English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Inan

Inan traducir francés

69,634 traducción paralela
Yaşadıklarını inan bana çok iyi anlıyorum.
Je comprends ce que tu vis et je compatis.
Kadınların doğasında affetme kavramının olmadığına inanıyorum.
Les femmes sont biologiquement incapables de pardonner.
Devrimin mümkün olduğuna inanıyor musun?
Croyez-vous vraiment en la victoire?
ÖIdüğünde diş kayıtları uyuştuğu için mi inanıyordum?
Je dois y croire à cause de ses empreintes?
Kral kolaylıkla inanıyor.
Il est facile d'amadouer le roi.
Ona benden daha çok inanıyor musun?
Vous préférez la croire, elle?
O adamı bulduma inanıyorum.
J'ai trouvé cet homme.
Eminim! Bir kez olsun inan bana!
Crois-moi pour une fois!
Çok fazla film izliyorsunuz ve anlaşmanın her zaman değişebileceğine inanıyorsunuz, ama değişmeyecek.
Vous regardez trop de films, et vous croyez que les accords peuvent être changés. Mais non.
Bunun seni kainat tarihinin en yaşlı duyarlı varlığı yaptığına inanıyoruz.
Cela fait de vous l'être conscient le plus vieux de l'histoire de l'univers.
Eğer sadakate inanıyorsanız o tekrar suç işlemek peşinde değil.
S'il y a une quelconque fidélité... Elle n'a pas récidivé.
Ray Stussy ve Minnesota otopark kralı olan kardeşi Emmit arasında bir rekabet olduğuna inanıyoruz. Emmit Stussy'nin kim olduğunu biliyorum.
On pense qu'il existe des tensions entre Ray Stussy et son frère, Emmit, le roi du Parking du Minnesota.
Yani, artık kocasının çükünü, bir kızıla sokmasının gerçek bir hikaye olduğuna inanıyor?
Donc, là, elle croit que son mari se tape vraiment une rouquine?
Bir yalan doğru olduğuna inanırsan yalan değildir.
On ment pas quand on pense que c'est vrai, non?
Buna inanıyorsun çünkü adama takmışsın ve inanmak istiyorsun.
Vous y croyez parce qu'il vous excite, et que vous voulez y croire.
İnsanlar buna inanıyor mu?
Les gens y croient?
Artık bana inanıyor musun?
Vous croyez en moi?
Var olduğuna inanıyorum.
Je crois que vous existez.
Aşka inanıyor musun?
Croyez-vous en l'amour?
- Evet, aşk denen şeye inanıyorum.
À fond, oui. Depuis toujours?
- Gördüğün onca şeyden sonra buna hâlâ inanıyor musun?
Tu y crois toujours, après tout ce que tu as vu?
Anlıyorum, inan bana.
Je comprends, croyez-moi.
- Ve sen de ona inanıyorsun? Evet.
- Et vous la croyez?
Bu kadının aptalca bir sırıtışı var. Her dediklerine inanıyor.
Et cette femme... avec son sourire idiot boit leurs paroles.
Göreve inanıyordu.
Il croyait en sa mission.
Ayrıca isimsiz bir üçüncü unsurun beyaz minibüslerin yanında fotoğrafı var. Ayrıca bir FBI ajanı öldü. O üçüncü unsurun bunu yaptığına inanıyoruz ama bilmiyoruz.
Nous avons des photos d'un inconnu en présence d'un van blanc, et un agent du FBI vraisemblablement tué par cet inconnu, mais on n'en sait rien.
- Alternatifin tutuklanma ve yargılanma olduğuna inanırsa kabul edebilir.
S'il croit que l'alternative serait l'arrestation et le procès.
Ne dersen de, bana toy de ama ben o ışığa inanıyorum ve sen veya bir başkası tarafından rehin tutulmayacağım.
Dites ce que vous voulez, traitez-moi de naïve, mais je crois en cette lumière. Et je ne serai pas l'otage, de vous ou de qui que ce soit.
Bunun size nasıl geldiğini biliyorum, inan bana.
Croyez-moi, je sais de quoi ça a l'air.
George Washington Üniversitesinde genç bir delikanlı var. Klasikler bölümünde öğretmen, öyle bir bölümün hâlâ var olduğuna inanırsan tabii.
Il y a un jeune assistant d'enseignement à GW... dans la section de musique classique, si tu peux croire qu'il existe encore un tel truc.
Küçümsemiyorum, inan ki küçümsemiyorum.
Je ne le sous-estime pas!
Parayı takip etmek düşündüğünüzden çok daha zor olacaktır, inanın.
"Suivre l'argent," ce qui... croyez-moi, sera bien plus dur que vous ne croyez.
İnan beni de düşündürtüyor.
Moi aussi, ça me fait réfléchir.
İnanılır gibi değil.
Incroyable!
İnan bana bu kadınlar özellikle de Madeline, hepsi böyleler.
Crois-moi, ces femmes, Madeline en tête, sont odieuses.
gözleri bağlı şekilde Bıçak atma fiziki yetenekleri İnanılmaz!
Lancer de couteaux! Venez admirer des exploits incroyables!
İnan bana, kuyruğunu bacakları arasına kıstıracak.
Il doit y avoir une loi contre ça. Crois-moi, il va avoir peur.
İnan bana, atlatırsın.
Crois-moi, tu t'en remettras.
İnan bana, benim de tepem attı.
Je n'en reviens pas non plus.
İnanılmaz.
C'est génial.
Bay Stussy'nin gizli bir deniz aşırı hesapta 20 milyon doları kadar olduğuna inanıldı ama kanıtlanamadı. - Al bakalım. - Teşekkürler ederim.
- Tiens.
İnan bana.
Faites-moi confiance.
Çok eskiden inanırlardı.
Oui, il fut un temps.
İnanıyorum.
- Oui.
İnanılır gibi değil.
C'est incroyable.
İstediğinize inanın.
Crois ce que tu veux, mec.
İnan bana.
Croyez-moi.
İnanır mısın bilemem ama bir askerle değil.
Et pas avec un soldat, si tu peux le croire.
İnan bana, niyetim işlerin bu kadar karanlık yönlere sapması değildi.
Crois moi. Ce n'était pas mon intention que ça aille jusque là.
- İnan bana, vardı.
- Oh crois-moi, je l'avais.
İnanın bana, ana akım medyadan da darbe aldım.
Croyez-moi, j'ai reçu quelques coups des médias traditionnels

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]