English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ç ] / Çocuk gibi

Çocuk gibi traducir francés

3,691 traducción paralela
Çocuk gibi davranmayı bırak.
Tu ne peux pas continuer à faire ta gamine.
Bu da dünyada bu çocuk gibi tanıyla uyumlu yedi hasta olduğu anlamına gelir.
Ce qui signifie qu'il y a 7 personnes dans le monde qui correspondent au diagnostic. J'ai pensé que nous serions plutôt proche de 100.
Çocuk gibi davranılmaktan bıktım artık.
J'en ai marre d'être traitée comme une enfant
Etraflarındaki arena yanarken çığlık atıp çocuk gibi sağa sola koşuşturdular.
Ils ont crié et se sont débattus comme des enfants alors que l'arène brûlait autour d'eux.
- Öyle mi? - Marilyn'le annesi hakkında kendini istenmeyen çocuk gibi hissetmesi hakkında.
C'est à propos de Marilyn et sa mère, comment elle se sentait indésirable quand elle était petite.
Çocuk gibi çiziyorum.
- Je peins comme une enfant.
Hayatım boyunca çocuk gibi çizmeye çalıştım.
♪ ai essayé toute ma vie de peindre comme un enfant.
Çocuk gibi ve bencilce davrandık ama Emma daha iyisini hak ediyor.
Nous sommes immature et égoïste et Emma mérite mieux.
Tekrar o küçük çocuk gibi olmasını istedin. Sana değer veren, seni mutlu eden çocuk gibi.
Tu le veux pour être cet adolescent, le seul qui prenais soin de toi et le seule qui te rende heureuse.
- Gerek yok zaten, Mason'a annesi ölen bir çocuk gibi bakacak, o da anlayacak.
- Pas besoin. Il regardera Mason avec pitié et Mason comprendra.
Etrafında çocuk gibi hissediyorum kendimi.
C'est juste que... Je me sens comme une gosse à côté de lui.
Hiç kimse çocuk gibi davranmayacak.
Et bien, c'est personnel pour moi, aussi.
Eğer çocuk gibi davranacaksanız ben de size çocuk muamelesi yaparım.
Si vous agissez comme des enfants, je vous traiterais comme des enfants.
- Çocuk gibi yürüyorsun.
- Vous marchez comme un adolescent.
Yani hastanedeki komada olan çocuk gibi, değil mi?
Alors... c'est comme ce qui s'est passé avec le gamin dans le coma à l'hôpital, c'est ça?
İkisi de kazanmadı, çünkü ikisi de duygularını kaybetmişti ve çocuk gibi davranıyordu.
Ils ont été emportés par leurs émotions et ont agi comme des enfants.
Tahmin edilemeyecek kadar büyük ve korkunç. Yetişkinler çocuk gibi gözyaşı dökerken çocuklar ise diğer çocukları yerken ağlayacak.
Un énorme cauchemar apocalyptique tellement inimaginable, les hommes pleureront comme des enfants, et les enfants dont je parle mangeront d'autres enfants.
- Çocuk gibi davranmayı kesin.
- Arrêtez de vous comporter comme des enfants.
Çocuk gibi davranıyorsun baba.
Tu agis comme un enfant, papa.
Tamam, şimdi ise hırçın bir çocuk gibi.
Maintenant, il est devenu aigri.
Hergün Wisteria Lane'de, kadınlar kendi sorunlarıyla karşılaşırlar... mesela kendini belli eden gazete dağıtan çocuk gibi... çalışmayan bir makineye vurmak gibi... ya da notları düşük olan bir öğrenci karnesi gibi.
Tous les jours, à Wisteria Lane, les femmes ont leur lot de problèmes. Comme un livreur de journaux qui dépasse les bornes. Une machine qui ne fonctionne plus.
Dinle, oyuncağını geri isteyen kıskanç bir çocuk gibi.
Non, non. Ecoute, c'est juste un enfant jaloux qui veut la récupérer.
Biraz daha çocuk gibi olabilir misin?
Pouvez vous être plus puéril?
Özel ihtiyaçları olan bir çocuk gibi mesela ya da bıyıklı bir çocuk?
Un avec des besoins particuliers, ou... Une moustache?
Benim gibi onurlu bir insanı burada böyle çocuk gibi azarlayamazsın. Ama senin için bu kadar önemliyse daha sonra konuşabiliriz.
J'ai bien trop d'honneur pour rester ici à me faire gronder comme une enfant, mais si ça compte vraiment pour toi d'avoir cette conversation, on pourra l'avoir plus tard.
24 yaşında ve bekar olduğunda sikin İkinci Dünya Savaşı filmlerindeki gergin çocuk gibi olur.
Quand t'as 24 ans et que t'es célibataire, ton pénis est comme le type nerveux dans les tranchées dans les films sur la 2nde guerre mondiale.
O zaman neden 9 yaşında bir çocuk gibi giyindin?
Alors pourquoi s'habiller comme si vous aviez 9 ans?
Schmidt, bana bisiklet süren sisman çocuk gibi bakma.
Schmidt, arrête de me regarder comme si j'étais un enfant obèse sur un vélo.
Şimdi de televizyona çıktı, çocuk gibi kafa ütülüyor.
Et maintenant il est a la TV en train de babiller comme un bébé
Bildiğiniz gibi, kampanya gezisindeyken... yanında çok şişman bir çocuk olan bir bayan gördük.
Vous savez, on était en tournée électorale quand on a vu une femme avec un fils obèse.
Küçüklerdi. Sanki çocuk kıyafeti gibi.
Des vêtements d'enfant?
Ve bana gelirsek seni hep olduğun gibi gördüm hayatının geri kalanını dışarıda içeriye bakarak geçirecek uyumsuz, aciz çocuk.
Et moi, j'ai toujours vu ton vrai visage... un marginal impuissant qui restera un outsider toute sa vie.
Jules, Far Rockaway'deki polislere sor bakalım, şu mücevher dükkanı gibi dolaşan çocuk hakkında bir şey biliyorlar mı?
Jules, contacte les flics de Far Rockaway voire ce qu'ils savent sur ce jeune bling-bling.
Seni bir çocuk kitabı gibi okuyabiliyorum.
Je peux lire en vous comme dans un livre pour enfants.
cocuk gibi aile hayati ögelerine sahip degil.
Il n'a probablement pas d'enfants.
Harika cocuk gibi dahi olmadigimi biliyorum, ama poker Blackjack degildir.
Je ne suis pas un génie comme lui, mais le poker n'est pas le blackjack.
Tecrübelerime göre, Leo gibi genellikle ilgili ve istekli bir çocuk aniden ilgisizleşirse genelde evde olan bir şeyin buna katkısı olur. - Aslında- -
Donc d'après mon expérience, quand un gamin comme Léo, qui est normalement engagé et motivé, décroche tout à coup, il se passe généralement quelque chose à la maison qui a eu des répercutions sur lui.
Senin gibi bir çocuk nasıl yetişti?
Comment tu élèves un enfant à devenir quelqu'un comme toi?
Tek istediğim benim gibi bir çocuk.
Tout ce que je veux c'est un enfant comme moi
Hem böylece çocuk bakıcısıyla kırıştırmak için gizli gizli gelmişim gibi hissediyorum.
En plus, ca me fait sentir comme si je me faufile dehors pour le faire avec la baby sitter.
Çocuk gerçekten bir tehdit ise, onun gibi biri kendisi Chris Feeney'i öldürmese de birini kiralayabilir.
Un type comme ça, même s'il n'a pas tué Chris Feeney, ça ne veut pas dire qu'il n'a pas engagé quelqu'un pour le faire si ce gamin était une menace.
Kahrolası bir gerizekâlı biri gibi davranıyor. Bu çocuk insanlarla konuşamaz, tamam mı?
Le gamin ne peut pas parler aux gens, ok?
Charlie gibi olan bir çocuk asla insanlarla iyi iletişim kuramaz,... ve bu bir sorun değil, o başka şeylerde iyi olacaktır.
Un enfant comme Charlie ne sera jamais doué avec les gens, et c'est rien... il sera doué à d'autres choses. Très doué.
Tanıklar, yanlarında Jason Miller adında bir çocuk gördüklerini söylediler. Liderleri gibi davranıyormuş.
Des témoins ont dit qu'ils avaient vu un gamin appelé Jason Miller avec eux, ils ont dit qu'il apparaissait comme étant le leader.
Bu bir özür değil, çocuk istismarı gibi.
C'est pas des excuses, mais de la maltraitance sur mineur.
Evlendiğimizde, Harrison'la çocuk sahibi olmamaya karar vermiştik ve o sırada doğru karar gibi gelmişti.
En nous mariant, Harrison et moi avions décidé de ne pas avoir d'enfants. Et... ça paraissait bien à l'époque.
Çocuk felci aşısı gibi.
Comme le vaccin pour la polio.
Dediğim gibi çocuk bir kemancı.
Comme je l'ai dit, il est violoniste.
Küçük bir çocuk, balonunu elinden kaçırmış gibi.
Un petit garçon qui vient de perdre son ballon.
Benim gibi birine göre bu, çocuk oyuncağı.
Ca ne devrait pas être la mer à boire.
Çocuk, kıtlıktan çıkmış köylü gibi yiyor resmen.
Ce gamin mange comme un paysan en période de famine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]