English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bugün pazar

Bugün pazar traducir francés

358 traducción paralela
Bugün pazar!
Il faut que tout le monde soit gai, c'est dimanche!
Bugün Pazar.
Aujourd'hui, c'est dimanche.
- Bugün Pazar değil, değil mi?
- Ce n'est pas dimanche, n'est-ce pas? - Hein?
- Ha? - Dedim ki "Bugün Pazar mı?"
- J'ai demandé, "C'est dimanche?"
Bugün pazar, Paul.
Dimanche!
Bugün pazar ve tramvay sadece gidiş 20 liret. Çocuk da tam tarife. - Biliyorum.
Le dimanche, le ticket de tram coûte 40 lires l'aller-retour, plus la petite qui paye plein pot.
Bugün pazar değil. Cenaze olmalı.
- On est pourtant pas dimanche.
Evet, bugün pazar. Hafta sonunun sonu.
C'est dimanche, la fin du week-end.
- Hayır, bugün Pazar.
- Non, c'est dimanche.
Bugün pazar.
En route.
- Bugün pazar değil. Bir vaize ihtiyacımız yok.
- Gardez vos sermons pour le dimanche.
- Çan sesi, ama bugün pazar değil.
- On n'est pas dimanche.
Düşündüm de... Bugün Pazar ve belki akşam birlikte dışarı çıkıp sinemaya filan gidebiliriz ya da başka bir şey yaparız, tabii sen de istersen.
On est dimanche, alors je me suis dit... qu'on pourrait aller se faire une toile.
Bugün pazar.
Aujourd'hui, nous sommes dimanche.
- Bugün Pazar sabahı.
C'est dimanche.
- Bugün Pazar mı?
- C'est dimanche?
- Bugün Pazar.
C'est dimanche.
Bugün Pazar.
On est dimanche.
Bugün pazar..
Je suis son mari. C'est dimanche soir.
Muhtemelen bugün pazar.
Sûrement un dimanche.
Bugün pazar. Pazarları yorgun olmazsın.
Tu n'es jamais fatiguée le dimanche.
Yok bir şey. Diyorum ki, bugün pazar yoktu ve satışların bugün, pazartesi olduğundan daha iyiymiş.
L'autre jour, c'était le marché et tu n'as rien apporté.
Bugün Pazar.
C'est dimanche.
Neden kimse bana bugün pazar olduğunu söylemedi?
Vous pensiez vous en tirer comme ça, hein?
Ayrıca, bugün Pazar.
D'ailleurs, c'est dimanche.
Bugün pazar. Bu celbi pazartesi işe gelene kadar tutacağım.
On est dimanche, je vais bloquer l'assignation jusqu'à demain.
Bugün Pazar, şef.
C'est dimanche.
Doğru ya, bugün pazar.
- C'est vrai, c'est dimanche.
Bugün Pazar!
C'est dimanche, aujourd'hui!
Ama bugün pazar.
Mais c'est dimanche.
Evet, doğru. Bugün pazar.
C'est vrai, c'est dimanche.
Bugün Pazar, efendim.
C'est dimanche.
- Sanki bugün pazar. Kimse işe gelmedi.
- On se croirait dimanche, il ry a personne.
Bugün Pazar ve yumuşak bir yerde kalmak güzel.
Je préfère rester au chaud, le dimanche.
Bugün olmaz, günlerden pazar!
Pas aujourd'hui, c'est aujourd'hui dimanche!
Bugün Cuma. Pazar'a olsun, böylece kasabadakiler cenazeye katılır.
Dimanche, comme ça toute la ville pourra assister aux obsèques.
Bugün New York iyi, ayakları yere basan, seçkin insanlar için büyük bir pazar.
New York est rempli d'excellents maris possibles. Te valent-ils?
Köle pazarı bugün kalabalık çünkü, yaşlı imparatorun varisi ve vekili genç Kaligula gladyatör satın almaya geliyor.
Le marché aux esclaves est bondé, car l'héritier de l'empereur, le jeune Caligula, vient acheter des gladiateurs.
Bugün günlerden pazar değil, cumartesi.
On est samedi!
Gitmeme izin vermiyorlar. Ziyaret bugün, cumartesi ve pazar günleri.
Le jour de visite est le dimanche, aujourd'hui, c'est seulement samedi.
Bugün pazar.
Nous sommes dimanche soir.
Clem Maragon'un torununun, beni büyürken öğrendiğim şeyleri yapmaya zorladığı için bugün üzücü bir pazar günü.
C'est une triste époque, où la petite fille de Clem Maragon m'oblige à aller contre la non-violence que l'on m'a enseignée.
Bugün günlerden pazar, herkes alışveriştedir.
C'est dimanche. Elles font des courses.
Onlar Pazar günleri için, o kadar. Bugün iş günü.
Le dimanche seulement, jamais pour le boulot.
Büyük pazar bugün.
C'est le soir de la foire.
- Tuhaf, bugün ilk Pazar ve...
- Bizarre, c'est Ie premier dimanche que...
Hayır. Bugün onların pazarı. Biz de alışveriş yapacağız.
Puisque c'est le marché, allons au marché.
Bugün Pazar!
On est dimanche.
Pazartesi pazar vardı, bugün yoktu.
Ce n'était pas un jour de marché?
Hayır, fakat bugün Pazar.
Non.
Ama bugün, bu Pazar sabahı, hayatımda ilk defa olarak, ve bu KOW radyo istasyonu yayına başladığından beri ilk olarak, her zaman yaptığım şeyin ve müzik çalmanın dışına çıkıp size küçük bir öykü anlatacağım.
C'est la premiere fois que je viens un dimanche, et pour la premiere fois j'ouvre les ondes de la radio KOW, avec de la musique, bien sur, mais aussi avec une petite histoire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]