Karar senin traducir francés
2,217 traducción paralela
Karar senin amirim.
A toi de décider.
Ama karar senin.
Soit...
- Karar senin. - Hayır.
- À vous de choisir.
Karar senin Frank.
C'est ton choix, Frank.
Karar senin.
C'est toi qui décides.
Bu karar senin yüzünden mi çıktı?
C'était à cause de toi?
Karar senin Kaden.
C'est toi qui décides, Kaden.
Karar senin, Vali Bey!
C'est à vos risques, gouverneur.
Billy, karar senin.
Billy, c'est à toi de décider.
Karar senin.
À vous de décider.
Karar senin. Telefon, seyircilere sorma ya da yüzde elli hakkın duruyor.
Tu peux appeler un ami, demander au public ou prendre le 50-50
Karar senin, Wickie.
C'est à toi de décider, Vic.
Bunları istiyor musun? Karar senin.
Vous les voulez quand même?
- Karar senin Elena.
On fait à ta façon.
Karar senin.
Le choix vous appartient.
Dinle, karar senin.
Écoute, c'est ta décision.
Karar senin.
C'est à toi de décider.
Senin kayıp vaka olduğuna karar verdik.
Que tu es une cause perdue et qu'on doit te lâcher.
Bu senin karar verebileceğin bir şey değil.
Qu'en savez-vous?
Senin beynini fareye koysak gidip kedinin yemek kabında yaşamaya karar verir.
Avec sa cervelle de moineau, il va se réfugier dans le bac du chat.
Baksana Warren senin veya karının, oyuncularımla nasıl ilgileneceğime karar vereceği gün Debra'nın tükürdüğünü yalayacağı gündür.
Je vous laisserai me dire comment gérer mes joueurs le jour où Debra avalera.
Bu senin kararın mıydı?
C'est ta décision?
Senin, bir gün uyanıp ağzına bir tüy fırça almaya karar verdiğine inanmamı mı bekliyorsun?
Ça t'est venu comme ça, un beau matin? - Mettre un plumeau dans ta bouche?
Bu senin kararın değil, Arthur.
Je décide, ici.
Senin üzerine ne kadar yük koyduğumuzun farkındayım, ve bu ezici bir yük. ama ölen benim kardeşim olsa kararım ne olurdu biliyorum.
C'est beaucoup demander, je sais, mais je sais ce que je ferais si c'était mon frère.
Ve geri dönüp tekrar senin kavalyen olmak için istekli olduğuma karar verdim.
Et j'ai décidé de revenir et de redevenir ton partenaire.
onu ben tuttum. senin karar vermiş olman biraz garip.
Amelia travaille ici, maintenant.
Sanırım Amerikalılar bu kararı senin yerine verecekler.
Les Américains le feront sûrement à votre place.
İtiraf etmenin daha mantıklı bir iş olacağına karar verebilirim, peki senin kozun nedir?
Si je dis tout, où est ton moyen de pression?
Karar senin. Bu senin fikrindi.
Ça vient de toi.
Benim bir kararım sayesinde senin şirketin kâr etmiş olacak.
Tu diriges une société qui fait des profits grâce à ma décision.
Bu senin karar verebileceğin birşey değil, Terence.
Ce n'est pas à vous de décider, Terrence.
Bu senin verebileceğin bir karar değil, tamam mı?
Ça vous concerne pas OK?
Bak, senin için ufak bir parti vermeye karar verdik.
On veut organiser une fête.
- Bu senin kararın.
C'est votre choix.
Peki tamam. Bununla karar verelim. Salladıktan sonra üçü de aynı çıkarsa senin istediğin yere gideriz.
Décidons avec cela.... nous irons là où tu voudras.
Senin için değil, kendim için. Ne yapmak istediğime karar verene kadar,... heyecan verici bir hayat yaşamak istiyorum.
mais à cause de moi. je vais m'amuser dans la vie.
Senin için zor bir karar olmalı. Ve kararın ne olursa olsun incinmeyeceğim.
ce sera une décision difficile. je ne serais pas blessé.
Senin için zor bir karar olacak.
ce sera une décision difficile.
Ayrıca savcı bir mahkûmiyet kararı aldırsa dahi, ki bu garanti değil tecavüzcü 11 ay kadar az bir süre, yani senin vergi kaçırmaktan alacağın ceza süresinin yarısı kadar yatar.
Et même si le procureur arrive à établir les faits, ce qui n'est pas garanti, le violeur peut très bien sortir au bout de onze mois. N'importe qui peut prendre le double pour fraude fiscale.
Senin kararın mı? Kararını verdin mi?
C'est ta décision.
Bunu benden saklamaya hakkın yoktu! Senin vereceğin bir karar değildi bu!
T'avais pas le droit de décider de me cacher ça!
Kendi yiyecek ve suyunuzu senin pay etmene karar verdim.
J'ai décidé de rationner la nourriture.
Karar senin.
C'est toi qui vois.
Senin bulguların doğrultusunda, elimizdeki her şeyi nakde çevirmeye karar verdiler.
Par rapport à ton travail. Ils ont décidés de vendre les actifs financiers de toutes la boite.
Frankie, bugün senin günün o yüzden ilk sen karar ver.
C'est ta journée, donc tu as la priorité.
Hatta, senin yerinde olsam şov sonrası duş almaya karar verirse diye bir sürü kabarık tüylü yavru köpek bulurdum.
Si j'étais vous, je prendrais toute une portée de chiots touffus, au cas où elle prendrait une douche après.
Bu senin kararın olmayacaktı ama. Bölge dava vekilinin olacaktı.
Ce n'aurait pas été de ton ressort, mais celui de l'avocat général.
Senin böyle birşeye karar vermen bizi çok üzer, ama yine de ailen olmaya devam ederiz.
Ça nous rendrait très triste que tu ne sois pas heureuse. Mais on va former une famille.
Ve senin Alex ile görüşmemenin daha doğru olacağına karar verdik.
Nous avons décidé qu'il vaut mieux que tu ne voies plus Alex.
Zach'le arkadaş olmaya sen karar vermezsin. O senin adına karar verir.
- Ce n'est pas aussi simple, c'est lui qui vous choisit.
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
seninle mi 82
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
seninle mi 82