Suc traducir francés
17,475 traducción paralela
Beni bir suç olarak mı görüyorsun?
Vous pensez que je suis un crime?
- Bu suç.
- C'est un délit.
Suç soruşturması yapmıyorum.
Je ne résous pas de crimes.
O halde bu tanım, herhangi bir ajanın cinsel suç işlediği bilinen bir şüpheli için fahişe kiralamasını da kapsar mı?
Donc, selon cette définition, pour encadrer, vous pouvez " comprendre par exemple, un agent qui paie une prostituée à un suspect que vous saviez être coupable d'infractions sexuelles?
Suç ortağı beyaz bir kadın gibi görünüyor.
Sa partenaire semble être une femme blanche.
Bölgemizdeki suç oranları rekor seviyede düşmeye devam ediyor.
Le taux de crimes dans notre quartier continue de baisser à des taux historiquement bas.
O zaman MKBK sadece babanı ve suç ortaklarını hedef alacaktır.
Alors la S.E.C. fera tomber votre père et ses acolytes.
Kendinizi açıklamamanız sizi suç ortağı gibi gösteriyor.
Votre refus de vous expliquer vous fait paraître complice.
Tüm suç kanıtlarını, kolayca bulunacak bir yerde saklayan bir casus mu?
Un espion qui laisse trainer des preuves incriminantes dans une cachette si facile à trouver?
Suç işlemeye ne dersiniz Bay Jarvis?
Que pensez-vous de commettre un crime, monsieur Jarvis?
- Suç bu yaptığın!
- Un crime?
- Suç mu?
C'est exagéré.
Senin yüzünden suç yer altısının başındaki adama borçlu kaldım ve konseyin insafına kaldım.
À cause de vous, Je suis maintenant redevable à un chef de la pègre et à la merci du conseil.
Underwood, bayan bir psikoloğun yardımıyla suç üstü yakalandı.
Underwood s'est échappée avec l'aide d'une psychiatre.
- Bu şehirdeki suç oranı işte.
Le crime dans cette ville...
Suç.
Le crime oui.
Tommy suç ortağı aleyhine ifade verdiğini öğrenirse çok kötü olur.
Soyez une honte si Tommy avait trouvé vous étiez des ceux qui ont tourné l'évidence d'état contre lui.
İki saat önce bana suç atmak için silinmiş bir dosyayı kullanıyordun.
Il y a deux heures, vous utilisiez un dossier rédigé m'encadrer.
Niyeti suç olan birisi ve arkasında güce olan düşkünlüğü yatıyor.
Elle est complice. menée par sa propre soif de pouvoir.
Sample'ın doğumundan beri... ki bu hala en büyük başarım olarak duruyor, nedensiz bir suç ve utançla kıvranıyorum.
Depuis la naissance de Sample, qui reste et restera ma plus grande réussire, j'ai été submergée par une culpabilité et une honte inexplicable.
Suç ortaklarısınız demek?
Partenaires de crime?
Suçlandığı suç halkına karşı işlendi.
Il est accusé pour un crime contre votre peuple.
Gerçek suç romanları okumalısın.
Lis des polars inspirés de faits réels.
Kötü ebeveynlikten daha büyük suç yoktur.
Il n'y a pas de crime plus grave que d'être un parent à moitié.
Gidecek başka yerimiz olmadığından suç mahalline geri döndük.
Faute de mieux, on est retournés sur la scène du crime.
Kanserin çaresini bu suç şebekesine mi vermek istiyorsun?
Donner la formule permettant de guérir le cancer à ces criminels?
En önemlisi de, başınız gerçekten beladaysa çeşitli eyalet ve ülkelerde bir sürü suç işlediyseniz paçayı sıyırmanızı sağlayacak tek bir kozunuz vardır.
Mais le plus important, c'est que quand on est dans la merde, qu'on a commis de nombreux crimes dans plusieurs États des USA, il n'y a qu'un seul moyen de s'en sortir impunément.
Ne derler bilirsin, şuç her zaman ödetilir.
Vous savez ce qu'on dit : Le crime paye toujours.
Suç mahali temizliği yaparak biraz para kazandım.
J'ai fait des extras en nettoyant des scènes de crime.
Axe suç işledi.
Il a violé la loi.
Belki bunlara suç gözüyle bakmıyordur.
Il pense que ce n'est pas illégal.
Ve bu suç için de başka bir adamı yakalamamış mıydınız?
Est-ce vous n'avez pas fait tomber quelqu'un d'autre pour ce crime?
Bu mühendis, Görünürde suç kaydı yok.
Pas un seul casier judiciaire en vue.
Ohio, 1969 davasına göre, Şiddeti savunmak suç değil.
Affaire Brandenburg contre Ohio, 1969. La loi n'interdit pas de prôner la violence
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizim suçlarımızı bağışla.
Comme nous pardonnons à ceux qui nous ont offensés.
Başsavcılığımız, bu suç alanını takip ve soruşturmada çok önemli kararlar almıştır.
Le bureau du procureur a pris une décision considérée de poursuivre et de poursuivre précisément cette nouvelle marque de criminel.
Mack, bahsettiğin suç ortağı bu mu?
Mack, est-ce que c'est le complice que tu as mentionné?
- Suç ortağı kimmiş?
- Qui était son complice?
O tehlikede değildi, efendim. Hepsi numaraydı. Patlama, suç ortağı tarafından güvenli bir bölgede gerçekleştirildi.
L'explosion a été déclenchée par sa complice qui attendait que Verity sorte.
Bu bir suç mu, Ajan Foster?
Est-ce un crime, agent Foster?
Farklı suç ailelerini hedef alan bir kanunsuzun teki.
Une sorte de justicier qui cible les familles mafieuses.
Sefillerin çoğu temelli olarak suç dünyasından çıkmak için sabırsızlıkla bekliyorlar.
Il y a un tas de petites frappes qui veulent sortir de la criminalité.
Yüksek seviye bir suç operasyonuydu.
Pourquoi s'en prendre à moi, sinon?
Suç kaydı olmayan bir gazeteciydim.
J'étais journaliste, sans casier.
Unutma, Brittany, çoğu işveren suç işlediğini biliyor olacak.
Souvenez-vous que la plupart des recruteurs sauront que vous étiez une délinquante. J'ai honte de parler de ça.
- Suç işlendiği anda yanında olduğumu mu söylemek istiyorsun?
- Tu veux que je sois ton alibi? - Non.
Bir uçak kiralamak suç mu?
Est-ce un crime que de louer un avion?
Burası bir suç mahalli.
C'est une scène de crime!
Lily-Anne Lau, seni "gelir suç yasası 2002" adı altında ; ... sahtekarlık komplosu şüphesiyle ve para aklama suçlarından dolayı tutukluyorum...
Lily-Anne Lau, je vous arrête sur la présomption de fraude en bande organisée et blanchiment d'argent, punis par la loi de 2002.
Bayan Haleton cinayetinin suç mahallinde, orada olduğuna dair elimde kanıt var.
HARRY : J'ai la preuve que vous étiez sur le lieu du meurtre de Mlle Haleton.
Collins'in suç mahallinde olduğunu ispatlıyor.
Elle démontre que Collins était sur le lieu du crime.
suçlu 258
suçlama 23
suçum ne 18
suçlular 29
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45
suçlama 23
suçum ne 18
suçlular 29
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45