English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Ateş yok

Ateş yok traducir francés

506 traducción paralela
Ateş yok.
Qu'ils ne tirent pas.
Ateş yok.
Ne tirez pas.
İskele tarafında ateş yok.
Il n'y a pas d'incendie à bâbord.
Ateş yok.
Il n'y a pas de feu.
... Küre üstümüzde ve halâ ateş yok.
Orb est au-dessus de nous, et il n'y a pas de feu!
Ateş yok! Ateş yok!
Pas tirer!
Beni kollarına alıyorsun ve beyninde ateş yok.
Vous me tenez dans vos bras, mais il n'y a aucune flamme.
Yok, ben hiç ona ateş etmedim.
Je n'ai jamais tiré sur Billy le Kid. Ça, non.
Yanıma silah alacağım. Ateş etmek yok.
- ll vaudrait mieux que je sois armé.
Benim için mahsuru yok. Ateş severim.
Et moi j'apprécie un bon feu de bois.
Hadi, ateş et, seni korkak tavuk... elini sabit tutabilecek yeterli kanın bile yok!
Allez, tirez, espèce de lâche, vous n'avez même pas assez de sang pour ne pas trembler.
Bombaları duymadan ateş etme yok!
Ne tirez que si vous entendez les bombes!
Yansın ateş, ilerlesin bu yolda dönüş yok.
" Qu'il brûle nuit et jour sur la voie sans détour.
Yansın ateş, ilerlesin bu yolda dönüş yok.
" sur la voie sans détour.
Telsize ateş et. yok et onu!
Tirez sur la radio.
Yani radar istasyonuna kadar ateş etmek yok. - Anlaşıldı mı?
Donc ne tirez pas avant qu'on soit à la station radar.
Unutma, evlat, ateş etmek yok.
N'oublie pas, Kid... Tu ne tires pas.
Bir ateş bile yok.
Une semaine que je caille sans feu!
Askerlere ateş etmeyi öğretmekten başka iş yok.
Apprendre aux types à tirer.
Ateş etmek yok.
Ne tirez pas.
Kız gemideyken ateş etmek yok.
Non, Consuelo est à bord. On y va!
Unutma, ateş etmek yok!
Souvenez-vous : Ne tirez pas!
Ateş yok!
Ne tirez pas!
Unutmayın, ateş etmek yok.
Mais ne tirez pas!
- Ateş yok.
Pas de feu.
- Ateş yok.
Pas de feu!
Dünyanın oluşurken yaydığı ışın... uzayın derinliklerinde ışık hızıyla yayılırken... henüz diğer galaksilerdeki gezegenlere ulaşamadan... içinden doğduğumuz uzayın karanlığında kaybolacak... ve başladığımız şekilde, bir gaz ve ateş patlamasıyla yok olacağız.
Alors que l'éclair de notre naissance ne sera pas encore visible pour les planètes enfouies dans les autres galaxies, nous disparaîtrons dans les ténèbres d'où nous sommes venus, dissous dans un tourbillon de gaz et de flammes.
Ben sinyal verene kadar ateş etmek yok.
Ne tirez pas avant mon signal.
- Ateş edecek cesaret yok sende.
Tu n'as pas les tripes pour le faire toi-même.
- Ve unutma ; ateş etmek yok.
- Évitons de tirer.
Kabataslak ama, bir düşmanı yok etmesi için büyü ile çağrılmış olan bir ateş iblisine ait bu eski gravür ve ortaçağ çizimlerinin kopyalarına oldukça benziyor.
Cela ressemble aux bois gravés... et aux dessins du Moyen-Age... représentant un démon du Feu invoqué pour supprimer un ennemi.
Hastalığı sadece ateş ve ayazın yok edeceğini biliyoruz.
On sait juste que seuls le feu ou le gel peuvent I ´ abattre.
Günün birinde hepsi yok olacak bir duman bulutu ve ateş topu.
Un jour, tout ça pourrait bien avoir disparu, dans un jet de fumée tout chaud comme un pet de dragon dans un lac...
Viski ve ateş etmek de yok.
Pas de whisky et pas de tuerie.
Ateş eden yok. Çinlilerden ateş eden yok.
Pas encore de tirs chinetoques.
Sözde cinayet silahının ateş etme yeteneğinin olmaması delili yok saymak olmaz mı?
Exclurait-on un témoin affirmant que la soi-disant arme du crime ne fonctionnait pas?
Sanırım artık D bloğa tehlikesizce girebiliriz. Ateş etmek yok.
On peut entrer dans le bloc D, ils ne tireront plus.
Tüm kasabada ateş etmesini bilen on kişiden fazla adam yok.
Il doit même pas y avoir dix hommes dans toute la ville!
Zulular'ın eline ateş vermeye gerek yok.
Inutile que les Zoulous voient du feu.
Ateş etmek yok!
Sans coups de feu!
Ateş etmek yok, demiştim.
Je... J'avais dit sans coups de feu.
Başkomutanlık, Londra'yı ateş toplarıyla yok etmemiz için emir verdi.
Le Commandeur Suprême a donné l'ordre de détruire Londres sous les bombes.
Kasap Taburu bildiriyor : 11 tank yok edildi, sekizi ateş altında.
Bataillon Butcher : 11 tanks détruits, 8 en feu.
Ateş etmek yok.
Ne tire pas.
Ateş etmek yok.
On ne tire pas.
- Bu gece ateş yakmak yok çavuş.
- Pas de feux ce soir, lieutenant.
- Gerekli olmadıkça ateş etmek yok.
- On ne tire que si c'est nécessaire.
Ateş Kuşu'nun bir şeyi yok, öyle mi?
Alors, Firebird, va bien, c'est ça?
Kraterimin içindeki ateş gücü küçük bir orduyu yok etmeye bile yeter.
La puissance de feu, dans le cratère, peut exterminer une petite armée.
Sana ateş edeni yakalayana kadar dinlenme yok.
Je ne dormirai pas tant qu'on n'aura pas arrêté le coupable.
Ateş etmek anlaşmada yok.
Tirer n'est pas assembler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]