Çocuk yok traducir francés
951 traducción paralela
Burada çocuk yok ki.
Il n'y a pas d'enfant ici.
Köpek yok, çocuk yok, sadece iki iç mimar.
Ni chiens, ni enfants.
Karşında kahrolası bir çocuk yok.
Vous me prenez pour un imbécile?
Mutsuz büyüyen çocuk yok.
Pas d'enfants malheureux.
Bence senin bodrumunda hiç çocuk yok.
Je crois qu'il n'y a pas d'enfants dans votre cave.
Diğer bayanlar merak ediyorlar Kızılderili'yle evliliğinden çocuk yok mu?
Nous sommes plusieurs à nous demander si vous avez eu des enfants avec l'lndien.
- Çocuk yok.
- Pas d'enfants.
Kadın yok, çocuk yok, bize kalan sadece öldürmek ve ölmek.
Pas de femme, de foyer. Pas d'enfants. Juste là pour tuer, pour mourir.
Adı Tonya, soyadı Komarov olan çok çocuk yok.
Mais comme peu de Tonya Komarova.
Şimdi, elimizde dağılmış yuvalardan gelen fazla çocuk yok, ama...
Peu de nos garçons viennent de familles désunies, mais...
Çocuk yok.
Pas d'enfant.
Hiç çocuk yok.
Il n'y a pas d'enfants.
Çocuk yok.
Pas d'enfants!
- Bu akşam dünyada çocuk yok.
Dieu merci.
Ben de onlara öyle biri olduğumu söyleyemezdim. Dürüst ol, çocuk, seni endişelendiren Nina'nın porno koleksiyonunu bulmasıydı. Yok, bilmiyorum.
je ne serais plus là pour expliquer sois honnête, gamin t'avais peur qu'ils trouvent ta collection de porno des mails ou des notes de frais qu'ils comprendraient de travers moi c'était pas ça je me demande comment les gens vont nous considérer à notre retour?
"Bak bakire, eğer sen olmazsan bu çocuk, bir cadının reddedilmiş dölü olarak onursuz ve sefil bir şekilde yok olacak."
"Maintenant, regarde cet enfant qui périra malheureux et déshonoré, rejeté, progéniture de sorcière, désormais privé de toi."
Çocuk iz bırakmadan yok olur. Ve bulunduğunda..
Les enfants disparaissent sans laisser de traces, et lorsqu'on les retrouve...
Burada çocuk da köpek de yok!
Ici, il n'y a ni enfants ni chiens.
Endişelenecek bir şey yok. Çocuk kadar saf.
Il est aussi naïf qu'un enfant.
O halde 5 tane falan çocuk da yok.
- Les cinq enfants non plus?
Çocuk peşinde koşmanın bir karı yok.
Non, y a vraiment rien à gagner à attraper des gosses.
Son birkaç yılda kurulmuş onca başarılı şirket bu felaket yüzünden yok oldu ve Amerika'daki her adam, kadın ve çocuk bundan etkilendi.
Des fortunes s'écroulent dans un désastre qui affecte tous les Américains.
Pekâlâ. Eğer çocuk kararını verdiyse, söyleyecek başka sözüm yok.
Si elle y tient!
Üzerinde anahtar yok. Çocuk oyuncağı.
Pas de clé, c'est facile.
- Yo, akıllı çocuk küçük Jeff'in bu konuda söyleyecek sözü yok.
Non, mon cochon. Le petit Jeff est pas prêt de te causer de ça.
Bu çocuk için endişelenmemize gerek yok.
On n'a pas de souci à se faire.
Bu çocuk bugün de minnettar olmazsa hiç olacağı yok.
Si aujourd'hui Pip n'est pas reconnaissant, il ne le sera jamais!
Niyetimde yok zaten. Burası çocuk yuvası değil. New York Eyaleti Yüksek Mahkemesi.
Nous ne sommes pas au jardin d'enfants... mais à la Cour suprême.
Sana yemek yok çocuk.
Pas manger, Bürschchen.
Sorun yok. Unutma, üzerindeki üniformaya rağmen o hala bir çocuk.
Ce n'est qu'un enfant, souviens-t'en, malgré son uniforme.
Şunu bir düşün, ölmek zorunda olan bir çocuk var. Çünkü ailesinin ona gerekli ilaçları alacak parası yok.
- Pensez, par exemple qu'un... enfant doit mourir, parce que ses parents manquent d'argent pour... lui payer le traitement nécessaire.
Beni giydirip soyacak yemeğimi yedireceksin ha Sağol çocuk gibi bakılmaya ihtiyacım yok.
Tu veux m'habiller, me déshabiller, me nourrir, t'occuper de moi comme d'un enfant.
Kimlik yok, mektup yok, fotoğraf yok, ne sevgili ne de çocuk fotoğrafı.
Remuez-vous : Les camions attendent!
Çocuk için fazladan yere ihtiyaç yok. Tamam, geçebilirsin.
Prenez ce rubis.
Dostlarımla neşelenecek, bir çocuk olarak bana fazladan verilen bir şey yok.
Jamais tu ne m'as donné un chevreau pour que je me réjouisse avec mes amis.
Tecrübem yok ama küçük bir çocuk mutsuz olduğunda bunu anlarım.
Aucune. Mais je sais discerner un enfant malheureux.
Çocuk yaşta henüz, Nerede olduğundan haberimiz yok, her zaman da eve gelmez
Il a 16 ans.
Yaz mevsimi ve çocuk olmak kadar güzel bir şey yok.
Rien n'est mieux qu'un été et d'être un enfant.
Çocuk büyütmek kadar, zevkli bir şey yok.
C'est dommage qu'il faille que les enfants grandissent.
O kilisesini boyayamıyor. Sizin spor salonunuz yok. Sütsüz çocuk kalmamalı.
Monsieur réclame de la peinture, vous un gymnase et aucun enfant ne devrait manquer de lait.
Bly'da yaşayıp çocuk olmaktan başka... olmak istediğim birşey yok.
Ce que je veux, c'est simple : rester tel que je suis et vivre à Bly.
Çocuk bir yere gitmezmiş. Bir gömleği bile yok. Odasında konserve yiyerek yaşarmış.
Il ne possède rien et ne mange pratiquement que des conserves.
Çocuk odasının anahtarı bende yok, Dudley'ler de eve gittiler.
Je n'ai pas la clef de la nursery, et les Dudley sont partis pour la nuit.
Çok bir şeyimiz yok ama el kadar çocuk ne kadar yer ki?
Il n'y a pas grand-chose, je sais, mais combien ça mange, un petit comme ça?
Evlenmekle, çocuk sahibi olmak birbirinden ayrı şeylerdir. İlla evlenince çocuk olacak diye birşey yok.
On peut avoir un enfant sans se marier, et vice versa.
Çocuk yok.
Même pas.
Bu çocuk için kutsal bir şey yok.
Rien n'est sacré pour ce type.
Yok canım, çoluk çocuk işi bunlar.
Oh non, c'est un flirt d'adolescent.
Kendini, kariyerini yok edebilirsin, o genç çocuk sana kendini hatırlattı.
Au point de risquer votre vie, votre carrière, celle d'un jeune homme qui vous rappelle votre jeunesse.
Anne, yardıma ihtiyacı yok. Çocuk değil.
Il n'en a pas besoin, ce n'est pas un enfant.
Aptal bir çocuk gibi davranıyorum. Buradasın ve korkulacak bir şey yok.
Je réagis comme un enfant.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65