English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Kötü çocuk

Kötü çocuk traducir francés

829 traducción paralela
Sehirdeki en kötü çocuk sensin.
Le pire voyou du quartier.
Cadılar bayramı mı? Geç içeri, seni kötü çocuk.
Rentre donc, vaurien.
Sana bir ders vermek için, kötü çocuk!
Pour te dresser, vaurien!
Seni silahıyla oynayan kötü çocuk olarak bellediler. Sen ilk tavşanını vurduğundan beri herkes böyle düşünüyor.
Ils te prennent pour un allumé à la gâchette facile depuis que tu as tué ton premier lapin.
- Kötü çocuk olma dostum.
- Ne soyez pas stupide, mon vieux.
Çalış, çalış, çalış ya da güm güm, kötü çocuk.
Fais tes devoirs ou pan, pan, mauvais élève.
Seni kötü çocuk.
Vilain petit garçon.
İki küçük yaramaz, kötü çocuk gitti.
Deux méchants petits en moins!
"Kötü Çocuk" konusuna geri dönelim.
Nous revoilà au numéro du sale gosse.
Seni kötü çocuk!
Méchant garçon!
Çok da kötü bir çocuk değildin.
T'étais un bon petit.
Ama o kötü bir çocuk değil.
Ce n'est pas un mauvais petit.
Hani derler ya, iyi baba kötü çocuk durumu.
Kikugoro joue toujours merveilleusement bien.
Seni kötü, annesinin çiçeklerini koparan yaramaz çocuk.
C'est très méchant d'arracher les fleurs de maman.
Kalp var, böbrekler iyi değil, midesi de kötü, her geçen gün parçalanan bir çocuk oyuncağı gibi.
Cœur, reins, estomac, tout se déglingue.
- Dur bakalım orada. Henry kötü bir çocuk değil.
Un instant, Henry n'est pas méchant.
Bir çocuk çok kez birilerine kötü bir şeyler olmasını diler ve bir şeyler gerçekten olursa, suçluluk duyarlar.
L'enfant peut souhaiter qu'une chose terrible arrive à quelqu'un. Et si cela arrive à cette personne, l'enfant croit que c'est de sa faute.
Ve insanlar belki de burada biraz farklı giyiniyorlar veya biraz farklı konuşuyorlar ama onların kapı komşunuzla aynı olduklarını bilirsiniz ve muhtemelen hepsini tanırsınız devriyedeki polis, gazete satan çocuk esnaflar, avukatlar, iyi insanlar, kötü insanlar.
Les gens d'ici, s'habillant ou s'exprimant un peu différemment, ressembleront toujours à vos voisins et vous les reconnaîtrez tous : Le policier faisant sa ronde, le petit vendeur de journaux, le commerçant, l'avocat, les bons et les mauvais...
Biliyorsun, tıpkı senin gibi Yahudi olan bir sürü çocuk var ve sen bunu söyleseydin, Yahudiliğin kötü bir şey olduğunu, gurur duyulacak bir şey olmadığını kabul etmiş olacaktın.
Il y a des enfants comme toi qui sont Juifs. Si tu disais ça, ce serait admettre que les Juifs sont mauvais et que les non Juifs sont mieux.
Hadi durma aşık çocuk. Ne kadar kötü bir kız olduğumu söyle.
Vas-y, mon joli, dis-moi que je suis une mauvaise fille.
Tommy'nin tek çocuk olmasının çok kötü olduğunu kendin söylemiştin.
Crapule, va! Tu disais toi-même... que Tommy était malheureux, tout seul.
Aslında o kötü bir çocuk değildir.
Fausto n'est pas un mauvais bougre.
Ben kötü bir çocuk olup kendime iyilik yapmayı seçtim.
J'ai décidé d'être mauvais et de me servir.
Joey kötü bir çocuk değildi.
C'était pas un mauvais gars, Joey.
Kötü bir çocuk olma çünkü eğer iyi bir çocuk olup gitmeme izin verirsen,..
Sois gentil... regarde-moi. Mon petit garçon va laisser sortir Maman et il aura ce qu'il aime.
Neden şarkıcı bir kız, beş parasız bir çocukla çıksın ki hele de bu çocuk ona kötü davranıyorsa?
Pourquoi une showgirl allait avec un gars sans argent? Surtout si il était cruel avec elle. Cela ne...
Bu kötü işte. Kızlar evlenip çocuk doğurmalılar.
Il faut se marier et avoir des enfants...
Bu çocuk uslanmazsa çok kötü olacak.
Si ce gamin n'est pas un ange, je suis navré.
Kötü çocuk.
)
Kötü bir çocuk değil o.
Ce n'est pas un mauvais garçon.
Buraya geri gel! Seni kötü küçük çocuk.
Vilain garnement!
Ama o kötü bir çocuk.
Il est méchant, cependant.
- O kötü bir çocuk değil sinyora.
- Il est pas méchant.
Sanırsam ne kadar kötü ruhlu bir çocuk olduğumdan bahsediyorsunuz.
Vous lui racontez toutes mes méchancetés?
Hem iyi, hem de kötü şeyler var. Mesele, hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğu. Sordum, çünkü çocuk yardımımı aldım.
oh ben, il y en a de bonnes et il y en a de mauvaises la difficulté réside dans le tri je vous demande ça parce que j'ai touché mes allocations familiales j'aimerais bien les faire fructifier dans un coup sûr.
Biliyor musun ikimizden birinin savaş meydanları dışında bir yerde başarılı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama çocuk yetiştirmede de o kadar kötü değilmişiz.
Enfin, pour de vieux spadassins comme nous ce n'est pas trop mal.
Şuradaki çocuk yaşındayken. Yılan kadar sıska ve bir o kadar da kötü.
J'avais l'âge de ce garçon, maigre comme un serpent et aussi dangereux.
- Çocuk kötü bir rüya gördü.
Le gosse a fait un cauchemar.
Pekte kötü bir çocuk değil.
Tu préfères que je l'appelle et lui dise de rentrer?
Seni kötü çocuk!
Hé, petit frère, ça va pas?
Latin Amerika'da kötü beslenmenin yol açtığı hastalıklardan dolayı her saniye 4 çocuk ölüyor.
En Amérique Latine 4 enfants meurent par minute A Sause des maladies provoquées par la dénutrition.
Orası çocuk tuvaleti. Yapacağı en kötü şey ölene kadar diş fırçalamak olur.
Il peut essayer les brosses á dents.
- Çocuk hakkında kötü düşünceleri var, arkadaşlar böyle duymuş
Il va être emmené à Nanbu. Mes amis me l'ont dit.
Josh kötü bir çocuk oldu.
Josh a pas été sage.
Hayır annem senin kötü bir çocuk olduğunu söyledi, senin kardeşin Franz varya...
Non. Maman dit que toi et ton frère Franz êtes des cochons.
Öyle kötü ki, çocuk kahvaltı yapamamış.
Si méchamment que le type a rendu son petit déjeuner.
Bu çocuk kötü yaralanmış. Onu hastaneye götüreceğim.
- J'emmène ce garçon à l'hôpital.
Zavallı çocuk, sonu çok kötü oldu.
Cette pauvre fille, finir comme ça.
Üzülüyorum : O yaşta çocuk kötü yola düşmüş.
Ça me brise le coeur de savoir qu'un jeune tourne mal!
"Eğer bundan vazgeçmezsen çocuk, sonun kötü olacak."
" Tu vas à ta perte, mon enfant,
- Çok kötü, Yahudi çocuk.
- Dommage, youpin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]