English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Seçeneğin yok

Seçeneğin yok traducir francés

532 traducción paralela
Başka seçeneğin yok. Bu son temyizdi.
Tu n'as plus le choix.
Senin pek fazla seçeneğin yok Calypso.
Tu n'as guère le choix, Calypso.
Zaten fazla seçeneğin yok.
De toute façon vous n'avez pas le choix.
Kocana döneceksin, başka seçeneğin yok.
Tu vas retourner chez ton mari.
Seçeneğin yok.
Vous n'avez pas le choix.
- Korkarım başka seçeneğin yok.
Vous n'avez pas le choix. Je possède...
Başka seçeneğin yok.
Choisis.
Başka seçeneğin yok Olympia, bunu anla.
C'est la seule solution, Olympia, sois-en convaincue.
Parayı istemiyorsan orası seni ilgilendirir. Ama bu konuda başka seçeneğin yok. Dediklerimi harfiyen yapacaksın!
Libre à vous de refuser l'argent... mais vous ferez comme je vous dis.
Tabi, sen üniforma giyiyorsun. Fazla seçeneğin yok. - Herkesin benle alay etmesinden bıktım.
Toi, tu es en uniforme, et tout le monde se moque de moi.
Gerçekten fazla seçeneğin yok.
Vous n'avez vraiment pas le choix.
- Başka seçeneğin yok.
- Vous n'avez pas le choix!
- Başka seçeneğin yok.
- C'est la seule alternative.
- Korkarım bir seçeneğin yok.
- Vous n'avez pas le choix.
Başka bir seçeneğin yok.
Nous n'avons pas le choix.
Beni seviyorsan başka seçeneğin yok.
Si tu m'aimes, je ne vois pas d'autre solution.
Fazla seçeneğin yok Harold.
Vous n'avez pas le choix.
- Fazla seçeneğin yok.
Vous n'avez pas le choix.
Zaten, seçeneğin yok.
T'as pas le choix, de toute façon.
Ama seçeneğin yok, aynı benim gibi!
Tu ne vaux pas mieux, tu sais!
- Seçeneğin yok.
- Tu ne peux pas.
Seçeneğin yok.
Tu n'as pas le choix. Je crois que si.
Başka seçeneğin yok.
Tu n'as pas le choix.
Billy, sana karşı her zaman açık olmuşumdur. Açıkçası pek fazla seçeneğin yok. Sen ve Ann onlar için önemsizsiniz.
Billy, j'ai toujours été franc avec toi.
Başka seçeneğin yok dedim ya Sam.
Je vous l'ai dit : Vous n'avez pas le choix.
Başka seçeneğin yok.
Je vous dis que vous n'avez pas le choix.
Başka seçeneğin yok, ha?
Pas le choix?
Bırak onu Phil. Pek seçeneğin yok. Ne profesyonel olarak, ne de kişisel olarak.
Vous n'avez le choix ni professionnellement ni personnellement.
- Çok fazla seçeneğin yok.
- Vous n'avez pas le choix.
Başka seçeneğin yok genç öğrencim.
Il n'y a plus d'issue... mon jeune élève.
Bu yüzden geri dönmelisin Alex. Başka seçeneğin yok.
Alors, tu vois, Alex, tu dois revenir.
Korkarım ki, başka bir seçeneğin yok.
Helas, vous n'avez pas le choix.
- Başka seçeneğin yok.
- Tu n'as pas le choix.
Bir seçeneğin yok Vernon.
T'as pas le choix, Vernon.
Başka seçeneğin yok, benim de yok.
Tu n'as pas le choix, ni moi non plus.
Bu yüzden fazla seçeneğin yok.
Tu n'as donc plus trop le choix.
Özgür bir toplumda yaşıyorsun, seçeneğin yok.
Vous vivez dans un pays libre. C'est votre devoir.
- Başka bir seçeneğin yok.
- Vous n'avez guère le choix.
Seçeneğin yok.
Tu n'as pas le choix.
Başka seçeneğin yok.
T'as pas le choix.
Sen karar veremezsin. Hiç seçeneğin yok.
Salaud, espèce de salopard!
Artık seçeneğin yok. Korunmaya ihtiyacın olacak.
Tu n'as pas le choix, je vais devoir te protéger.
Seçeneğin yok!
T'as pas le choix.
Başka seçeneğin yok.
Pas à moins que ce ne soit le seul moyen.
Seçeneğin yok.
Vous ne pouvez pas!
Madeline, başka seçeneğin yok.
Tu n'as pas le choix.
Başka seçeneğin yok.
Vous n'avez pas le choix.
- Seçeneğin mi yok?
- Pas d'option?
Bu göbekle, fazla seçeneğin yok.
Avec le tour de taille que tu as Jim, t'as pas beaucoup le choix.
şimdi başka seçeneğin yok.
Qu'est-ce que tu fabriques?
Yani başka seçeneğin yok
Ainsi, tu n'auras plus aucun choix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]