English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Büyükanne

Büyükanne traducir francés

3,900 traducción paralela
Büyükanne, bu sana bahsettiğim avukat.
Mamy, C'est l'avocat dont je t'ai parlé.
- Sana hikaye yazdım, büyükanne.
- Je t'ai écrit une histoire. - Voyons.
Bugün değil büyükanne. Lütfen yapma.
Pas aujourd'hui mamie.
Büyükanne, gitmeliyim.
Grand-mère, je dois y aller.
- Hoşça kal büyükanne.
- Au revoir, grand-mère.
- Evet, büyükanne.
- Oui, grand-mère.
Şimdi de büyükanne mi oldum?
Je suis ta grand-mère, maintenant?
Büyükanne arıyordu ama büyükbabayı buldu.
À défaut de grand-mère, tu te retrouves avec un grand-père.
"Bristol'ın bebeğini doğurmasından memnunuz ve büyükanne ve baba olmaktan da"
"Nous sommes fiers que Bristol ait décidé d'avoir son bébé... " et plus fiers encore de devenir grands-parents. "
Büyükanne, büyükanne, ağzın neden çok büyük!
Grand-maman, grand-maman, quelle grande bouche vous avez!
Büyükanne ateşini ölçtü mü?
Ah... Nana a pris sa température?
Büyükanne? Ciddiyim bak, bu saçmalık.
- Mamie, c'est n'importe quoi.
Seni seviyorum büyükanne.
Ça va te coûter une fortune.
Büyükanne'min gizli çorbası.
soupe secrète de ma grand-mère
Büyükanne.
Mamie.
Büyükanne ve büyükbaba demende muhtemelen bir sakınca yoktur.
Grand-père et grand-mère c'est bon.
Ya da büyükanne.
Ou grand-mère.
- Büyükanne, baksana ne kadar güzel duruyor.
Grand-mère, regarde comme c'est joli! Oh, charmant, chérie.
Büyükanne! Julie!
Grand-mère! Julie!
Merhaba, büyükanne.
Salut, grand-mère.
Büyükanne, bugün gecikmedim.
Je suis à l'heure, grand-mère.
Sorun yok büyükanne.
Ce sont des amis.
- Büyükanne?
- Grand-mère?
Büyükanne Kate, bu benim arkadaşım Cassie Blake.
Grand-mère, Kate, je te présente mon amie, Cassie Blake.
Büyükanne ile birlikte, Hamburg'ta.
- À Hambourg chez grand-maman.
- Evet, büyükanne, büyükanneye gitmeliyiz.
- Oui chez grand-maman.
Hannelore, büyükanne.
- Hannelore grand-maman.
Kara Orman'dan büyükanne.
- De la forêt Noire grand-maman.
Kibar büyükanne çok tehlikeli ya.
Parce que la gentille mamie est si dangereuse?
Söyle onlara büyükanne, ben bir sanatçıyım değil mi?
Dis-leur, mamie, je suis un artiste, pas vrai?
Biz, bu evi satin aldik Senin büyükanne evlendiginde. Hamile idi.
On a acheté cette maison quand... quand Mary, ta... ta grand-mère... était enceinte.
Ne yani, anlattığın tüm o hikaye, büyükanne falan hepsi yalan mıydı?
Donc, toute cette histoire à propos de ta grand-mère, c'était faux?
Büyükanne Rose yakın zamanda göçerse, sorun kalmayacak.
On ira bien, tant que mamie Rose meurt bientôt.
Hayır, vücudu sımsıkı sarması gerekiyor ve Büyükanne Frida bunu bana ölüm döşeğinde verdi.
C'est serré et moulant, ma mamie Frida me l'a donné sur son lit de mort.
Mücadele ettiğini biliyorum, bende sana biraz Büyükanne Çorbası getirdim.
Comme je sais que ça ne va pas fort, je t'ai apporté la soupe de mémé.
Her yıl büyükanne için şal örerler.
Tous les ans elles tricotent un jeté de lit pour Mamy...
İyi geceler büyükanne, Renkli rüyalar sana " *
Et bonne nuit à la vieille dame murmura'hush ".
Büyükanne Pauline hala burada ve ondan nefret ediyorum.
Grand-mère Pauline est encore là et je la déteste.
Büyükanne Pauline çok fazla parfüm sürüyor.
Grand-mère Pauline met tellement de parfum.
Büyükanne olacağım.
Je suis ravie, je vais être mamie!
Büyükanne'nin pansiyonu bu yolun sonunda. İki blok ileride.
Granny's Bed Breakfast se trouve à deux pâtés de maisons.
- Büyükanne Kathleen'a.
- À mamie Kathleen.
Selam büyükanne.
Salut, mamie.
Merhaba büyükanne.
Salut, mamie.
Geçen gece ona Büyükanne'nin yerini tarif ettim.
Je lui ai indiqué l'auberge, l'autre soir.
Her sabah 7 : 15'te neden Büyükanne'ye gittiğimi sanıyorsun?
Pourquoi croyez-vous que je vais chez Granny's à 7 h 15?
Her sabah 7 : 15'te Büyükanne'ye gitmemin nedeni seni görebilmek.
Je vais moi aussi chez Granny's à 7 h 15 pour vous voir.
Büyükanne!
Grand-mère.
- Ama büyükanne kötü kokuyor.
Mais Grand-mère sent mauvais.
- Büyükanne ne?
- Quoi?
Değil mi, büyükanne?
C'est vrai non grand-maman?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]