Öğrendim traducir español
11,370 traducción paralela
Bu uzaktan kumanda hakkında yeni şeyler öğrendim.
Aprender a usar este nuevo mando a distancia realmente me ha tenido algo fuera de mí.
Büyük bir suçla baş etmeninin büyük bir inanç olmadan mümkün olmadığını öğrendim.
He aprendido que el mayor crimen de todos es el de una vida sin fe.
Güven bana, uzun zaman önce katı biri olduğum halde teslim olmayı öğrendim.
Créeme, aprendí hace mucho tiempo a rendirme mientras aún sostenía firma dentro.
Evet, eşim Marcus Stahl'ın sanatsal çalışmalarınıza çok ilgili olduğunu tesadüfen öğrendim.
- No, gracias. Sí, fue por casualidad que descubrí que mi marido, Marcus Stahl... está muy interesado en tu arte.
Ben üstlerimden öğrendim bu hileleri.
Aprendí esos trucos del mejor.
Bunu zor yoldan öğrendim.
Lo aprendí por las malas.
Ben ise reddettim ama sonra Mike'ın arkasını kollayanın damadı olduğunu öğrendim.
Lo rechacé hasta que me enteré que su yerno es quien le ha estado cuidando la espalda a Mike.
Şirketi ayağa kaldırmak için sandığımızdan çok daha az vaktimiz olduğumuzu öğrendim. Başka bir şeye bir dakika dahi harcayacak lüksüm yok.
Me acabo de enterar que tenemos menos tiempo del que pensábamos para que este bufete se recupere y no me puedo dar el lujo de pasar un minuto en otra cosa.
Adapte olmayı öğrendim.
Aprendí a adaptarme.
O bölümde çok önemli bir şey öğrendim.
Aprendimos algo muy importante en ese episodio.
Hamlelerimi, işinde en iyi olan kişiden öğrendim.
Aprendí todos mis movimientos de la mejor en el negocio.
Şey... Bu işi onun taktiklerinden öğrendim, o yüzden... Bilemiyorum.
Bueno... aprendí de ella, así que... no sé.
Atomlar arasındaki mesafeyi değiştirmeyi öğrendim.
Descubrí cómo cambiar la distancia entre los átomos.
Oraya vardığımda Ken'in, Lisa'yı tokatladığını öğrendim.
Cuando llegué allí, Me enteré de que Ken había abofeteado Lisa, y Mia, también.
Bir kaç gün önce kendim öğrendim.
Solo me he enterado hace unos días.
Operasyonun etkin olduğunu yeni öğrendim.
Acabo de recibir un mensaje de que la operación sigue en marcha.
Ve asıl cesur olmamızı gerektirenin yenilgiler olduğunu öğrendim.
Y he aprendido que son las pérdidas las que nos obligan a ser valientes.
Arayıp ne zaman çıkacağını öğrendim. Onu aldım, eve bıraktım, aceleyle iş yerine döndüm. Akşam eve geldiğimde çoktan gitmişti.
Llamé para saber a qué hora salía, lo recogí, lo dejé en la casa, regresé rápido al trabajo, y para el momento que llegué a casa, se había dio.
Programını öğrendim yani bir şey uydurup buradan sıvışamazsın.
Lo he comprobado con Gretchen para que no te inventases algo así.
Ayrıca olanları öğrenemeyecek kadar aptal olduğumu sanıyordun ama öğrendim işte.
También pensabas que era demasiado tonto para descubrirlo, pero lo he descubierto.
- Öğrendim. - Öğrendin mi?
- Sí - ¿ Sí?
Şef sizin sayenizde bir şey daha öğrendim.
Aprendí una cosa más gracias a usted, Chef.
O zaman öğrendim.
Ahí es cuando lo supe.
Bunu senden öğrendim.
Lo aprendí de ti.
Bil bakalım ben kimden öğrendim.
Adivina de quién lo aprendí yo.
- Elizabeth Banks'in ilk konuğum olacağını öğrendim.
- Elizabeth Banks es mi primer invitada. - Sí.
Bugün önemli bir şey öğrendim. Bir ergen zihninin en büyük düşmanı gene kendisi.
Hoy he aprendido algo importante... la mente de un adolescente es su propio peor enemigo.
Başarılarını daha yeni öğrendim ben de. Flirk Birk Meydanı'ndaki yürüyüşünden sürmekte olan eroin bağımlılığına kadar.
Acabo de enterarme de sus logros, desde la Marcha de la Plaza de Flirk Blirk hasta su batalla en curso contra su adicción a la heroína.
Hangi yoldan geleceğini öğrendim.
Así supe en que carretera estarías.
- Senden öğrendim.
Lo aprendí de ti.
Önemli değil. Sevgi dolu bir ailedeyken biraz atlaşmanın sakıncası olmadığını öğrendim.
Aprendí que cuando tienes una familia cariñosa, no tiene nada malo retozar un poco.
Bugün bir şey öğrendim.
Aprendí algo hoy.
Silahların bir vato'yu öldürebileceğini öğrendim. Peki ya ileri matematik? İleri matematik adamı delirtebilir.
Entonces aprendí que las armas pueden volarle los sesos a un vato, pero las matemáticas te hacen volar la mente.
Scientologist olduğum o yıl tarikatlar hakkında bir şeyler öğrendim.
Aprendí algo sobre sectas durante el año que fui parte de la Cienciología.
Dinle, elektronik postalarını okuyordum ve sanırım bunları neden yaptığını öğrendim.
Mira, he estado leyendo sus correos, y creo que encontré por qué está haciendo esto.
Üç yıldır bu adadayım, birkaç şey öğrendim.
Estuve tres años en esta isla y aprendí muchas cosas.
Burada öğrendim.
Lo aprendí aquí.
Green Arrow'u nerede bulacağımı öğrendim sanırım.
Creo que sé dónde puedo encontrar a Green Arrow.
Çünkü'düşme'tehlikesinden kaçamazsın. Bunu öğrendim.
Porque no puedes evitar caerte, esto lo he aprendido.
Fazlasını öğrendim.
Más que eso.
- Ondan çok şey öğrendim.
He aprendido mucho de él. Yo también.
Az önce büyüyünce uzun boylu olacağımı öğrendim. Anlayacağın artık dişleri parmaklarından daha büyük olan birisiyle takılma konusunda rahat değilim. - Ne?
Acabo de descubrir que en realidad voy a ser alto así que ya no me siento cómodo pasándomela con alguien que tiene los dientes mas grandes que sus dedos.
Çok ilginç şeyler öğrendim. Ara beni.
Descubrí algo muy interesante, así que llámame.
Bisiklete binmeyi aşağıdaki yolda öğrendim.
Aprendí a ir en bici por esa carretera.
Bu adaya geldim geleli yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yapabildiğimi öğrendim.
Bueno, desde que llegué a esta isla, he aprendido que puedo hacer muchas cosas que no pensé que podría.
Daha birkaç hafta önce öğrendim.
Lo averigüé hace un par de semanas.
Dün günümü Stefan'la geçirdim 1863'teki küçük randevunuzu öğrendim.
Pasé el día de ayer con Stefan, me enteré de todo vuestro encuentro amoroso en 1863.
O acımasız cadıyla iki insan hayatı geçirmek zorunda kaldım ve şunu öğrendim ki mesele Val olunca ona karşı gelmek istemezsin.
He tenido que soportar dos vidas con esa arpía confabuladora, y he aprendido que cuando se trata de Val no te pones en su contra.
Bunu zor yoldan öğrendim.
Lo aprendí de la manera más dura. Toma.
Ayrıca şunu öğrendim.
Oh, también he aprendido esto...
Ben her kıtaya seyahat ettim Ve yemek pişirmeyi öğrendim,
He viajado a cada continente y aprendido cómo cocinar, construir un Porsche.