English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bence sorun yok

Bence sorun yok traducir francés

201 traducción paralela
Bence sorun yok.
Ça ira très bien.
- Bence sorun yok Marv.
- On est d'accord, Marv.
- Bence sorun yok.
- Je n'ai rien contre.
- Peki, bence sorun yok.
- Je n'ai rien contre.
Bence sorun yok.
Cela me convient.
Bence sorun yok.
Pas de problème.
- Seninle dans ederse bence sorun yok.
- Si elle danse avec toi, je suis tranquille.
Bence sorun yok çünkü sizleri koklamayacağım.
Bon. Moi, je n'ai pas à vous sentir.
Bence sorun yok.
Je n'ai aucune objection.
Bence sorun yok.
Pourquoi pas?
Bence sorun yok.
Ça me convient.
- Bence sorun yok ama bu mama diğer mamalara benzemez, tamamen doğal ve ev yapımıdır.
C'est différent de tout ce que vous connaissez. C'est naturel et fait maison.
Tüm gece boyunca devam edebilirsin bence sorun yok.
Continuez toute la nuit, pour ce qui est de moi.
Evet, bence sorun yok. Sonra görüşürüz.
à plus tard.
- Bence sorun yok.
Ça va
- Bence sorun yok, Bay Gillion.
- Moi, je n'ai rien contre.
Bence sorun yok.
Il n'y a rien d'anormal.
Gerçekten. Bence sorun yok.
- Vraiment.
Bence sorun yok, ama bebeğimin gerçek bir babası olmalı.
Je m'en fiche, mais je veux que mon bébé ait un vrai père.
- Bence sorun yok.
C'est très bien!
Bence sorun yok... "
Pas de problème! "
- Duyguların incinmesinde bence sorun yok.
- ll n`y a pas de mal à être blessee.
GUCUNE Mi GiTTi? BENCE SORUN YOK. OOH!
Pas mal, ça me plaît.
Bence sorun yok.
J'ai pas de problème avec ça.
Bence sorun yok.
Ca me va.
Bence sorun yok Jesse.
Pas de problème Jesse.
- Bence sorun yok.
- Ben, c'est chouette.
Dışarıya sizinle çıktığına göre bence ortada bir sorun yok Çavuş.
"Puisqu'elle était avec vous, Sergent, tout va bien."
Eğer Maria Candelaria'yı resmetmek istiyorsa bence bunda bir sorun yok.
S'il veut peindre Maria Candelaria je ne vois rien de mal à ça.
- Bence bir sorun yok.
- Tu te débrouilles très bien.
Berlin ile sorun yaşamaya gerek yok bence. Sizi rencide ettiğimizin farkındayım ama siz de ihtiyatlı olmamız gerektiğini anlamalısınız.
Inutile de déranger Berlin, je suis conscient de vous avoir offensé mais vous devez comprendre notre prudence.
- Benim için sorun yok, bence hemen yola devam edelim.
Ça va, allons-y.
Bence bir sorun yok.
- Ah, non!
Bence aklı başında yetişkinler giydiği sürece sorun yok.
Il n'y a rien de mal à cela, nous sommes tous adultes.
Evet, bence bir sorun yok.
Ça a l'air d'aller.
Bence kesinlikle sorun yok gibi.
Il a l'air tout à fait normal.
Sence sorun yoksa bence de yok.
Moi, ça ne me dérange pas.
Bence sorun yok.
Et c'est très bien.
- Sorun şu ki bence Robert Johnson'ın dostu Willie Brown yok.
- Je commence à penser que l'ami de Robert Johnson, Willie Brown, est bien loin d'ici.
- Sorun yok, Anne. Bence onda ateş edecek cesaret yok.
T'inquiête pas, il est incapable de tuer.
Hayır, bence bunu evinin mahremiyetinde yapıyorsan sorun yok, ama herkesin içinde emzirme kesinlikle mide bulandırıcı.
Il n'y a aucun mal à le faire dans l'intimité de votre foyer, mais donner le sein en public est tout à fait dégoûtant.
- Bence sorun yok.
Je crois que ça va.
Bence mahzuru yok çünkü bu, birinci grubun sorun olmayacağı anlamına gelir.
Cela me va très bien... car ça signifie que ce groupe No 1 est déjà sous contrôle.
O zaman bence bir sorun yok.
Alors... je ne vois pas où est le problème
Bence bu konsoldan vazgeçmekte sorun yok.
Je pense qu'il faut laisser partir celui-là ce pod.
Hey lceman, bence hiç sorun yok.
Pas de problème, lceman.
Bence partiye gelmende sorun yok.
Venez à la fête.
- Bence sorun yok. - Davetsiz misafir olmadım mı?
- Pas de problème.
Bence beş dakikalığına uyanmasında bir sorun yok.
je pense que c'est bon pour la réveiller cinq minutes.
Dabney haftada 3 kere dişçiye gidiyor ama bence dişlerinde bir sorun yok.
Dabney va souvent chez le dentiste. Ses dents sont si pourries? Il ne va pas chez le dentiste.
Eğer sorun yok dersen, bence de sorun olmayacak.
Si tu trouves que ça va, ça ira pour moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]