English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Içeri girdi

Içeri girdi traducir francés

1,112 traducción paralela
- Tam bir kasırga gibi içeri girdi.
Elle est entrée comme une tornade blanche.
Çocuk, orjinal programcının yazdığı bir şifre ile, savaş oyunlarının kodlarını kırıp, içeri girdi.
Le gamin est entré dans le jeu avec le mot de passe du créateur du programme.
Şüphelim, kesinlikle ilk gece hemşire olmaması fırsatını bulduğunda, davetsiz misafir... her zamanki bildik ev yolundan içeri girdi.
Je vous en prie, dites-moi comment vous l'avez trouvé! Où était-il? Après vous avoir quittés, je me suis retiré dans la campagne anglaise.
Öldürücü tozların bir kısmı içeri girdi.
La poussière mortelle entre à l'intérieur.
Döşeli bir oda da yanında garip bir adamla loş bir ışıkta içeri girdi.
Cet homme affreux, il m'a conduit dans une pièce qui était meublée de façon bizarre. Mais la seule source de lumière venait d'une seule lampe éclairant le sol.
- Dışarı çıktı, içeri girdi.
- Il sortait, il rentrait.
- Adamın teki diş macunuyla içeri girdi.
- Ce type est entré avec son dentifrice.
Vukas soldan içeri girdi ve penaltı çizgisine doğru gönderdi.
Juste après, Vukas se lance du côté gauche.
- Gelin, içeri girdi!
- Il est là-dedans!
Buraya bay Cain'i görmeye gelmiştim kendisi çalışmaktaydı ve Halsey içeri girdi, üzerimize çullandı.
Écoutez, je suis descendu ici pour voir M. Cain... qui travaillait, Halsey est entré, et nous a agressés... de façon déraisonnée.
Halsey içeri girdi ve şu şeyi eline geçirdi. Aklını kaçırmıştı!
Halsey est entré, s'est emparé de cette chose, et... il a pété les plombs.
Tanrım, aptal gibi içeri girdi.
Il entre comme un imbécile.
Birlikte olduğum ilk erkek "mamma" diye bağırdığında sandım ki annesi içeri girdi.
La 1 e fois que ça m'est arrivé, il a crié :'Mama! Mama mia! '.
- Hopper içeri girdi ve yok oldu.
- On a envoyé Hopper et il a disparu.
Çünkü son dakikada kader içeri girdi.
Car il y eut un tournant du destin.
Sakın bakma ama Viking içeri girdi.
Ne regardez pas, le Viking vient d'arriver.
Şimdi içeri girdi.
Il vient d'arriver.
Nasıl içeri girdi ki?
Comment il est entré?
- Birden içeri girdi, özür dilerim.
II m'a bousculé!
Bağışlardan, el ilanları, arınma törenlerinden... ayda yaklaşık 1,100 kazanıyordu... ve sonra o içeri girdi.
Elle rapportait 1 100 dollars par mois en donations, brochures, baptêmes... Et un jour, elle est entrée.
Gus Rose içeri girdi.
Gus Rose est entré.
Fakat ne yazık ki, aynı zamanda zalimler de içeri girdi.
Hélas, on a aussi laissé entrer des bourreaux.
Üç kişilik bir Nausicaan grubu içeri girdi,
A un moment, sont arrivés trois Nausicaans.
Okyanus oradan içeri girdi.
Ouais, la flotte est entrée
Öğretmen içeri girdi ve bana yerdekinin ne olduğunu sordu.
Le maître est rentré, il a demandé ce que c'était, par terre.
Ve bu güzel kız içeri girdi, ve ben Arthur'a dönüp dedim ki " Arthur, şu kızı görüyor musun?
Cette fille splendide est entrée, je me suis tourné vers Arthur etj'ai dit : " Arthur, tu vois cette fille?
Annem içeri girdi.
- Alors ma mêre est entrée.
Mehrdad elinde gazeteyle içeri girdi.
Mehrdad est arrivé avec un journal.
Ertesi gün çocuklarla kahve içiyorduk. Yüzünde pis bir sırıtışla içeri girdi.
Le lendemain, on est là assis à boire un café, et il entre avec sa gueule, avec un sourire de contentement.
Sadece bir reçete almak için içeri girdi. Bazı antibiyotikler için.
Elle était là pour une ordonnance pour des antibiotiques.
Hayatındaki en büyük baş ağrısı ile içeri girdi.
Il arrive avec la pire migraine de sa vie.
Maurice içeri girdi.
Maurice vient d'arriver.
Aha, pilotum şu anda kapıdan içeri girdi.
Mon pilote vient juste de passer cette porte.
Ya sonra? Kurşun pencereden içeri girdi. Leo'yu kanepeye düşürdü.
Et alors... la balle a traversé la fenêtre, et Leo est tombé sur le canapé.
Direk içeri girdi.
C'est entré et ressorti.
Dün akşam yemekteydim ve tam tatlımızı yerken 4 yaşında bir kız çocuğu oyuncak trenini sürükleyerek içeri girdi. Trenin üstünde taze bir kaka vardı.
J'étais invité à dîner, hier, et au pudding, une gamine de quatre ans est arrivée poussant un chariot avec dessus, toute fraîche, une crotte.
Jeannie'nin kocası niye içeri girdi, biliyor musun?
Tu sais pourquoi il est en taule? A cause d'elle!
Su, burnumdan ve ağzımdan içeri girdi, boğuluyormuş gibi oldum.
J'en avais plein le nez et la gorge. J'avais l'impression de me noyer.
Nasıl girdi içeri?
Comment est-ce que c'est arrivé là?
Bu içeri nasıl girdi?
Comment est-ce arrivé là-dedans?
İçeri girdi!
Qu'est-ce que c'est que ça?
fakat on dakika sonra bir kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi.
Et soudain... La porte s'est ouverte... Et une femme est entrée dans la pièce.
- İçeri nasıl girdiler? - Kim nasıl girdi?
- Ils sont entrés comment?
İçeri iki müşteri girdi.
Il y a deux clients dedans, c'est tout.
İçeri girdi ama bir daha çıkamadı.
Il n'est jamais ressorti.
Öldüğü sırada içeri bir kedi girdi ve cesedin üzerinden atladı. Sonra ceset doğruldu.
Il a sauté par-dessus le corps qui s'est aussitôt redressé.
- İçeri girdi.
- Il est rentré.
- İçeri girdi, değil mi?
Elle est entrée, non?
İçeri girdi, 10 dakika sonra çıktı.
Il est ressorti 10 mn après.
- İçeri girdi. Ben tavuk değilim, o hala evde.
Je ne suis pas un dégonflé parce qu'il est rentré chez lui.
Jerry şimdi içeri girdi.
Jerry vient d'entrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]