English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Anlatamam

Anlatamam traducir francés

1,915 traducción paralela
- Bunu sana anlatamam. - Vorhees o unsurlardan biri mi?
Mon contact, Vorhees, c'est l'un de ces éléments?
Ne kadar anı çağrıştı anlatamam.
Je ne peux pas te dire tous les souvenirs que ça me rappelle.
"Size bir masanın üzerinde iki büklüm kaç gece geçirdiğimi anlatamam."
"je ne compte plus les nuits où je suis resté penché sur ma table."
Evet. Şu anda anlatamam.
Ouais, je ne peux pas vous dire là.
Bu haberin beni ne kadar rahatsız ettiğini sana anlatamam.
Je ne peux dire à quel point cela me contrarie.
Sana anlatamam. Pekâla.
Je peux pas vous dire.
Ne kadar gelişme gösterdiğini anlatamam.
Tu ne t'imagine pas comment elle va mieux.
Tony'nin Londra'yı ne kadar sevdiğini anlatamam sana.
Tu ne t'imagines pas à quel point Tony aime Londres.
Avukatların kendilerine nasıl güvendiklerini sana anlatamam.
Vous devriez voir combien ils sont confiants.
Anlatamam.
Dur à expliquer.
Ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı sana anlatamam.
Je suis extremement déçu.
- Ben öykü anlatamam.
- Je ne sais pas raconter les histoires.
- Burada anlatamam.
- Pas ici.
Bu o kadar önemli ki anlatamam.
Tu n'imagines pas à quel point.
Anlatamam.
Je ne peux pas te le dire.
Dışarıya çıkamamanın nasıl can sıkıcı olduğunu anlatamam.
Je me sens oppressée de ne jamais pouvoir sortir.
Aynı konuşmayı, o kadar... eşcinsel olmayan çocukla yaptım ki anlatamam sana.
Je ne peux pas te dire avec combien de garçons sérieux j'ai eu cette même conversation.
Pek anlatamam.
- Je ne raconte pas très bien.
Fred, bir fıkra bile anlatamam ben.
Je sais même pas raconter une blague.
sizin gibi büyüleyici genç insanlara sırrımı açabilmek yüreğimi nasıl hafifletti anlatamam size.
Si vous saviez combien ça me réjouit de pouvoir me confier à vous, charmants jeunes gens.
Nasıl iyi yürekli anlatamam. Ama onu internette bulduğuna inanamıyorum hala.
Elle a un caractère franchement adorable, mais je n'arrive pas à croire qu'il l'ait rencontrée via lnternet.
Bunun beni ne kadar mutlu ettiğini anlatamam.
Je ne peux vous dire le bonheur que cela me fait.
Kitabınızı ne kadar sevdi, anlatamam.
- Vous ignorez à quel point elle adore votre bouquin.
İlk seferde doğru anlatamamış galiba.
Il n'a pas pu réussir dès le début? Nous sommes imparfaits.
Şimdi anlatamam.
Je ne peux rien te dire.
Nasıl hissettiğimi anlatamam.
Je te dis pas!
Kızı bir görmen lâzım. O kadar güzel ki anlatamam. - Öyle mi?
Si tu voyais comme cette femme est belle.
İşlerin bu hale gelmiş olmasından ne denli pişmanlık duyduğumu size anlatamam.
Comment vous dire... Combien je regrette la façon dont les évènements... ll n'y a rien à regretter.
Çok iyi. Ne kadar ferahladığımı anlatamam.
Quel soulagement.
Ama ölünün arkasından konuşmadan bunu anlatamam.
Mais je ne peux rien dire sans parler de personnes mortes.
Kendimi ne kadar pis hissediyorum, anlatamam.
Je me sens dégoûtante.
Sana anlatamam.
Je peux rien te dire...
Bakın kaybınıza ne kadar üzüldüğümüzü anlatamam...
Je tiens à dire qu'on est désolés pour votre perte...
Bu kadar çabuk uçup geldiğin için ne kadar minnettar olduğumu anlatamam.
Je ne sais pas comment te remercier d'être venue aussi rapidement.
Moda dünyasının kraliçesi olmak ne kadar havalı sana anlatamam.
Je ne peux pas vous dire, maman, comme il est flatteur d'être la reine du tout Londres.
Bundan sonra olanların nasıl olduğunu anlatamam veya hatta nedenini.
Je peux pas vous dire précisément comment c'est arrivé, ni même pourquoi.
Sana daha fazla anlatamam.
Je peux pas t'en dire plus.
Ama bu konuda sana birşey anlatamam.
Je ne peux rien vous dire.
Ama bunu anlatamam.
Mais je ne peux pas en parler.
Lakin sana anlatamam.
Mais je ne peux pas en parler.
- Korkarım bunu anlatamam.
- Je ne peux pas en discuter.
Ne kadar özlediğimi anlatamam.
Tu n'imagines pas à quel point ça m'a manqué.
Sizinle karşılaşmanın benim için ne ifade ettiğini anlatamam.
Je suis tellement heureuse de vous connaître.
- Nefes alamazsam anlatamam.
Je peux pas vous le dire sans respirer.
Çünkü... Anlatamam.
Parce que... je ne le ferais pas.
Bu hikaye çok uzun, sonuna kadar anlatamam.
Elle est trop longue. J'arriverai pas à la finir.
Seni'Balkabağı Şenliği'nde öpmek ne kadar hoşuma gitti anlatamam.
Je ne peux pas te dire combien j'ai aimé t'embrasser à la fête du potiron.
- Sen öyle dallamanın tekisin ki sana anlatamam!
- Je ne savais pas.
İşimi yaptığımdan ve senle birlikte olmayı istediğimden başka sana hiç birşey anlatamam.
C'est toi. Oui, c'est moi, Azalia.
Size ne kadar rahatladığımı anlatamam Kendimi aynen...
"Il ne faut pas se laisser décourager!" Je ne peux pas vous dire à quel point je suis soulagé -
Benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam.
Ca représente tant pour moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]