English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yı aradım

Yı aradım traducir español

5,270 traducción paralela
Bir önsezi ile Hazel Haibach'ın eski dairesine taşınan yeni kiracıyı aradım.
Por una corazonada, llamé a la nueva inquilina que habita el apartamento de Hazel Haibach.
Bankayı, Rob amcayı aradım hesapların hiçbirinde yeterli miktarda para yok.
He llamado al banco, al tío Rob, y no hay suficientes ceros en ninguna de las cuentas.
Kredi kartı şirketimi aradım ve hesabını silmelerini söyledim.
Llamé a mi tarjeta de crédito y les dije que cancelaran tu cuenta.
Ofisini aradım, hasta olduğunu söylediler.
Hemos llamado al despacho y nos han dicho que estaba enfermo.
Bugün beni Max aradı. Terfi ettiğimi söyledi, Elbette maaşım da yükseldi.
Max me citó esta tarde... y decidió ascenderme... y aumentarme.
Okula gitmeden önceki yazdı ve hastaneden aradıklarında Elaine'nin yanındaydım.
Fue en el verano antes de irme a la escuela... y yo estaba con Elaine cuando llamaron del hospital.
Ve şöyle dedi : "Bu tam aradığım gibi!"
Y va y dice : "¡ Es perfecto!".
Kocam iki gün önce aradı. Kızımız Troy'un yanında olduğunu ve bundan kimseye söz etmememi yoksa ona zarar vereceğini söyledi.
Mi marido llamó... hace dos días, dijo que se llevó... a nuestra hija Tory, y que no se lo dijera a nadie... o sería malo para ella.
Sonra sizlerden biri geldiğinde, aradığında ve ya bir paket gönderdiğinde, neden bu kadar savaştığımı hatırladım.
Pero entonces uno de ustedes llamaba o se presentaba o enviar un poco de equipaje, y me recordaba por qué estaba luchando tan duro.
Dün gece ve bu sabah seni defalarca aradım.
Te llamé una y otra vez anoche y esta mañana.
Aylarca onları aradım ama bir tane bile bulamadım.
Busqué por meses y no vi ni uno solo.
Kaçtım ve polisi aradım.
Corrí y llamé la policía.
Aman Tanrım, kararlı bir şekilde seni aradığını hatırlıyorum..... ve iki Meksikalı erkeğin olduğunu söylemişti...
Por Dios, me acuerdo claramente de que me llamaste y me dijiste que ibais a tener dos niños mexicanos.
Ganz'in telefonundan çıkan sonuçları veriyorum. Son 24 saat içinde aradığı bütün numaraları çıkarttım.
Entré al teléfono de Ganz y saqué todos los numerosos a los que llamó en las ultimas 24 horas.
Ayrıca elimden gelen her şeyi yaptım her yeri aradım...
Y he usado cada influencia, hice cada llamada que había que hacer.
O yalancı pislik, bir mezarda gömülüymüş gibi davrandı ve 145 yıl boyunca onu aradım.
Fingió estar enterrada en una tumba durante 145 años mientras yo esperaba por su culo mentiroso.
500 yıl boyunca anneni aradın. Sonunda annen ben çıktım.
Quinientos años buscando a una madre quien terminó siendo yo.
Şirketin bir medya anlaşması yapıyor ve arka plandan bana bilgi verebilir misin diye aradım.
Ahora mismo te llamo porque tu compañía está haciendo un acuerdo sobre un medio... y quería ver si me podías dar más detalles de fondo.
Tekrar ve tekrar aradım.
Llamé y llamé.
- 5 kere aradım ama cevap vermedi. Kıyafet konusunda bana çok kızgın bende arayıp özür dilemek istiyordum.
Está súper enojada conmigo por lo del vestido y eso, y... solo quería decirle que lo siento.
Telefon rehberindeki numarayı yanlış okudum Ve Dr. Delaney yerine Delilah'ı aradım. Ötanazici.
Leí el número equivocado en mi libreta de teléfonos y llamé a Delilah en lugar de al Dr. Delaney, el que hace eutanasias.
Tamam mı? Ayrıca size biraz yiyecek getirmesi için restoranı aradık.
Y también llamamos al restaurante para darles algo de comida.
- Hepsi nerede kalacak? Göçmenlik ve Gümrük Muhafazadaki patronumu aradım.
Contacté a mi jefa en Inmigración y Aduanas.
İşe gelirken eski karım aradığı için geç kaldım ve bisiklet üzerinde konuşmak gerçekten zormuş.
Llego tarde porque mi ex-mujer me llamó de camino al trabajo y es bastante difícil hablar en mi bicicleta.
Steve Angello'yu aradım ve "Sana randevu yazabilir miyim,... birlikte bir şeyler yapabilir miyiz?" dedim, o da "Tabi." dedi.
Llamé a Steve Angello y le pregunté : "¿ Puedo contratarte? ¿ Puedo trabajar contigo?", y aceptó.
Göçmen bürodan bağlantımı aradım ve görünen o ki Salif'in vize başvurusunda üst kademeden kişiler ön ayak olmuş.
He llamado a mi contacto en inmigracion y aparentemente la visa de Salif fue emitida desde un alto nivel de la colina..
Sizi aradım ve özel bir uçakla buraya getirttim.
Le llamé y le hice montarse en un avión... un avión privado...
Aradım onları.
Los llamé y están de camino.
Sizinle konuştuktan sonra eve gittim ve siz gittikten bir kaç saat sonra Gordon'ı aradım.
Después de hablar con usted, fui a casa, y entonces, llamé a Gordon un par de horas después.
Buradaki işim çok önemli ve sonunda aradığım şeyi de bulmuştum.
Mi trabajo aquí es vital, ¡ y al fin he encontrado - lo que estaba buscando! - ¡ Doctora!
- Beth için aradığımız adalet ne olacak?
- ¿ Y qué pasa con la justicia por Beth?
Bir ömür boyu süren sıkıntılar değişecek ve dertlerimiz için aradığımız adalet gelecekti.
Una vida de fanfarronería respecto a cambio y justicia mientras todas nos moríamos de hambre por nuestros problemas.
Size pek öyle gelmeyebilir..... ama bazı senaryolar okuyup ajansıma yeniden sektöre döndüğümü bildirmek için aradım. Keşke ben de ekleme yapabilsem.
Y quizás no suene como mucho, pero he estado leyendo estos guiones, y llamé a mi agente para avisarle que vuelvo al ruedo.
Aradım ve mesaj bıraktım.
Le llamé y le dejé un mensaje.
Ve sanırım annenin aradığı yardımı amcam sağlayabilir.
Y creo que él podría dársela.
Ama ya aradığımız cevapları biliyorsa?
¿ Pero y si tiene respuestas?
Kontrol için ekip yollamışlar ve aradığımız Chevy pikapı bulmuşlar. Otel yetkilisinden çalınan araç.
Enviaron a un equipo para investigar y encontraron la camioneta Chevy que estábamos buscando la que robaron al gerente del hotel.
Ambulansı aradığımda yürüyüşe çıktığımı ve anneannenin ben yokken hapları içtiğini söyleyeceğim.
Cuando llame a la ambulancia, diré que estaba dando un paseo. Y que la abuela debió haber tomado las pastillas mientras estaba fuera.
Oliver olarak Lance'in yanındayım ve az önce Ok'u aradı.
Estoy con Lance como Oliver, y él acaba de llamar la Flecha.
Dört defa iş yerini aradım, işe gitmediğini söylediler.
Llevo días llamándote... y en el trabajo, dicen que desapareciste.
- Beni Dolap ve Kör Köşe Üniteleri Sendikası'ndan mı aradı sence?
¿ De dónde crees que me está llamando... del sindicato de armarios y persianas?
Bizi kandırmak için gönderildiler çünkü ihlallerimizi aradığımızı biliyorlar ve bulmamızı istemiyorlar.
Estoy de acuerdo con eso. Han sido enviados para engañarnos porque saben que estamos buscando una brecha, y no quieren que la encontremos.
- Seni birkaç kez aradım ve...
Te llamé un par de veces y...
Ruslar kutuplarda bize saldırmadan iki hafta önce Sergei'yi aradım. Ama hattın diğer ucunda Ruskov vardı.
Luego, dos semanas antes que los rusos nos atacaran en el hielo, llamé a Sergei, y estaba Ruskov al otro lado del teléfono.
Seni her yerde aradım, hep aradım.
Te busqué por todas partes, a través de toda esa sangre y fuego.
Gloria'yı biraz önce aradım.
Acabo de hablar con Gloria.
Yanlışlıkla annemi aradım ve o da beni arayıp mesaj bırakmış.
Acabo de colgarle a mama y me llamó de nuevo y dejó un mensaje.
Cebinizi aradığım için üzgünüm ama bütün gün bir türlü geçiremediğim bir baş ağrım oldu.
Siento llamarle a su móvil, pero llevo con dolor de cabeza todo el día y no hay manera de que se me pase.
Ben de kızları kaptım, hepimiz odaya girdik ve seni aradım.
Así que cogí a las niñas, nos encerramos en el cuarto y te llamé.
Ve burada ne aradığımızı söylemesi gerekiyor.
Y que nos diga qué estamos haciendo aquí. Winter no sabe.
Mektubunuzu okuyana kadar onun aradığım yılan olduğunu düşünmüştüm.
Creí que era la serpiente que buscaba hasta que leí su carta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]