English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ü ] / Üzgünüm dedim

Üzgünüm dedim traducir español

61 traducción paralela
Sana üzgünüm dedim.
Ria. He dicho, lo siento.
Ben daha fazla dans etmediği için üzgünüm dedim.
Sólo lamento que no baile más.
Dinle, üzgünüm dedim ya.
Escuchen, les he pedido perdón.
- Sana üzgünüm dedim, kahretsin!
- ¡ Dije que lo siento, maldición!
Tamam biliyorum ahşap eşya dükkanında problemlerimiz vardı... Yüzlerce kez üzgünüm dedim, baharatlıkların için.
Bueno, sé que había nuestros problemas en el taller de madera..., Pero por enésima vez, Lo siento me senté en el estante de la especia.
Bak, üzgünüm dedim. Ne istiyorsun, kan dökmek mi?
¡ Mira, he dicho que lo siento!
- Evet, üzgünüm dedim.
- Sí, ya te pedí perdón.
Ve ben üzgünüm dedim.
Dije que lo siento.
Sanırım iki kere üzgünüm dedim.
Lo pensé dos veces.
Jesse, üzgünüm dedim ya.
Jesse, dije que lo sentía.
Phil, sana üzgünüm dedim.
Phil, ya dije que lo lamentaba.
Tamam mı? Bak, üzgünüm dedim.
Lo tomé y te pedí perdón.
Arkadaşım, sana üzgünüm dedim ya.
Amigo, te he pedido disculpas...
Tamam, üzgünüm dedim.
Ok, ya doje que lo sentía.
# Sevgilinin boktan gitarını kırdığım için üzgünüm dedim #
* Me disculpo por haber roto la guitarra de mierda de tu novio *
... kırdığım için üzgünüm dedim # Boktan sevgilinin gitarını #
* la guitarra de mierda de tu novio * Me disculpo por haber roto *
Merhaba, üzgünüm dedim!
¡ Hola, dije que lo siento!
Bu yüzden şimdiden üzgünüm dedim. - Ve "yargısız infaz" diye
Por eso dije lo siento por anticipado...
Sana bugün üzgünüm dedim ya.
Te lo dije, hoy estoy muy triste.
Ama üzgünüm dedim.
Pero dije que lo siento.
- Sana üzgünüm dedim, değil mi?
Estas cosas pasan. He dicho que lo siento, joder, ¿ no?
- Em, üzgünüm dedim ya.
- Em, ¡ he dicho que lo siento!
- Sana üzgünüm dedim ya!
He dicho que lo sentía.
Çok üzgünüm Bizim çaylak askerimiz yok dedim.
Le dije : "Lo siento, no hay verdura".
Kendimi kötü hissettim. Adama sarılıp, "Dostum gerçekten çok üzgünüm" dedim.
Le abracé y le dije : "Oye, tío, lo siento mucho".
Bebeği uyandırdığıma üzgünüm, dedim.
No, te digo que siento haber despertado al bebé.
Martha, üzgünüm, dedim.
Martha, lo siento.
Bak, bu şekilde ortaya çıktığı için üzgünüm, ama ona da sabah söyledim. Dedim ki ; "Sağol" "... dün gece çok eğlendik... "
Ahora, siento que tengas que enterarte así, pero yo le dije esta mañana, le dije : "muchas gracias me divertí mucho anoche pero dejemos algo claro aquí nena, esto es cosa de una sola noche."
Disneyland dediğimi duyduysan üzgünüm ama ben belirgin bir şekilde askeri okul dedim.
Me mintieron. Lo siento si oíste Disneylandia pero yo dije claramente escuela militar.
— Ah, üzgünüm. Ben ne dedim?
- Lo siento, ¿ qué dije?
"Ağzın için üzgünüm" mü dedim?
- ¿ "Siento lo de tu boca"?
Dedim ki : "O halde üzgünüm ama size yardım edemem."
Entonces yo digo : " "Lo siento, no puedo ayudarlo." "
- Geç kaldığım için üzgünüm dedim.
- Te pedi disculpas por llegar tarde.
- Sana ve hayatına işe yaramaz dedim, gerçekten üzgünüm.
Dije que tú y tu vida eran despreciables. Por eso me siento muy apenado.
Aramadığım için üzgünüm ama hazır bu mahalledeyken sana vesikalık fotoğrafımı ve demo filmimi getireyim dedim. İşte.
Escucha, lamento no haber llamado pero estaba en el barrio y quería traerte mi foto y mi video, así que aquí tienes.
Gerçek bir "üzgünüm" e ne dersin dedim?
Dije, ¿ qué tal si te disculpas de verdad?
Çok geç oldu bunun için üzgünüm ama yarın geri gideceğinizi bildiğimden gelip bir uğrayayım dedim.
Siento venir tan tarde, pero supe que volaba de regreso mañana. Así que decidí arriesgarme y pasar por aquí.
"Önemi var mı bilmem ama üzgünüm" dedim.
Dije que si te interesa... Lo siento...
"Gerçekten üzgünüm ama yapamayacağım, benim bir erkek arkadaşım var" dedim.
"Lo siento mucho pero tengo novio. No puedo hacer esto."
Tabi, üzgünüm. Az önce dava ile ilgili konuşmak istemediğini söyledin. Ben de sana günümden bahsedeyim dedim
Sólo dijiste que no querías hablar de la declaración así que trataba de contarte sobre mi día.
- Dedim ki ; program için üzgünüm.
- Lo lamento por el programa.
- Yanlış anlama dedim.. anlasan da üzgünüm
Dije que no te ofendas, pero si te sientes ofendida, lo sinto, Kell porque...
Ona dedim ki Maç için gerçekten üzgünüm. Ona zarar verdiğim için.
Le dije que lo sentía por lo de la pelea... por lastimarlo.
Bi anda çıktı ağzımdan CNN dedim Aptalım ben üzgünüm
Sabes, fue para impresionarte. Soy un idiota, lo siento mucho. Espero que puedas perdonarme.
Dedim ya. Her şey için üzgünüm.
Te lo dije por todo.
Armando hemen özür dilemeye başladı, taşı ısıtmak istedi ama o saatten sonra dedim ki'üzgünüm, yönetmem gereken bir OAB toplantım var.'
Armando se deshizo en disculpas. Quería recalentar las piedras pero en ese momento dije... " Lo siento.
Evet.. bana da söyledi.. üzgünüm evde kim olacaktı ki dedim
Sí, me dijo eso y yo estuve como "perdón, ¿ quién está desempleado y aún vive con su madre?"
- Çok özür dilerim. - Söz vermiştin. Özür dilerim dedim ve üzgünüm.
Bueno... yo... estaba ocupado, lo siento mucho.
Böldüğüm için üzgünüm ama bilmek istersiniz dedim.
- Señor, lo siento mucho pero creí que debía saber algo.
Çok üzgünüm, Matthew, ama evet dedim.
Lo siento, Matthew, pero le dije que sí.
Dedim şeyler için özür dilerim Annen hakkında, gerçekten üzgünüm.
Siento las cosas que dije sobre tu madre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]