English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Sanırım bu kadar

Sanırım bu kadar traducir francés

1,114 traducción paralela
Sanırım bu kadar yeter dostum.
Je crois que ça suffit, l'ami.
Sanırım bu kadarı bana yeter.
Eh bien je crois que ça suffit pour moi.
Şey, sanırım bu kadar yeter.
C'est bien trop spontané.
Evet sanırım bu kadar.
Je crois.
Sanırım siz cerrahsınız, yoksa bu kadar karışıklık olmaz?
Il me semble qu'un chirurgien se doit de l'être, non?
Sanırım bugün yeteri kadar içki içmedi.
Il n'a pas assez bu, aujourd'hui.
Sanırım hepsi bu kadar.
Je crois que tout y est.
Ve sanırım buradaki monotonluktan bu kadar sıkılmamış olsaydım muhtemelen şu anda senin yaptığını yapıyor olurdum.
Si j'en n'avais pas marre de tout ça, je ferais sûrement comme vous.
Sanırım bütün söyleyeceklerim bu kadar.
Je pense avoir tout dit.
Sanırım hepsi bu kadar.
Merci beaucoup.
Diyelim ki bütün bunlar bir tür sahtekarlık. Neden bu testi yaptırmak için bu kadar hevesli? Sanırım bunu geciktirebilirdi.
Si tout ça n'était qu'un coup monté, pourquoi voudrait-il faire le test?
- Sanırım hepsi bu kadar.
Ça y est.
Sanırım bu benim için olduğu kadar senin için de zor. Ben...
Ce doit être difficile pour toi aussi.
Eh, sanırım bu savaşta atların da insanlar kadar çıldırma hakları var.
A la guerre, les chevaux ont aussi le droit d'avoir peur.
Sanırım bir gün için bu kadar egsersiz yeter.
Je suppose que c'est assez pour aujourd'hui.
Sanırım, hiç bir çocuğun bu kadar mükemmel anne babası olmamıştır. Ve daha güzel bir hayatı.
Je pense... qu'aucun enfant n'a eu des parents aussi merveilleux... ni une vie aussi belle.
Teşekkürler. Sanırım bu sabah bu kadar yeter.
Il suffit, pour ce matin.
Sanırım şimdilik bu kadar yeter.
C'est assez.
Sanırım bu geceki ilk konuğumla tanıştıktan sonra onun ne kadar büyük biri olduğu konusunda bana katılacaksınız. Öyle ya da böyle.
Mais nul doute qu'après avoir découvert... mon premier invité, vous verrez en lui une future star, du moins à sa façon.
Sanırım bu kadar.
Et voilà.
Bu şey, şiddeti kontrol ediyor sanırım. Ne kadar şiddetli vuracağını. Burada ateş ediyorsun.
Désolé de vous déranger mais j'allais en Corée... et mon crevettier a crevé.
Sanırım bu davayı başımızdan atmak içn yeteri kadar bulguya sahibiz.
Je crois qu'on a assez d'éléments pour refiler le bébé.
Bu büyüklükteki ve kalçama kadar giden bu yırtıkta oje işe yaramaz sanırım.
Ça ne marchera pas sur une échelle aussi énorme et haut placée.
Fakat sanırım sen bu kasetleri anlayacak kadar büyüyene kadar vaktim var.
J'ai le temps de réfléchir avant que tu aies l'âge de comprendre ces cassettes.
- Sanırım hepsi bu kadar, Ron.
- Je crois que ça y est, Ron.
Sanırım hepsi bu kadar.
Je crois que c'est fini.
Sanırım hepsi bu kadar.
Je crois que c'est tout.
Sanırım bu fikrin ne kadar basit olduğunu kavramaya başlıyorsun.
Vous devinez déjà la simplicité de mon idée.
Pekâlâ Melanie, sanırım bugünlük bu kadar yeter.
Bien, Melanie, ça suffit pour aujourd'hui.
Sanırım bu yüzden bu kadar sinirlendim.
C'est ce qui me rend folle.
Bu kadar sanırım.
Ça devrait faire l'affaire.
Sanırım hiç bu evde olduğum kadar güvende hissetmemiştim.
Je ne crois pas m'être déjà sentie plus... en sécurité... qu'ici, dans cette maison.
Aslında, bu arkadaşlar beni sıraya alacak kadar iyiydi yani, sanırım bu onlara kalmış.
En fait, c'est eux qui m'ont proposé. Alors c'est à eux de décider.
Sanırım sizin için bu kadar.
Je pense que c'est ton lot.
Bu da şu ana kadar onun onaylamadığı hiçbir şeyi yapmadığın içindir, sanırım.
Vous n'avez rien fait qu'elle désapprouve.
Sanırım bu şimdiye kadar duyduğum en kötü şey.
Je pense que c'est la pire chose que j'aie entendue.
- Sanırım, bugünlük bu kadar yeter.
Ce sera tout pour aujourd'hui. À demain.
Pekala baba, sanırım bu şimdiye kadar ailemizin başına gelmiş en utanç verici şey.
C'est la chose la plus humiliante qui soit arrivée à notre famille.
Sanıyorum ki bu kadar değerli hayvanların sorumluluğu varken antrenör Bay Straker bir takım önlemler almış olmalıdır.
Avec de tels étalons à sa charge, j'imagine que votre entraîneur, M. Straker, devait prendre certaines précautions?
Sanırım benden bu kadar.
Moi, j'arrête...
Bu sabaha kadar bakireydim... ama sanırım artık değilim.
J'étais vierge ce matin... mais je ne crois plus l'être.
Sanırım bunu da çizdiğini söyleyeceksin. Bu da neden bu kadar çılgınca olduğunu açıklar.
C'est toi qui as dû le dessiner, voilà pourquoi c'est si cérébral.
Bu günlük bu kadar iş yeter sanırım.
Une journée de travail habituelle.
Sanırım beni buraya bu kız yüzünden tıktılar. Becky Young. Anladığım kadarıyle tüm ceplerimi boşaltmışlar, bir tek bıçağı ve bunu bırakmışlar.
Il avait une famille qu'à l'évidence, il a détruite quand il était flic, dans la vie normale.
Cathrine, eğer bu hindi göründüğünün yarısı kadar lezzetliyse..... sanırım bizi büyük bir ziyafet bekliyor.
Cathrine, si cette dinde est aussi bonne qu'elle en a l'air... nous allons faire un festin de roi.
Sanırım bana bu kadar güzel yıldan sonra, geçerli bir sebep borçlusun.
Je crois que tu me dois, après toutes ces bonnes années de mariage, une bonne raison.
Bu kadar gecikmekle beni ne kadar korkuttuğunu bilmiyorsun sanırım.
II ne t'est pas venu á l'idée que je puisse me faire un sang d'encre?
Herkes bu kadar sanırım, Monsieur Vyse.
Nous sommes tous là, M. Vyse.
İşte, sanırım bu kadar yeter.
Ça devrait aller.
- Bu kadar saldırgan olanları hiç görmemiştim. - Sanırım bizim peşimizdeler.
Je ne les ai jamais vues si agressives.
Ve sanırım bu para, burası tekrar yapılana kadar bir otelde kalmanıza yeter.
et je pense qu'avec ca, vous serez capable de loger a l'hotel jusqu'a ce que l'on ai reconstruit cet immeuble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]