English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bü

traducir francés

54 traducción paralela
Bü türlü soruları sorarak ne demek istiyorsun?
Que voulez-vous dire avec cette question?
Evet bü kızı daha önce gördüm.
Je l'ai vue.
- Halka bü çöpü satın al diyorsun. - Hayır, bu senin düşüncen!
Tu leur dis d'acheter cette merde.
Sir Henry Irving... belki de bü güne kadar yaşamış en büyük İngiliz aktör.
Sir Henry Irving, peut-être le plus grand acteur anglais de tous les temps.
- Bü yüzden fikrimi değiştirdim.
- C'est pourquoi j'ai changé d'avis.
Bü yüzden de olanları araştırmalıyız, değil mi?
Toutes ces choses ont lieu sous nos yeux.
Olacağıyla, büy... bü...
Comme je le serai...?
Bü-zül-mek...
Rapetisser.
Bu gün, bü gün. Bu gün tam zamanı.
Aujourd'hui est un bon jour pour ça.
Bü önemli ama... "Oksijeniniz bitmiş ve saate bakıyorsunuz."
"je n'ai plus d'air et l'heure tourne!"
- Aslında, ona "bü-yük-lük." denir.
- On dit "de haut".
Bü-büyük bir bilgisayar mıydı yoksa avuç içi bilgisayarı mı?
C'était un gros ordinateur?
Bü yüzden tek bir kelime daha duymak istemiyorum.
Je veux plus rien entendre, allez jouer.
Bü yüzden, şimdi sadece uzanıp güneşin tadını çıkaracağım ve beni eve götürmelerini bekleyeceğim.
donc là, je vais juste m'allonger apprécier le soleil et attendre qu'ils me ramènent à la maison
Hayır. Dudaklarıma bak. Bü-yük.
Regarde mes lèvres. "Plus gros".
Gerçekleşmiş olabilecekleri bü düşün.
Pense à ce qui se passerait...
Tulumlar bü yüzden.
Les combinaisons, le sonar...
Bü gece dolunay var.
Ca sera la pleine lune ce soir.
Söyle bana. hala cevap yok, bü yüzden ölüme yakınsın?
l'Indien vit dans un manoir sur l'ouest de l'île.
Bak gökyüzündeki ay böyle kocaman olur, suratunu astumu yılda bü kere insancuklar gece çaluşur, niye?
Ecoute, la lune devient toute grande comme elle fait la tête! Une fois tous les ans, ces pauvres bonshommes travaillent la nuit... Pourquoi?
Bü yüzden, muhtemel en sert terimlerle nerede olduğunu söylemenizde ısrar ediyorum.
Alors je vous suggère avec insistance de me dire où elle est.
" Bü da beni doğruluyor.
Cette réplique indifférente confirme mon opinion.
Ducky'le "bü-çük" bir şey bulduk.
Ducky et moi nous avons trouvé quelque chose de "munjor."
Devasa kaplumbağa Bü yük A'tuin'in kabuğundaki dört filin sırtında uzayda gezinmektedir.
dérivant à travers l'espace, sur le dos de quatre éléphants, eux-mêmes juchés sur la carapace d'une tortue géante, la Grande A'Tuin.
Bü yüzden kendimi sana verdim.
Alors, je me suis donné à toi.
Ve sonra da benden bü tün bu olanları onun adına düzeltmemi isteme cüretini gösteriyor
Et il a eu le culot de s'attendre à ce que j'arrange ça pour lui.
Bü lanet duvarları tekrar boyamam gerekecek.
Il va falloir que je repeigne tout le mur!
Bü yüzden ödeştiğimizi söyleyebilirim.
Je peux vous dire qu'on est quites maintenant.
Bü yüzden kutusunda "oto parçaları" yazıyor.
D'où le : "Huile pour automobile" sur la boîte.
- Bü yüzden mi camı kırıp geldin?
Et ça t'a fait défoncer la fenêtre?
Bü yüzden benim kovulmama sebep olacak bir kaç yeni görev eklemeye karar verdin, filmin yapımının durdurulmasına sebep olabilecek olmandan bahsetmiyorum bile.
Donc tu as décidé d'ajouter d'autres tâches qui pouvaient me faire renvoyer, sans parler d'arrêter le film?
Te... te... teşekkürler, bü-büyükbaba.
M-Merci, g-grand-père.
Bü-bütün dünyanın duyduğu o a-atış mı?
Le t-t-tir entendu à l'autre bout du m-monde? Exact.
Bü yüzden de silahımı alıp onu vurdum.
Alors, j'ai pris mon arme et je l'ai tué.
Bü yüzden kalibedeki diğer üyelere nazik davranmak bize tehlikeli bir şeymiş gibi gelebilir.
Donc cela peut sembler dangereux de montrer de la douceur aux autres membres de la tribu.
Evet, basketçi gibi görünmeye çalışıyor, bü yüzden şu ucuz altın kaplamalı eski yüzüklerden takıyor.
Ouais, il veut jouer au dur, donc il porte des chevalières, en plaqué-or de merde pas cher.
Tucker, hatırlatayım, hem "bü" nü hem de "yü" nü çalmıştı.
Tucker, dois-je te rappeler qu'elle a volé ton mo et ton jo?
Bü yüzden... Mutlu bir sarıya boyadık.
Donc... on a peint ça en un joyeux jaune.
Tüm bü yaşananlar, çok gülünç bir şekilde üzücü. Bu şişenin durumu.
Il y a une espèce de tristesse historique là-dedans mais cette bouteille, c'est le présent.
Güzel, Bü bir tür... komik isim for a fellow with your particular expertise.
C'est un... drôle de nom. pour un gars avec ta compétence particulière.
Bü ülkeyi yakıp yıkan mesele nedir?
C'est quoi la solution à l'échelle du pays?
Bü yüzden burdayım.
Je veux dire que c'est pour ça que je suis là.
Evet, evet bü işe yarar.
Oui. Oui, ça va marcher.
İşte bü yüzden kıçından kurtuldum.
C'est pourquoi ils se sont débarrassés de son cul.
Bü yüzden onlar varmadan önce oraya gitmeni ve ilaçlarımı sifonlamanı istiyorum.
Alors il faut que tu y ailles, prennes toutes mes pilules et les jettes aux chiottes avant qu'ils les trouvent.
Bü yüzden bunu 3 hafta önce hallettim. Ana hat paylaşımı yapıldı.
C'est pourquoi je l'ai fait il y a trois semaines.
# Bebeğim, sevgine muhtacım Bü - #
♪ Baby, I need your lovin', got ♪
# Bü - tün sevgine muhtacım #
♪ Got to have all your lovin'♪
Bü...
Qu-que...
"Hekeret diğil ki bü!"
C'est même pas une insulte!
Anne olmaktan bıktın, bü yüzden de bıraktın ve tuhaf, yeni arkadaşlarınla birlikte parti vermeye başladın.
Tu as abandonné ton rôle de mère parce que tu étais tannée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]