Çok yumuşak traducir francés
614 traducción paralela
- Çok yumuşak kalplisin Marguerite.
Tu as un grand coeur.
- Alexandra, çok yumuşak kalplisin.
- Alexandra, tu as bon coeur.
Çok yumuşak başlı.
Très douce.
Cheatham County, Tennessee'deki toprak çok yumuşak. Öyle ki, yatakları bile toprakla dolduruyorlar.
Dans le Tennessee, la terre est si fertile qu'on l'utilise pour garnir les matelas.
Çok minik, çok yumuşak.
Vous êtes si menue... si douce...
Çok yumuşak söyledin. Bu Loxi Claiborne ve Dru'silla Alston.
Je vous présente Loxi Claiborne et Drusilla Alston.
Çok yumuşak.
Trop tendre.
İkimiz de sana çok yumuşak davranıyoruz Tommy.
On est trop coulants avec toi, Tommy.
Çok yumuşak.
Je le trouve plus doux.
Bu çok yumuşak bir ifade.
II me déteste.
John North, Sen sirk konusunda çok yumuşak davranıyorsun.
John North, vous êtes trop indulgent avec le cirque.
Harry, çok yumuşak kalplisin.
Harry, tu es trop coulant.
Evet, Mozart, müziği çok yumuşak ve huzur dolu...
Oui, car Mozart c'est en effet doux, tendre, léger...
- Çok yumuşak bir bayan...
- Une femme c'est si doux...
Bak, ufukta çok yumuşak bir gülümseme var hepsini görebilmek için çok sessiz ve dikkatli olmalısın.
Tu vois à l'horizon un sourire si doux qu'il faut être silencieux et attentif pour le remarquer.
Mühendisimiz bölgeyi inceledi ve oradaki nehir tabanının çok yumuşak olduğuna karar verdi.
Notre ingénieur a étudié le site... et en a conclu que le sol est trop meuble à cet endroit.
Annesi gibi çok yumuşak.
C'est un tendre, comme sa mère.
Evet, çok yumuşak biri, iyi dans eder, çenesi de laf yapar.
C'est un opérateur adroit, excellent danseur et fin causeur.
Beni bilirsin, çok yumuşak kalpliyimdir.
Tu me connais, je suis un tendre.
Dedi ki senin saçların çok yumuşak ve uzunmuş Omuzlarına geliyormuş. Çok güzel olduğunu söyledi.
Il m'a dit qu'avant, ils vous tombaient sur les épaules et que c'était très beau.
- Çok yumuşak olduğumu söyleyecekler.
On dira que j'ai été faible.
Çok yumuşak olmuş.
Ça rentre comme dans du beurre.
Çok yumuşak ve naziğim.
Je suis trop gentil.
Sonu gelmez, çünkü... sen çok yumuşak huylusun.
Elles sont sans fin parce que tu manques de fermeté.
Yastığın çok yumuşak ve rahat
Mais n'allez pas Vers le rêve
Müzik gürültülü mü, pop mu yoksa çok yumuşak mı olsun?
Musique profonde, légère ou atmosphérique?
Çok yumuşak.
Elle est trop molle.
Çok yumuşak çalıyor.
C'est un air si doux.
Doğumgünü için aldığım oyuncak ayıyı görsün bir. Kocaman ve çok yumuşak.
L'ours que j'ai acheté pour son anniversaire, il est grand comme ça.
- Ona çok yumuşak davranıyorsunuz.
- Tu tolères ce laisser-aller?
Çok yumuşak.
Très douce.
Teni çok yumuşak.
Sa peau est si douce.
Ayrıca çok da yumuşak. Bunun yanında çarşaflar üzerinde terlemekten de nefret ederim.
ça me dégoute de suer dans des draps.
Sana karşı çok yumuşak oldum.
J'ai été trop bon avec toi.
- Bu şey bana çok yumuşak geldi. - Bana biraz viski getirsene.
Je veux un alcool plus fort.
Sen çok yumuşak başlı küçücük bir şeysin. - Hadi ama, hanım. 3.00'te ilk delikte olmalıyız.
- Allez, je veux être au golf à 15h.
Babası kötü biri değil, çok kibar. Oldukça haysiyetli ve yumuşak bir kalbi var.
Son père est très gentil, il a de bonnes manières, il est assez distingué et très doux.
Nasıl giysiler? Bir tanesi çok güzel. Biraz solmuş ama yumuşak.
Une est en soie.
Saçlarını çok iyi hatırlamıyorum ama sizinki kadar yumuşak ve siyah olamazdı.
Je ne me souviens pas très bien de ses cheveux, mais ils n'étaient sûrement pas aussi doux et noirs que les vôtres.
Bay Jorgy, sözlerin beni çok kötü hissettiriyor. Düşünebiliyor musun, bir kişi temiz çarşaflar ve yumuşak yatakta uyumayı unutsun.
M. Jorgy, ce que vous dites me fait mal qu'un homme oublie le confort de draps propres et d'un lit douillet.
Çok mu yumuşak?
Meuble?
Bu günlerde etrafta çok fazla yumuşak var.
On voit trop de femmelettes de nos jours.
Yumuşak başlıyken, ya da adam gibi adamken çok berbat günler geçirdim.
J'ai eu de mauvais jours quand j'étais bon ou humain.
Yalnızca zemin çok daha yumuşak.
Mais dans un sol bien moins dur.
Çok cin içtiğimde buğday tanesi kadar sert, çok votka içtiğimde de un gibi yumuşak olurum.
C'est gin-germes de blé. Et beaucoup de vodka-gluten.
Tatlı diline çok güveniyor ama ona düşündüğü gibi yumuşak davranmayız.
Elle pense que son charme pourra me permettre d'être traité avec clémence!
Seni seviyor ve çok da yumuşak.
Il t'aime et il est tellement gentil!
Ama Dr McCoy'da insani bir çok zayıflık var - duygusal, yumuşak.
Le Dr McCoy, lui, déborde de faiblesses humaines : il est sentimental, faible.
Şarkı söyle. Yumuşak, yumuşak. Burada çok para var, bebeğim.
Chante... doucement, doucement... ççça fait beaucoup d'argent mon chou.
Çok sıcak, yumuşak ve tatlı.
Si chaudes, et douces.
Tütünü yumuşatır, tadını daha yumuşak yapar, ama bunlardan daha da önemlisi... sigarayı çok daha iyi, çabucak ve yumuşakça yakar.
Ca ôte l'âpreté. Ca adoucit le tabac mais surtout la cigarette brûle plus régulièrement.
yumuşak 121
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yorgunsun 23
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yorgunsun 23
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70