English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bizım

Bizım traducir francés

16,261 traducción paralela
Biz sadece yardım etmek ist- -
On voulait aider...
Bence biz bu özel geceye odaklanalım.
On devrait se concentrer sur notre soirée spéciale.
Lütfen talimatlarımıza uyun ki biz de yarın Noel'de onlarla olabilelim.
TOBY : "S'il vous plaît, suivez nos instructions, de sorte que nous pouvons être avec eux demain sur Noël".
Sayın Yargıç, biz gizli planın yalnızca kanuni unsurlarını sergilemenizi istemiyoruz,... ama özel davalardan örnekler vermenizi de istiyoruz.
M. le Juge, nous demandons que vous énonciez pas seulement les éléments statutaires de complot, mais que vous donniez des exemples de cas particuliers...
Sayın Yargıç, biz hakettik değil mi?
M. le juge, nous le méritons, n'est-ce pas?
Tabii ki oradayım çünkü bu bir paralel evrense o halde başka bir ben ve biz var. Evet, evet! Buradan çıkış yolumuz bu!
Bien sûr que je bosse là-bas car si c'est un monde parallèle, alors, il y a un autre moi, un autre nous.
Biz birbirimize yeteriz Bay Kucak.
Nous n'avons besoin de personne, M. Câlins.
Umudumuz, soru işaretlerinin olabildiğince çabuk silinmesi. Böylece biz de hayatımıza devam edebilelim Teresa'yla beraber.
On espère avoir des réponses dès que possible pour essayer de tourner la page, avec Teresa toujours à nos côtés.
Araştırma ekibinde sen de var mıydın? - Biz...
Faisiez-vous partie de l'équipe de recherche?
Sanırım biz de pikolo kardeşler oluyoruz.
Je suppose que ça fait de nous des frères piccolo.
Biz kızı bir ağaçta parmaklamak kadar hatırı sayılır sanırım.
Aussi respectueux que doigter une fille sur un arbre peut l'être, je suppose.
Atomik Samuray, biz de katılalım.
Atomic Samouraï, on va t'aider.
- Biz iki dakikaya geliriz, tamam mı?
- On revient dans deux minutes.
Biz davaya el attığımızda ise izler çoktan soğumuş olur. Ya da izin yönü değiştirilmiştir.
Le temps qu'on arrive, la piste s'est refroidie ou elle a été falsifiée.
Bay Kratz bizden görüşmeyi daha sağlam bir şekilde kayıt altına almamızı istedi biz de görüşmeyi videoya kaydetmek üzere Two Rivers Emniyet Müdürlüğüne gitmek için hazırlıklarımızı yaptık.
M. Kratz a demandé qu'on garde une meilleure trace de ses aveux, et c'est là qu'on s'est arrangé pour qu'il vienne au poste. 27 FÉV 2006 INTERROGATOIRE DE BRENDAN DASSEY Pour filmer l'interrogatoire.
Canımızın yanmasını, sevdiğimizin acısını yaşamayı biz seçmedik.
On ne choisit pas d'avoir le cœur brisé, de perdre quelqu'un.
Ne alışılmadık bir takımız biz.
Quelle équipe peu commune nous formons.
Nihayetinde düşünmeye zorlandım ki biz kimiz ki Ramanujan'ı sorgulayalım?
Donc, en définitive, j'ai été forcé de me demander qui nous sommes pour mettre en question Ramanujan,
Şu andaki tek "biz" ben ve hayalarım.
Pour l'instant, le seul "nous"... C'est moi et mes couilles!
Dinle evlat, biz sadece silahların güvende olmasını istiyoruz, tamam mı?
On veut juste que les armes soient en sûreté.
Biz böyle yazalım.
C'est ce qu'on va écrire.
Biz kurallarımızı çiğnedik, tıpkı Kadim Kişi gibi.
Nous avons enfreint nos règles, tout comme elle.
Biz başlayalım mı, Erin?
commencer l'entretien. Erin?
Biz bir saniye bunları tartışalım iyisi mi.
On a besoin d'une petite discussion entre nous, juste pour une seconde.
Biz New York'u kurtarmak için canımızı ortaya koyarken sen durup sandviç mi yaptın?
Euh... Pendant qu'on risquait nos vies, pour essayer de sauver New York City, toi tu t'es arrêté pour prendre un sandwich?
Biz baba olmayacağız, ben baba olacağım.
On va être pa... non, pas papas.
Kayıtlara geçsin, biz ayrılmıyoruz.
Tu noteras que c'est pas moi qui m'en vais.
Cennetteki Tanrım, bugün biz lanetlendik.
- Notre Père qui êtes aux cieux, nous sommes remplis de tristesse parce que ce soir, la Colombie a perdu contre le Mexique.
Tamam, biz başlayalım...
Vous savez quoi, allons-y.
Asla ama asla özür dileme madem burayı başımıza yıktın, biz de it gibi çalışıp baştan yaparız şimdi masana otur da biraz para kazan, anladın mı?
Tu ne dois jamais t'excuser. Jamais. Tu brûles la putain de baraque, tu te retrousses les manches et tu construis une autre.
Görüyorsun, Max. Biz bir takımız, işe yarıyor.
Tu vois Max, nous sommes une équipe et marche.
Belki biz,... bahsettiğin o araba turunu yapabiliriz.
Peut-être nous pouvons aller Faire la promenade dont tu m'as parlé Dans cette voiture
Korkarım biz hiçbir yere gitmiyoruz.
On n'ira nulle part, j'en ai peur.
Dur, biz delikanlı mıyız?
On est potes?
Biz adamımıza offshore hesap numarasını vereceğiz o da bize vatana ihanet ettiğini bilmeden işlem numarasını verecek.
Il suffit de donner les numéros du compte que tu m'as donné, et il nous donnera le numéro sans savoir qu'il commet une trahison.
Hadi ama adamım. Biz delikanlı değil miyiz?
Allez, on est potes?
Biz... Burada uzun süre kalacak mıyız?
On va rester ici longtemps?
Bunun hiç faydası oldu mu? Fark etmez, tamam mı? Yardımımıza ihtiyacı var ve biz onu yüzüstü bırakıyoruz.
- Ca ne fait rien, Elle a besoin qu'on ne la laisse pas tomber.
Sanırım biz de o kovanın bir parçasıyız artık.
Je crois qu'on fait partie de la ruche maintenant.
Sen bize Creek'i getir ve biz de sana kralla bir randevu ayarlayalım.
Vous obtenez nous ruisseau, Et nous vous obtiendrons une date avec le roi.
O benim sevgilim. yani biz birbirimize dokunduk.
Il ne m'aurait pas largué, bouffon. Je veux dire On s'est touché les B-O-U-Ts.
Hadi millet. Onlar mı? Biz mi?
Allez les gars, c'est eux ou nous
İnanmıyorum! Shark Tank'ta mıyız biz?
On est à Dans l'œil du dragon?
Walter ile anlaşma yapmaya odaklanalım biz.
L'important est de convaincre Walter.
En iyisi içkiyle başlayalım biz. Gel hadi.
Bon, on va commencer par un verre.
Biz bir aileyiz adamım. Aileyiz.
On est une famille.
Olay biz mi yoksa polisin teki mi raddesine geldiyse arkasını dönüp gidenler biz olmalıyız, anladın mı?
S'il faut choisir entre nous et lui, c'est nous qui allons survivre, compris?
Bakın, gidin o Bay Torrijos'a deyin ki, o kanalı biz inşa ettik.
" Écoutez, dites à M. Torrijos que c'est nous qui l'avons construit.
Şansımız yaver gider. Keşif çok başarılı olur ve biz çok ama çok şanslıysak
Les Dieux de la prospection font une fête aux portes de paradis, et on est très très très, très chanceux.
Tamam, tamam anladık biz hesabımızı yaptık 10 yılın en büyük altın madeni sende
Inutile de vous vendre. On sait compter. On pense que vous êtes assis sur le plus grand filon de la décennie.
Biz sadece senin daha iyi olmanı istiyoruz hayatım.
On veut que tu ailles mieux, c'est tout.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]