English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çok şanslıyım

Çok şanslıyım traducir español

894 traducción paralela
Böyle fevkalade bir kız nişanlım olduğu için çok şanslıyım!
¡ Tengo tanta suerte de tener una chica tan fantástica como novia!
Çok şanslıyım.
Eso es un alivio.
Çok şanslıyım.
Soy muy afortunado.
Çok şanslıyım.
Soy afortunada.
Çok şanslıyım.
Qué rutina.
Çok şanslıyım.
Muy afortunado.
Çok şanslıyım.
Es verdad.
Çok şanslıyım ki, onlara geldiğinde ben çoktan evden ayrılmıştım.
Por suerte, ya me iba cuando llegaron.
Evet. Çok şanslıyım.
Sí, desde luego.
Çok şanslıyım.
Soy afortunado.
Sizi evde bulduğum için çok şanslıyım Dr. Gilchrist.
He tenido mucha suerte encontrándole en casa, Dr. Gilchrist.
Çok şanslıyım ki taş gibi bir midem var.
Afortunadamente tengo un estómago como Gibraltar.
- Burada olduğunuz için çok şanslıyım.
- Qué suerte que estuviera ud. aquí.
Dirseğim olduğu için çok şanslıyım.
Por suerte, tengo codos. Algunos muchachos no los tienen.
Seni bulduğum için çok şanslıyım.
Tuve suerte en conocerla.
Çok şanslıyım.
Tengo suerte de ser el quinto.
Ben çok şanslıyım. Bundan utanıyorum.
Tengo demasiada suerte, me siento mal.
Bu gece burada olabildiğim için çok şanslıyım aslında.
Y tengo mucha suerte de estar aquí esta noche.
Bu gece çok şanslıyım.
He tenido muchísima suerte esta noche.
Senin gibi bir adam bulduğum için çok şanslıyım.
Gracias, en serio. Tengo tanta suerte de haberte conocido...
Benimle çalışacak böyle seçkin bir bilim adamı bulduğum için çok şanslıyım.
Es un privilegio y un honor contar con un erudito como usted en mi biblioteca.
Hâlâ hayattaysam çok şanslıyım.
Me costó salvarme.
İyiliğinizin dokunduğu için çok şanslıyım.
Qué suerte poder hacer buenas obras.
Çünkü çok şanslıyım.
Qué suerte tengo.
Çok şanslıyım, çok.
Soy muy feliz. Más que feliz.
Spencer gibi bir adamla evleneceğim için çok şanslıyım.
Tengo suerte de tenera Spencer.
- Çok şanslıyım.
- He tenido mucha suerte.
Böylesine yoğun çalışmadığım için çok şanslıyım.
Me alegro de no trabajar tanto.
Çok şanslıyım. Queffle?
Tengo mucha suerte. ¿ Queffle?
- Evet, çok şanslıyım.
- Sí, soy muy afortunada.
Çok şanslıyım.
Ha sido una suerte.
Böyle modellerle çalıştığım için çok şanslıyım.
Tengo suerte de haber trabajado con ejemplares excelentes.
Ben çok, çok şanslıyım.
Tengo mucha mucha suerte.
Çok şanslıyım.
He tenido suerte.
Bu gece Kuharu ile karşılaştığım için çok şanslıyım.
He tenido suerte de encontrar a Koharu aquí esta noche.
Tanrım, seninle evlenmediğim için çok şanslıyım.
Menos mal que no estoy casada contigo.
Çok şanslıyım.
¡ Qué suerte que he tenido!
Kilo sorunum olmadığımdan dolayı çok şanslıyım. Neredeyse her şeyi yiyebiliyorum.
No tengo ningún problema con las dietas, yo como de todo.
Bana hep iyi davrandığı için çok şanslıyım.
Era bueno conmigo, aunque tuviera sus mañas.
Sanırım hala sorumsuz olduğum için çok şanslıyım. Çünkü babamdan başka bir şey düşünemiyorum.
Tengo suerte de seguir siendo irresponsable porque en lo único que pienso es en mi padre.
Sana rastladığım için çok şanslıyım.
Ha sido muy oportuno toparme contigo.
Gerçekten çok şanslıyım.
Debería pensar que soy muy afortunado.
Çok teşekkür ederim, ne kadar da şanslıyım...
Muchas gracias, tengo suerte...
- Yukarıda olduğumuz için çok şanslıyız. - Soylulardan hasta olan var mı?
- Somos afortunados de estar aquí - ¿ Hay algún conocido que haya muerto?
Çok şanslıyım.
Tengo suerte.
Hem üzgün hem de çok şanslı bir babayım.
Me siento a la vez triste y afortunado como padre.
Çok şanslıyım.
Espere.
Hayatta kaldığımız için çok şanslıyız.
Tenemos suerte de seguir vivos.
Çok şanslıyız sevgilim birbirimize sahibiz ve başka hiç kimseye ihtiyacımız yok.
Oh, somos afortunados, mi querido de tenernos el uno al otro y no necesitar más.
- Evet, çok şanslıyım.
Es una suerte.
Çocuklarımız olmadığı için çok şanslıyız.
Afortunadamente no tenemos hijos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]