silahını yere bırak.
- Deje el arma en el suelo.
Uygun anı bekle, sabırlı ol sonra da dikkatlice ve yavaşça yere bırak. 15 : 00 olmadan önce de, oradan uzaklaş ve kaç.
Espera, espera el momento, bájala lenta y tranquilamente, y asegúrate de estar lejos para las 3 : 00.
Henry, sana kaç kere kablosuz telefonu aldığın yere bırak dedim!
Henry, ¡ ¿ cuántas veces te he dicho que coloques en su lugar el teléfono inalámbrico? !
Cesetler aynı yere bırakıldı.
Los cuerpos fueron arrojados exactamente en el mismo lugar.
Bıçağı yere bırak. Onu öldürürüm.
- Baja el cuchillo.
Yavaşça yere bırak!
Suave y despacio, baja el arma.
Yere bırak.
Déjala.
Diğer eşyalarınızı hemen yere bırakın.
El resto de vuestro material, al suelo ahora.
Niye silahlarımızı yere bırakıp konuşmuyoruz?
¿ Porqué no bajamos las armas, y hablamos...
Elinizdekiler neyse hemen yere bırakın.
Lo que tengas en tus brazos, tíralo ahora.
Eğer cesetleri aynı yere bırakıyorsa, yakınlarda oturuyor olma ihtimali yüksek.
Si deja los cuerpos en el mismo condado hay buenas probabilidades de que viva cerca.
Kaman, oğlunun önünde bunu yapmak istemezsin. Onu yere bırak.
Kaman, no quieres hacer esto en frente de tu hijo, bájala.
Şöyle yaparsın, bahsini böyle bir kâğıda yazar, bahisçinin alacağı bir yere bırakırsın.
Lo que haces es que, escribes tu apuesta en una hoja de papel como este, luego lo dejas en alguna parte para que tu corredor de apuestas lo recupere.
Sıvılarımı nerdeyse her yere bırakıyordum.
Yo dejaba mis putos fluidos cerca de todo el mundo.
Sadece indirmeyin yere bırakın.
No solo bajarlas, sueltenlas.
Eğer ben olsaydım, balıkları yere bırakıp,... anahtarımı aramak yerine başkasına üstümü aratırdım.
Si fuera yo, habría dejado a los peces dorados en el piso... y buscaría las llaves en lugar de que una persona me hubiera tocado.
Hadi, tüfeğini yere bırak.
Ahora, suelta el arma.
Rory... Tüfeği yere bırak.
Rory, suelta el arma.
Yere bırak.
Suéltala.
Tüfeğini yere bırak.
Suelta esa arma.
Birini ıssız bir yere bırakırken hiç mi kuşkulanmadın?
¿ No le parece extraño bajarlo en este sitio, en la mitad de la nada?
Annemi yere bırak!
¡ Baja a mi madre!
Oğlum seni gideceğin yere bırakır.
Mi hijo te llevará.
Onu yere bırak.
Bájala.
Hadi, Paul. Silahı yere bırak.
Vamos, Paul.
Asker! Çantanı yere bırak.
Tú, el militar, deposita tu mochila.
Bayan, bebeği yere bırakın ve...
Señora, deje al bebé...
Şimdi yere bırak.
Suéltalo.
Bıçağı yere bırak.
Baja el cuchillo.
Kardeşinizi derhal yere bırakın.
¡ Carlos! Bajen a su hermano, ahora.
Elinizdekileri güzellikle yere bırakın. Çok yavaş olun.
Dejen las armas lentamente.
Yere bırakın dedim.
Dije que las dejaran.
Ver onu bana. Yere bırak.
Dámelo, déjalo ya.
Silahlarınızı yere bırakın.
¡ Bajen sus mosquetes!
Silahı yere bırak.
Solo ponla en el suelo.
Bırak silahını! Yeleği çıkart ve yere at!
Suelten las armas.
Yere yat, yere yat, bırak!
Señora, ¡ abajo! ¡ Suéltelas! Suéltelas.
Silahı yere bırak.
Baja el arma.
Eski somyaları orta yere ; buzdolabının kanepenin ve araba motorunun yanına bırakırsın.
Dejar algunos viejos colchones en el medio de la nada, y pronto, será acompañado por un refrigerador, sofá, motor de automóvil.
- Adamım seni yere yapıştırmadan önce bırak onu.
Dejalo antes de que mis chicos te tiren al piso.
Boş yere karşı koymayı bırakıp bir ateşimle öl!
Detén tú inútil resistencia. Déjame darte el beso de la muerte.
Alex'i rahat bırak, ve geldiğin yere cehenneme geri dön.
Y regresa al infierno de donde saliste.
Onu bulduğun yere geri götür. Makinede bana da kahve bırak.
Lleva eso adonde lo encontraste puedes dejar el café en la cafetera.
Pek sayılmaz. Arkadaşımla gideceğim yere bizi annem babam bırakır.
Realmente no, pues que nuestros padres nos llevan, así que...
Yere tat ve silahını bırak! "
"¡ Tú, tírate al piso y arroja el arma!"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]