English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Anlatma

Anlatma traducir francés

1,311 traducción paralela
Sana karşı neler hissettiğimi herkese anlatma fırsatı bulduğuma sevindim.
Je suis très heureuse d'avoir la chance d'exprimer mes sentiments pour toi devant tout le monde.
Sakın bana nasıl yalan söylendiğini anlatma. En iyi yaptıklarımdan biri o!
Garde tes leçons, mentir c'est ce que je fais de mieux!
Pekala şimdi Hanukkah öyküsünü anlatma zamanı.
C'est l'heure... de l'histoire de Hanoukka.
İşte! Sorma, anlatma, can sıkma ve sırıtma.
Au bureau, bouche cousue, fais pas la moue et lorgne pas.
İşte bu yüzden annemle benim "sorma, anlatma" politikası var.
Non. C'est pourquoi avec ma mère, c'est "pas de questions-réponses".
Kimseye anlatma. Bunu bozan sendin.
Tu l'as enfreinte, tu ne le referas plus.
İyi, bence de anlatma.
T'as raison. C'est que comme ça qu'il apprendra.
Tüm bu öykü anlatma işi de yazmak kadar kötü değil mi?
Raconter des histoires, ce n'est pas comme écrire?
- Hayır, hayır, hayır. Hiç anlatma. Sen, Heybetli'sin, derin denizlerin korsanı...
Ne me dis pas que tu es Superlius, pirate de haute mer!
Bence geri dönüp ona itiraf etme şansı verirsek olanları anlatma şansı aslında benim yasal malım olan şeyi geri verebilir.
Je crois que si on y retourne et qu'on lui donne une chance d'avouer, de tout dire, il rendra peut-être ce qui est, en réalité, ma propriété légitime.
Anlatma sırası sende, Clarice.
C'est à vous de me répondre.
Sakın anlatma!
Ne lui dis pas!
"Anlatma."
"Ne lui dis pas".
Onun için film bir öykü anlatma aracıdır, gerçekten.
Et pour lui, ce n'est pas un médium pour raconter les histoires, vraiment.
Bütün Hollywood da sinemayı böyle aldı ve onu öykü anlatma aracına dönüştürdü kitapları ya da öyküleri alırsın sonra onları bilirsin işte senaryoya dönüştürürsün ve uygun kişiyi aramaya başlarsın.
Et tout Hollywood s'est emparé du cinéma... et a essayé d'en faire un médium pour raconter des histoires... où on prend des livres ou des histoires... et on écrit un scénario et on essaie de trouver quelqu'un qui corresponde.
Lütfen bunu kimseye anlatma, olur mu?
Je te prie de raconter ça à personne.
Hayatımı nasıl idare edeceğimi anlatma bana.
Alors, laisse le mien tranquille.
Bunu bana anlatma!
- Je ne vous crois pas!
Bunu bana sakın anlatma!
- Vous n'avez pas vu ses yeux!
Bunu bana anlatma!
Je ne le crois pas!
Bana ışık demeti hikâyesi anlatma çünkü yutmuyorum.
Vous ne pouvez pas partir sans autorisation. Ne me parlez pas de rayon de lumière à la con. J'y crois pas.
Anlatma!
Mais ne me le raconte pas.
ANLATMA!
ME LE DIS PAS!
Anlatma sakın!
Ne dis rien!
Ancak sonraki gün dışarıyı arayıp nerede olduğumu ve yaşadıklarımı anlatma imkanı buldum.
J'ai pu placer un appel téléphonique le lendemain... pour dire aux gens où j'étais, ce qui se passait.
- Çıplak temizlik yaparım. - Lütfen bu hikayeyi anlatma.
- Je fais le ménage tout nu.
Ve bu disk benim tarafımda olduğunu anlatma şeklin mi?
Et ce disque est une façon de me dire que vous choisissez le mien?
Beyefendi, bütün bunları Yargıç Katz'a anlatma fırsatınız olacak.
Vous aurez l'opportunité de dire tout cela au juge Katz.
- ona hiçbir şey anlatma - otuz saniyede geri dönmüş olurum
- J'en ai juste pour trente microts.
Onun için artık bana randevularını anlatma ortalıkta yarı çıplak dolaşma ve losyon da yok, tamam mı?
Me parle plus de tes rendez-vous et te promène plus à moitié nue. Et plus de lotions, d'accord?
Tamam. Kürekleri bırakıp, diğerlerini bulup, Max'a anlatma zamanı.
Bon, on range la pelle et on avertit Max et les autres.
Lütfen daha fazla anlatma.
Je vous en prie, arrêtez.
İstedikleri söylediler. Daha fazla anlatma.
- Ils voulaient garder l'argent.
Hayır, anlatma Harry'ye.
Non, ne dit rien a Harry.
Sakın Harry'ye anlatma.
Ne dit rien a Harry.
Başkasına anlatma, olur mu?
Peux-tu continuer comme ça?
Ne diyeceğimi bana anlatma
Dis-moi quoi dire, mais ne me dis pas quoi dire.
Onlara anlatma. Sakın anlatma.
Non, David de dit rien!
Bunu bana anlatma.
C'était une idée de Don.
Bana anlatma.
Pas vraiment.
Onunla nasıl konuşacağımı bana anlatma.
Ne me dis pas comment je dois lui parler.
Bir soyunma odası esprisi olmak istemem. Kimseye anlatma tamam mı?
Je ne veux pas devenir le sujet des blagues de vestiaire... alors ne dis rien à personne, ok?
Laura'ya anlatma.
Je n'ai pas dit ça. " Motus à Laura.
Bana masal anlatma.
Ne te fous pas de moi.
Paula'ya anlatma.
Je n'ai pas dit ça. " Motus à Paula.
Bana palavra anlatma anne!
Finies, les histoires, amÀ!
Bana söylememen gerekiyordu... ama söyledin. Audrey, Ona anlatma. Ve şimdi bende sana... bilmek istemezsin diyorum.
Il ne fallait pas me le dire, mais vous l'avez fait.
Anlatma!
Ne lui dis pas!
Tamam, anlatma.
Ne me dis rien...
- Sakın anlatma!
- Ne me dis rien!
"Ben özgürüm," saçmalığını anlatma bana şimdi.
Pourquoi es-tu là?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]