Silah yok traducir francés
2,029 traducción paralela
- Silah yok.
- Pas d'arme.
Her yeri aradık. Silah yok.
On a cherché partout, pas d'arme.
Silah yok.
Pas d'arme.
Silah yok, sadece kız ve 61 metre aşağıdaki asfalt zemin.
Pas d'arme en vue, juste une fille et la chaussée 60 mètres plus bas.
Ve üzerine kayıtlı silah yok.
Il n'a pas d'arme enregistrée.
- Nasıl yani, silah yok mu?
Quoi, pas d'arme? Désolée.
Bana orada hiç silah yok mu diyorsun? Hiç radyoaktif durum olmadığını mı?
Tu veux dire qu'il n'y avait pas d'armes ainsi qu'aucune matière radioactive?
Silah yok biliyorum.
Pas d'armes, je sais.
Siz çocuklara silah yok.
Pas d'armes à feu.
Silah yok. İçeri girin.
C'est bon, il est pas armé.
Bende silah yok.
C'est faux.
Elinizde hedef var, detektif. Ama ateşleyecek silah yok.
Vous avez le "coup de tête", détective, mais pas d'arme pour tirer.
Nükleer silah yok.
{ \ pos ( 192,210 ) } pas d'atomiques.
En beteri de evet, en beteri de, sikik herifin silahı bile yok.
Et le pire... Serre bien. Le pire, c'est que ce crétin porte même pas d'arme.
Booth, cinayet silahını bulursa, karşılaştırabiliriz. O kadar beklememize gerek yok.
Si Booth trouve l'arme du crime, on pourra les comparer.
Bir kere orama sıkışmıştı. Bu hortum ondan çok daha küçük. Bir yerine takılacak silahı filan da yok.
Ce tuyau est bien plus fin et il a pas de flingue qui pourrait s'accrocher.
- Çok tehlikeli. Silahımız yok.
Sans armes, c'est trop dangereux.
Ve tedaviyi silah haline getirmeyi başarsak bile, Wraith'leri tamamen yok etmesi pek muhtemel değil.
Et même si on parvient à en faire une arme, il est improbable qu'on éradique tous les Wraith.
Yani silah saklayacak bir yerleri yok.
Et donc, ils n'avaient rien pour cacher l'arme.
Cinayet silahı yok. Muhtemelen katil yanında götürmüş.
Pas d'arme du crime, le tueur a dû l'emporter.
Balistikten haber yok, ama ilk bulgular Memur Beck'i öldüren silahın.357 olmadığı yönünde.
Les résultats ne sont pas encore là, mais le rapport préliminaire suggère que l'arme utilisée n'était pas un calibre. 357.
- Silahım yok ki.
Je n'ai pas d'arme.
Silahın yok demek?
Pas d'arme, hein?
- Silahın yok.
- Sans arme.
Silahım yok.
- Lâchez-moi! - J'ai mon arme sur toi. À terre.
- Beklediğim kadar çok yok. Silah sesini bastırmak için silahı yastığa dayarsan daha çok barut yanığı olur.
- Pas autant que j'aurais pensé, et si tu utilises un oreiller pour étouffer le bruit d'un coup de feu, il devrait y avoir plus de traces.
Sorun yok, silahı geri aldım.
C'est bon, j'ai récupéré l'arme.
DNA bunu onaylasa bile, cinayet silahı ortada yok öyleyse işe yaramaz.
Même avec l'ADN, il n'y a pas d'armes du crime, donc c'est de l'histoire ancienne.
Nakit paramız yok, fazla silahımız yok.
On a pas de fric, pas assez d'armes,
Silahı doğrultmana gerek yok, dostum.
T'as pas à montrer ton arme, mec. On fera tout ce que tu veux.
Şu gizli silahı yok etmek için bir yol bulmalıyız.
Nous devons réussir à détruire cette arme mystérieuse.
Silahı olduğundan bile haberim yok.
J'ignore même qu'il en a un.
Bizim silahımız var ama onların yok.
On a des armes. Eux, non.
Yok edici aletler üretmek yerine bu dünyaya, sunabileceğim daha fazla şey olduğunu anladım, bu yüzden Uluslararası Stark şirketinin silah imalatına son veriyorum.
J'ai compris que je peux faire bien mieux que construire des bombes. C'est pour cette raison que j'ai décidé de fermer immédiatement la division de Stark International qui fabrique des armes jusqu'à ce que je décide quel sera l'avenir de la société.
Silahımı alır ve onu vururum. - Silahın yok.
C'est simple, je sors mon arme et je tire.
- Benim silahım yok.
Je ne suis pas armé.
Silahı ya da hedefi yok edişi ne olursa olsun her zaman bir adım öndeydi.
Quelle que soit l'arme ou la méthode employée, il atteignait toujours sa cible. Il avait toujours un coup d'avance en préparation.
Silah kullanmanıza gerek yok.
Pas d'arme!
Silahım yok.
Les mains sur la tête.
Ama silahımız falan yok.
- Mais on n'a pas de revolver.
- Silahın var mı, yok mu?
T'as une arme?
Şu anda bulunduğum gezegeni yok edebilecek bir silahın yapımı, tüm insanlık için tehlik eli bir uygulamadan başka bir şey değildir.
La création d'une arme pouvant détruire la planète sur laquelle je me trouve n'est qu'un précédent dangereux pour l'humanité toute entière.
Silah kullanmak yok, Chi büyüsü yok. Yumruk yumruğa dövüşelim.
Plus d'armes, plus de Chi magique, poing... contre poing.
Ama yine de seni götüremem çünkü sana verecek bir silahım yok.
Mais je ne peux pas t'emmener, je n'ai pas d'arme pour toi.
Mademki hiçbirinizin silahı yok sadece sekizinizi alacağım.
Comme vous n'avez pas d'armes, je ne garde que 8 personnes.
- Silahım yok.
- J'en ai pas.
Silahım yok, lanet kadın.
- J'en ai pas, putain! - Monte dans la voiture
Aksine : "Silahım yok ki." diye şarkı söylerdi.
"I don t have a gun", qu'il chantait.
Ori galaksisine bir silah gönderdiğimizi biliyoruz. Bu silah, onları yok edebilecek nitelikteydi.
Nous savons que nous avons envoyé une arme à la galaxie d'Ori, que soi-disant devrait être capable de les détruire.
Sorun yok. Tezgahın arkasında 12 kalibrelik silahı var.
Elle a un calibre 1 2 :
- Silahım yok! Bakın! - Hayır, yalan söylüyor.
- Je n'ai pas d'arme.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65