English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çalışacağım

Çalışacağım traducir español

7,124 traducción paralela
Ama senin saatini çalmaya çalışacağımı nasıl biliyor olabilirsin?
¿ Pero cómo diantres pudo saber que iba a intentar robarle el reloj?
Öte yandan beni düşman olmam için kışkırtmıyorsun çünkü Robert Zane için çalışacağım.
Y tampoco quieres enemistarte conmigo, porque voy a trabajar para Robert Zane.
Ben sadece yatıp, güzel görünerek sevişmeye çalışacağım.
Voy a hacer eso de simplemente tumbarme y parecer guapo.
İsminizi ve numaranızı bırakın, en kısa zamanda size dönmeye çalışacağım.
Lo siento, no puedo atender su llamada.
Fikrini değiştirmeye çalışacağım.
Voy a tratar de hacerte cambiar de idea otra vez.
Ben de sürekli herkese rahatsız edici bakışlar atmaya çalışacağım işte.
Bueno, yo solo trataré de verme molesto con todo el mundo todo el tiempo.
Sabırlı ol. Onu ikna etmeye çalışacağım.
Ten paciencia, trataré de persuadirle.
En kısa sürede orada olmaya çalışacağım.
Estaré allí tan pronto como pueda.
Bunun için bir kariyer takımıyla birlikte çalışacağım ve sabahleyin çalışmalar düzenleyip öğleden sonra da özel bir ünlü konuğun buraya gelip kariyerinden bizlere söz edeceği büyük bir final yapağız.
Así que voy a armar un evento sobre carreras con el cual tendremos talleres en la mañana, y en la tarde, para el gran final... una celebridad vendrá de invitada para hablar de su carrera.
Eski dostlarımdan bir kaçını arayarak dinleme cihazı bulmaya çalışacağım.
Pediré algunos favores y veré si puedo conseguir un pinchateléfonos, pero me tomara algo de tiempo.
Şimdi akustik gitarımla o yıllara geri dönüp o zavallı, sefil, üşütük küçük Roger'a eşlik etmeye çalışacağım.
Trataba de cantar una pista doble vocal y tocar la guitarra acústica con ese pobre, miserable y jodido Roger de hace todos esos años.
Bundan sonra kişisel emlakçın gibi çalışacağım.
De ahora en adelante voy a convertirme en tu agente inmobiliario personal.
Üzerinde çalışacağım.
Trabajaré en ello.
Şirketi arayıp, şoförle iletişime geçmeye çalışacağım.
Llamaré a la compañía, para ver si puedo contactar al conductor.
- Mesajı iletmeye çalışacağım.
Intentaré transmitirles el mensaje.
Ama hangi doktorun baktığını öğrenmeye çalışacağım.
Pero puedo intentar saber quién la está tratando.
Bak, seninle çalışacağım tamam mı?
Mira. Trabajaré contigo, ¿ de acuerdo?
Sanırım şerife ifademi verip Jay'e neler olduğunu anlamaya çalışacağım.
Le daré mi declaración a la comisario e intentaré darle sentido a lo que le sucedió a Jay.
Tamam gidip polis veri tabanına girmeye çalışacağım.
De acuerdo. Intentaré entrar en el servidor de la policía.
Kontrol odasına gidip yakıt devrelerinin reaksiyonu durdurmak için soğutma havuzunu neden beslemediğini öğrenmeye çalışacağım.
Necesito ir a la sala de control para ver si puedo averiguar por qué las barras de combustible no están bajando al depósito de refrigeración para parar la reacción.
Buraya çalışmaya geldim ve çalışacağım.
He venido a trabajar. Es lo que voy a hacer.
Güvenebileceğim bir asistanla çalışacağım.
Ve y cámbiate por otro residente en el que pueda confiar.
- Üzgünüm, Will. Ama eve gidip çalışacağım.
Lo siento, Will, pero tengo que ir a casa y practicar.
Bugünden itibaren burada yarı zamanlı çalışacağım.
[Este será mi trabajo a media jornada a partir de hoy]
Geldim. Takıldığı yerden kurtarmaya çalışacağım.
Aquí, trataré de liberarlo.
Ne olacak? Onlar bir iş planlanlıyorlar, bir soygun yapacaklar ben polis için çalışacağım. Tamam mı?
Están planeando un trabajo, van a hacer un robo y voy a trabajar para la policía, ¿ vale?
En iyi ışığı yakalamaya çalışacağım.
- A ver si hay mejor luz ahí. - De acuerdo.
Seninle çalışacağım.
Deseo poder trabajar contigo.
İngilizce anlatmaya çalışacağım.
Intentaré hablar en inglés.
- Haftasonu boyunca çalışacağım.
- Voy a trabajar durante el fin de semana.
Bugün sünger tanıtımını almaya çalışacağım ve bu önemli bir şey.
! Hoy voy a hacer una presentación para la cuenta de las esponjas. Es algo...
Gidip ders çalışacağım.
Me voy a mi estudio.
Evet, hâlâ hastayım ve cumartesi günü çalışacağım.
Sí, sigo enferma. Sí, iré a trabajar en sábado.
O yüzden Lachlan için çalışacağım.
Así que voy a trabajar para Lachlan.
Bu hafta evde olmaya çalışacağım ama şu strateji toplantıları neredeyse...
Voy a tratar de llegar a casa este fin de semana, Pero con las reuniones de estrategia, Es sólo...
Bir işaret göndermeye çalışacağım, tamam mı?
Intentaré hacer una señal, ¿ vale?
Her ne kadar pafta olsa da, teşvik edici olmaya çalışacağım.
Aunque sea una herramienta, intento ser alentadora.
Ve bunu ufuma baktığını ayrıca bir böbreğini verdiğini yazarak telafi etmeye çalışacağım.
Y voy a compensártelo escribiendo un nuevo que diga que reconstruiste mi cosito y me diste uno de tus riñones.
Hayır, ders çalışacağım.
No. Voy a estudiar.
Size buradan destek olmaya çalışacağım.
Estaré vigilando vuestras espaldas de aquí.
Ama yine de iyi olmaya çalışacağım.
Pero de todos modos intentaré ser mejor.
Süper güçleri olan kötü insanlarla dolu geçici bir hapishanenin üzerinde çalışmaya mı alışacağız?
Se supone que tendremos que acostumbrarnos a trabajar en una prisión improvisada que albergan personas malvadas con superpoderes.
Evet, hepimiz Başkomiseri doğru yere getirmek için takım olarak çalışacağız.
Ahora, vamos a trabajar juntos como un equipo para poner al capitán en posición.
Uçağım akşam ama senin çalışacağını düşündüm, yani şimdi vedalaşsak da olur.
Digo, mi vuelo no sale hasta esta noche, pero supuse que estarías trabajando, entonces podemos... simplemente podemos decir adiós ahora.
Anlık çalışacağız.Sana ihtiyacım olduğunda seni bundan arayacağım.
Trabajaremos sobre la del base cómo y cuando. Cuando te necesite, te llamaré a este.
Kendi davalarımızda çalışacağız, elbette.
Trabajaremos en nuestros propios casos, por supuesto.
Evet, doğru. Bu yüzden başarıya ulaşacağımıza söz vermeden önce..... kendimizi dizginlemeye çalışacağız.
Intentaremos contenernos, pero no prometemos nada.
O zaman oturup benim gerçek olup olmadığımı mı tartışacağız yoksa Noel'i kurtarmaya mı çalışacağız?
Entonces, ¿ vamos a quedarnos parados discutiendo acerca de si soy real o no, o vamos a ponernos en marcha para salvar la Navidad?
Fakat günün birinde ulusu ne olursa olsun tüm shinobilerin birlikte çalışacağı, birbirlerine yardım edeceği kalplerinin tek bir ritimde atacağı günün geleceğine inanıyorum.
Pero un día... en el futuro... Sueño que llegue el momento en que todos los ninjas colaboren entre sí... Un momento en que todos nuestros corazones estén unidos sin importar su país.
Tamam, bir şeyler yapmaya calışacağım.
Vale, déjame... déjame ver qué puedo hacer.
Bunun üzerinde çalışacağım.
Seguiré trabajando en ello.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]