Benim traducir francés
432,824 traducción paralela
Onu geri getirebilecek tek kişi benim.
Je suis le seul qui peut le ramener.
Benim o.
C'est à moi.
Senin gerçek annen benim.
Je suis ta vraie mère.
Sen benim annem değilsin.
Tu n'es pas ma mère.
Evet, o benim annem.
Oui, c'est ma mère.
Yapacak işlerimiz olduğundan... gidip benim korsanı geri alalım.
Puisque je sais que nous avons beaucoup de travail, allons récupérer mon pirate.
Şimdi benim oyunumu bölen yolculuğun.
Un voyage qui est en train d'interrompre mon jeu.
Şansa bak ki benim de bir iyiliğe ihtiyacım var. Tam olarak sihirli bir fasulyeye.
Et bien, comme par hasard, j'ai besoin d'un service... un haricot magique, pour être précis.
Şimdi geri verirseniz, sadece benim gazabıma uğrayacaksınız, onunkine değil.
Rendez la, et vous affronterez seulement ma colère, pas la sienne.
Burası benim diyarım değil.
ce n'est pas mon royaume.
Sen bir hediyeydin benim sadık oğlum.
Tu étais un cadeau... mon fils loyal.
Sana bir yuva veren... eğitip, karnını doyuran... her şeyini seninle paylaşan benim!
Je suis celle qui t'a recueilli, qui t'a donné une maison, t'a enseigné, nourri, j'ai partagé avec toi tout ce que j'avais!
Gideon ise benim oğlum.
Gideon est mon fils.
Örümcek benim adıma zekice bir hamleydi... ama sen rolünü iliklerine kadar hissederek oynadın.
L'araignée était un coup ingénieux de ma part, mais tu as joué la tienne jusqu'au bout.
Anne benim, bu da beni patron yapar.
Je suis votre mère, donc c'est moi la patronne.
- Evet de, dönmem gerek benim.
- Je dois y retourner.
Bu benim torunum, J.
C'est mon petit-fils, J.
Benim biram.
Mes bières.
Benim senin için bir iş planım var.
J'ai un plan d'activité pour toi.
Benim sabıkam var ya.
J'ai un casier, mec.
Yok, benim babam değildi o.
C'était pas mon père.
Yani benim satmamı istiyor musun?
Tu veux que je le vende?
Güzel oğlum benim.
Gentil garçon.
Çünkü açtığımızda gerçek olacak ve benim olacak. Onun alabileceği bir şey olmayacak.
Car quand on ouvrira, ça sera réel, et ce sera à moi, et pas quelque chose qu'elle pourra s'approprier.
Benim de.
Moi aussi.
Benim bir sabıka kaydım var.
J'ai un casier.
Maçta benim hakkımda bir şey duyabilirsin.
Je dois te dire quelque chose à mon sujet.
Benim bir oğlum var...
J'ai un fils...
Benim adım Ravi Chakrabarti.
Mon nom est Ravi Chakrabarti.
Bir dert ortağı arıyorsan o benim, Shawna.
Si tu as besoin d'une oreille sympathique, j'en ai deux. Shawna. "
Benim için söyleyecek çok şey yoktu.
Ça ne m'en dit pas beaucoup.
Bu benim davam Clive.
C'est mon affaire, Clive.
Liv, bu çok hoş ama benim için bundan daha kötüsü olamaz...
Liv, c'est gentil, mais ça empirerait les choses pour moi si...
Senin için hiç, benim için her şeyi.
Rien pour vous, tout pour moi.
Tabi benim zaman makinem olmasaydı.
À moins d'avoir une machine à remonter le temps.
Benim... makinenin yeni pilotu olacağımı söyledi.
Que je... vais être le nouveau pilote du vaisseau.
Tabi, benim onu eğiteceğimi mi düşünüyorsun?
D'accord, et vous pensez que je vais l'entraîner?
Bunu benim yöntemimle yapacağız.
On fait ça à ma façon.
Benim işim tehlikedeki kadınlara eşlik etmek değil hanım efendi.
Je ne fais pas dans l'escorte de femmes en danger, Madame.
Benim öyle olduğumu mu söylüyorsun?
Vous dites ça pour moi?
Adamım, benim hala tam bir KızıIderili olduğumu düşünüyorsun.
T'es toujours bloqué sur l'idée que je suis un vrai indien.
Hatırlamam gerekiyordu çünkü şu dünyada onun var olduğunu bilen tek kişi benim.
J'aurais dû m'en souvenir car je suis la seule personne sur terre qui aie jamais su qu'elle a existé.
Benim adım Emma Whitmore, ve buradaki güzelliğin pilotuyum.
Mon nom est Emma Whitmore, et j'ai le plaisir de piloter cette beauté juste là.
Davan başarısız olduğunda, ve kendini benim gibi sürüklenirken bulduğunda, bana gel.
Quand votre cause aura échoué, et que vous commencerez à trouver qu'on se ressemble, cherchez-moi.
Sürprizin benim onurumu kırdı.
C'est insultant que vous soyez surprise.
Bu tesisin her tarafında sadece benim bildiğim ve bizzat kendi yüklediğim güvenlik duvarları var.
J'ai des dispositifs de sécurité partout dans ces locaux installés et connus que de moi.
Şimdilik benim için sorun yok.
Je vais bien.
O benim İncil'im!
C'est ma Bible!
Hayır benim.
Pas du tout.
Benim, Brick.
C'est moi...
Hayatımın ilk ayını senin ailenle sen de hayatının ilk ayını benim ailemle geçirmişsin.
J'ai passé le premier mois dans ta famille et tu as passé le tien avec ma famille.
benimle evlenir misin 227
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim gibi 258
benim için farketmez 29
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benimle dalga geçme 73
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim gibi 258
benim için farketmez 29
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benimle dalga geçme 73