English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zarar yok

Zarar yok traducir francés

1,114 traducción paralela
Zarar yok.
Oui, ça va.
- Zarar yok.
- Ça ne fait pas de mal.
Çok zarar yok.
Il n'y a pas de dégâts.
Bunda hiçbir zarar yok.
Il n'y a pas de mal à ça.
Ciddi zarar yok.
Rien de grave.
Zarar yok, ceza yok, değil mi çarpık bacaklım?
Il n'y a pas eu de mal, mon poussin.
Ben de dedim ki, "zararı yok, onu rahatsız etmeyeceğim!"
- J'ai dit : "Je ne vais pas le déranger."
Zararı yok. Yarın onarırsın.
Vous arrangerez ça demain.
Oh, hayır, zararı yok.
Non, ce n'est pas grave.
Uh, hayır, zararı yok, madam.
Non, c'est bon.
Oh, lütfen, lütfen. Zararı yok. Zararı yok.
- Ne vous en faites pas.
Oh, lütfen, lütfen. Zararı yok.
Mais ce n'est pas grave.
Zararı yok.
Ce n'est pas grave.
Hayır, hayır, zararı yok.
- Ce n'est pas grave.
Zarar görmesi gereken kişiden başkası zarar görmedi ve hiç kimse yaptığım iş yüzünden ölüm cezası almadı. Beni tanıyanlar için bundan fazlasını söylememe gerek yok.
Personne n'a été touché, sauf celui qui était supposé l'être, et quand je m'en occupe, les types ne finissent pas sur la chaise, et je peux pas en dire autant pour tout le monde.
- Zararı yok, cüzdanlar mesele değil.
- T'inquiète pas, Harry.
Denemenin bir zararı yok.
Non, laissons tomber. Essayons, ça ne coûte rien.
Bırak otursun, kimseye bir zararı yok.
Laissez-la. Elle ne dérange personne.
Bir zararı yok ki.
- Il fera rien.
Peki! Zararı yok! Zararı yok!
Bien, peu importe, peu importe.
Zararı yok.
Aucune importance.
Hayır, zararı yok.
- Ce n'est rien.
zararı yok.
Y a pas de mal.
Zararı yok. İşte buyurun. Onları buldum.
Les voilà, je les ai trouvés!
- Bana bir zararı yok.
- Moi, il m'a rien fait.
zararı yok... Canını sıkma.
Y a pas de mal.
Artık kötü gıda yok, vücuduma zarar verecek yiyecek yok.
Finie la mauvaise nourriture, finis, les destructeurs de mon corps.
Zararı yok.Senin için bir yönetmen olacak, bir de ekip ve de aktörler olacak...
N'ayez crainte. Un directeur va vous aider, ainsi qu'une équipe de tournage.
- Denemenin zararı yok.
Je peux toujours essayer.
- Hiçbir zararı yok.
- Ça ne fait pas de mal.
Sadece silahlarımızı yok edeceğine dair bir his var içimde kutlamada duygu selinin ne yaptıklarını kimse farketmeden bütün zararı vereceğini umarak.
J'ai juste le sentiment qu'il proposera de détruire... nos armes à la fête... en espérant que, dans la cascade d'émotions... le mal soit fait avant que les gens ne s'en rendent compte.
Sana zarar verecek birşey yok, izlemeye devam etmen gerek...
Il n'y a rien dedans qui pourrait te blesser. Mais il faut tout regarder, OK?
Bize zarar verebilecek bakterileri yok etsek bile, ya bizim havamızdaki bütün o diğer maddeler?
Même si on tue les bactéries dangereuses pour nous, qu'en est-il de celles dans l'air qui sont normales pour nous?
Zararı yok.
Y a pas de mal.
Zararı yok.
Ce n'est rien.
- Şey, Kaptan Tehdit tahtasında hiçbir şey yok ve gemide de gözle görülür bir zarar görünmüyor.
- Capitaine, il n'y a rien... sur le tableau d'alerte, le navire n'est pas endommagé...
Evlerimize ya da ailelerimize bir zarar geldiğini düşünmemiz... için hiçbir neden yok.
Nous n'avons aucune raison de croire qu'une agression ait été orchestrée contre nos foyers et nos familles.
Tabi zararı yok
Bien sûr, allez-y.
Zararı yok, sen yeteneklisin.
Mais vous avez du talent, non?
Alvarez'in sana büyük bir zarar vermesine gerek yok Gus.
Il en faut peu à Alvarez pour te nuire, Gus.
Ciddi bir zarar yok.
Il n'y a pas mort d'homme.
Bırakın bizi! Size zararımız yok.
Nous ne vous faisons pas de mal!
Hayır, kilitte bir zarar yok.
Non.
Kimseye zarar vermeyeceğim, benim bir şeyim yok.
Je ne ferai de mal à personne.
Bunun sana zararı yok.
Vous n'avez rien à perdre.
Onu banda kaydedebilirsiniz. Bunun kimseye bir zararı yok.
Vous pouvez toujours l'enregistrer.
Tüm söyleyebileceğim.... Herhangi birine doğrudan zarar veren nelerin olduğuna dair bir kanıt hakkında konuşabileceğimiz birşey yok.
Tout ce que je peux dire, c'est qu'il n'y a pas la moindre preuve que quelqu'un ait été blessé par le genre de manifestation dont nous parlons.
Tad, bu evde sana zarar verecek bir şey yok.
Tu es en sécurité ici, Tad.
Bence konuşmak istemiyorsun, zararı yok.
Non, tu veux pas... j'insiste pas.
Zarar etmene imkan yok.
Tu peux pas perdre de fric. Impossible.
Eğer kazanırsan çekilmez hale geleceğin konusunda Koç ile iddiaya girdim bu yüzden zararım yok.
J'ai parié avec Coach que tu serais odieux si tu gagnais, alors on est à égalité.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]