Değildi traducir francés
50,175 traducción paralela
Eğlenmek değildi.
Il ne s'agit pas de s'amuser.
- Ethan da değildi.
- Il ne s'agit pas d'Ethan.
Pek eğlenceli değildi.
Pas tellement amusante.
Onsuz hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Ce n'était pas pareil sans elle.
Hiç adil değildi.
Ça me semblait un peu injuste.
- Senin sorumluluğun değildi Arthur.
Tu ne devrais pas t'en faire, Arthur.
- Niyetim o değildi.
Ce n'était pas mon intention.
Benim fikrim değildi.
Ce n'était pas mon idée.
Ama Şirine ile alakalı tek farklı şey bu değildi.
Mais ce n'est pas la seule chose qui rend Schtroumpfette différente.
Pek de eğlenceli değildi.
Ce n'était pas vraiment amusant.
Çok da önemli değildi zaten.
Ce n'est plus important.
İlk tercihim değildi. Yani bu iş için can atmıyordum. Ama işsizlik maaşındaki kesintiler mecbur etti.
J'veux dire, c'était pas mon premier choix comme vocation, mais les réductions au bureau des allocations ont mis les choses au clair.
Hava sıcak bile değildi.
Il faisait même pas chaud.
Fena fiyat değildi.
Pas un mauvais prix.
- Değildi.
- Non.
- Kim değildi?
- Qui l'aurait su
Hazır değildi
Un papillon rose Un rien, pas grand-chose
Hazır değildi
Un papillon rose Un rien, pas grand-chose.
Kafandaki kelime bu değildi.
Ce n'est pas le monde que tu imaginais.
Benim fikrim değildi.
Oh. Ce n'était pas mon idée.
Sadece o kadar değildi, ama, evet, şiirin özünde o vardı.
C'était un peu plus que ça, mais c'est l'essentiel, effectivement.
- Sebep o değildi.
- Ce n'est pas ça.
Sebep o değildi.
Ce n'est pas ça.
Ama telefonum yanımda değildi.
Mais j'avais pas mon portable.
- En iyi parti mal değildi ama...
- C'est pas la meilleure, mais...
Amacım o değildi... Hey...
Je ne voulais pas...
Bugün güzel bir gün değildi.
Ce n'est pas une bonne journée.
Musa'nın altın ambalajları plastik değildi.
Les emballages dans l'or de Musa, ce n'était pas du plastique.
Oğlun burada değildi, Sezar...
Votre fils est parti, Caesar...
Sizi veritabanımızda buldum, bu yüzden sorular önemli değildi, tamam mı?
Je vous ai mis dans notre base de données pour que vous ne soyez pas venu pour rien.
Beni hiç görmedin, kız hiç burada değildi.
Elle n'est jamais venue ici.
- Evet ama hırsız değildi Thatcher büstü için özellikle geldiler.
- Oui, mais ce n'était pas un cambriolage, ils sont venus spécifiquement pour ce buste de Thatcher.
- Bunu yapma sebebim kıskançlık değildi.
- Je ne l'ai pas fait par jalousie.
- O memesi değildi dostum.
- Oui. Ouais, ce n'est pas un pis, mec.
Pekâlâ, aslında amacım dışarı çıkmak değildi.
Bon, je ne m'attends pas vraiment à ce qu'on sort ensemble.
Döndüğümde hiçbir şey eskisi gibi değildi.
À mon retour, ils étaient devenus tout autres.
Oğlum genç bir delikanlı olmuştu ve karım bıraktığım kadın değildi.
Mon fils, un jeune homme... et ma femme, différente de celle que j'avais quittée.
1954'te yapılan Castle Bravo nükleer denemeleri deneme değildi.
L'essai nucléaire de l'opération Castle Bravo en 1954 n'était pas qu'un essai.
Yani bu iş jeolojiyle ilgili değildi.
Il ne s'agissait donc pas de géologie.
- Pekâlâ, yanlış anladım o halde. - Tek kelime değildi, olamaz.
Je me suis trompée, ce n'était pas un seul mot.
Ama Sherlock ile tek bir kez bu odada karşılaştın ve o zamanda kafası yerinde değildi.
Vous avez rencontré Sherlock une seule fois, ici, et il délirait.
Ancak yeterince uygun değildi.
Pas suffisamment, néanmoins.
Eurus'un psikozunun derinliği ve yeteneklerinin seviyesi normal bir enstitüde kilit altında tutulmasına elverişli değildi.
La psychose profonde d'Eurus et l'étendue de ses aptitudes défiaient tout établissement classique.
Ölü ya da diri hiç ilginç biri değildi. Ama siz üçünüz. Siz üçünüz mükemmelsiniz.
- Mort ou vivant... il n'était pas passionnant, mais vous trois, vous trois, vous avez été merveilleux.
Şarkı hiçbir zaman bir dizi talimat değildi.
La chanson n'indiquait pas un lieu.
Söylediğim o değildi!
Ce n'est pas ce que j'ai dit!
Doğuştan gelen öbür hayatı arama arzum o hayatın içinde yürüyebilmek için değildi.
mon désir de trouver d'autres formes de vie n'avait pas pour objectif de les côtoyer.
Bence değildi!
Je n'ai pas trouvé ça drôle!
O baban olabilir evlat ama babacık değildi.
Il t'a engendré, mon garçon, mais ce n'était pas ton père.
İstediğim zamanlar annelik bir rüya değildi.
La maternité n'était pas un rêve que j'avais à cette époque.
Baskın yapmak söz konusu bile değildi.
Pour ce mois-ci.
değildir 62
değildim 75
değildin 22
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değilsin 303
değilmiş 21
değilmi 114
değildim 75
değildin 22
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değilsin 303
değilmiş 21
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56