Çok yakışıklısın traducir francés
530 traducción paralela
- Oh, Heathcliff. - Hoo, Jane. - Gülümsediğinde çok yakışıklısın.
Tu es vraiment beau quand tu souris.
Çok yakışıklısın.
Vous êtes beau.
Dude yavrum, çok yakışıklısın.
Oh, Dude, tu es mignon comme tout.
Çok yakışıklısın.
Tu es beau.
- Nasıl görünüyorum? - Tanrım, çok yakışıklısın.
Que tu es beau!
- Sen çok yakışıklısın.
- Vous êtes très beau.
Biliyorsun, çok yakışıklısın.
Tu es très beau.
- Çok yakışıklısın, fırsatı tepme!
- Vous êtes beau.
Çok yakışıklısın. Nasıl bu kadar ciddi olabiliyorsun?
Vous semblez gentil pourtant.
Bugün çok yakışıklısınız. Nefesimi kestiniz.
Vous êtes beau à couper le souffle aujourd'hui!
- Tebrik ederim, Didier, çok yakışıklısınız.
Ah, bravo Didier, vous êtes superbe!
Doris Köpek de : "Çok yakışıklısın, soyunuvereyim."
Et Doris Chien dit "vous êtes très beau, et je vais enlever tous mes vêtements".
Monsenyör, siz çok yakışıklısınız.
Monseigneur est... beau.
Çok yakışıklısın.
Tu t'es fait beau.
Çok yakışıklısın, ama çok zeki değilsin, sevgili Ludwig. İşte bu yüzden sana ihtiyacım var.
S'il cesse de neiger, d'ici 3 jours nous aurons la pleine lune.
- Haklı. Çok yakışıklısınız.
Elle a raison, Monsieur est si bel homme.
Siz de çok yakışıklısınız.
Et vous êtes très séduisant.
Çok yakışıklısın!
Tu es si bel homme!
Gertrude, yarın gece için sana çok yakışıklı bir arkadaş buldum.
Gertrude?
Çok güzel, kürklü bir kadın indi. Yakışıklı bir adamla birlikteydi. Bir de şoför.
Cette belle femme en manteau de fourrure en sort, accompagné d'un bel homme et du chauffeur.
Bugün çok daha yakışıklısın.
Et aujourd'hui, tu es plus beau que tous les autres jours.
Çok yakışıklı değil mi?
N'est-il pas magnifique?
- Çok yakışıklısın.
- Épatant!
Çok tatlısın, yakışıklısın ve zenginsin. Bir kızın isteyebileceği her şey var sende.
Monsieur, vous êtes doux, vous êtes beau et vous êtes riche toutes les qualités.
Sen de oldukça yakışıklısın. Ona karşı kibar... çok sabırlı ve nazik ol.
Vous aussi êtes charmant, alors soyez poli, patient, et très gentil.
Çok yakışıklı bir asker olmamış mı?
N'est-ce pas que c'est un beau soldat!
Annemle babamın çok yakışıklı çocukları var! Bunu duydun mu?
Qui eût cru que papa et maman auraient des enfants aussi beaux!
Âdem kostümüyle, çok yakışıklı olacaksınız.
Tu serais beau, en costume d'Adam!
Diyelim bacağından ya da omzundan yaraladınız..... hastaneye götüreceksiniz..... çok yakışıklı bir doktorla karşılaşacak.
Vous allez la blesser à la jambe ou à l'épaule. Et à l'hôpital, elle rencontrera un médecin très séduisant.
Çok yakışıklıydın!
Ce que tu etais beau!
Mareşal ve diğer şeyleri olmak için çok genç ve yakışıklısınız.
Vous avez tout d'un maréchal.
Çok yakışıklıydın.
Mon chéri, c'est merveilleux.
Fazla yakışıklı biri değildi ama çok kibardı.
Il n'était pas très beau, mais c'était un homme bien.
O çok yakışıklı. - Burası soğuk mu oldu?
Le Révérend Mosby n'est pas du tout choqué de me voir ainsi.
Çok da yakışıklısın.
- Tâche de ne pas l'oublier!
Çok yakışıklı, değil mi?
Eh bien, il est plutôt joli garçon, n'est-ce pas?
Hayatında sadece ben varım, sende göreceksin, çok yakışıklı biri.
Il n'a que moi et tu verras, il est très beau.
Müstakbel damadın çok yakışıklı!
II est beau, votre futur gendre!
Oh, haklıymışsın Richard... çok yakışıklı biri.
Vous aviez raison. Il est très beau garçon.
Yakışıklı olsaydın beni taklit etmek için başvururdun. - Çok komik!
Si tu avais été beau, tu aurais pu être mon sosie et empocher 200 livres.
Yakışıklı bir sarışın benimle sevişmeyeli çok uzun zaman oldu.
Ca fait si longtemps que je n'ai pas fait l'amour avec un beau mâle blond.
O zamanlar çok yakışıklıydınız.
Vous étiez très beau gars.
Böyle çok daha yakışıklısın.
J'ai rapetissé? Tu es plus beau qu'avant, et aussi, plus doux.
Çok yakışıklı bir adamsın. 40 baht.
Vous êtes très bel homme. 40 bahts.
O yakışıklı arkadaşını daha çok özleyeceğim.
Mais son bel ami me manquera encore plus.
Çok yakışıklı biriydi.
Je n'ai jamais rencontré de plus bel homme.
Başarılı bir oyuncu değildi ama çok yakışıklıydı.
II n'était pas très bon, mais il était séduisant.
Şu anda ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Seni gördüğüme gerçekten çok sevindim. Orada duruyorsun, iyisin, güçlüsün ve yakışıklısın.
Tu n'imagines pas comme je suis content et heureux de te voir debout devant moi, si sain, si fort, si beau!
Çok yakışıklıydın.
Ce que tu étais beau.
Kızıl kafa büyüdüğünde ve sakalın bıyığın çıktığında... çok yakışıklı olduğunu düşüneceğim. Ve seninle sert ve uzun uzun sevişeceğim.
Red Top, quand tu seras grand, que tu auras une barbe et une moustache, je te trouverai très beau, et je te donnerai tout au lit.
- Çok yakışıklı değil mi?
- N'est-il pas magnifique?
yakışıklısın 18
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakınız 26
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakınız 26