English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bana inanın

Bana inanın traducir portugués

3,258 traducción paralela
Bana inanın Haven bu sayede hâlâ var.
Acreditem em mim quando digo que é a única razão pela qual Haven ainda existe.
Lütfen bana inanın. Buraya sadece yüce bir insana saygılarımızı sunmaya geldik.
Acredite no que eu lhe digo, só estamos aqui apenas para prestar as nossas homenagens a um grande homem.
Tamam, endişelisiniz biliyorum, ama bana inanın ki bu semt en durgun dönemde bile harika bir yatırım.
Compreendo que estejam nervosos mas acreditem que este bairro é um óptimo investimento, mesmo numa recessão.
Yalan bana inanın
Você tentou, você foi pego. Pense nisso.
Birlikte olmayabilirler ama inan bana, ihtiyacın olduğunda ailen yanında olacak.
Podem não estar juntos, mas os teus pais vão lá estar quando precisares, confia em mim.
- İnan bana Londra'ya geri döndüğünde bol bol açıklama fırsatın olacak.
- Não te preocupes. Vais ter muitas hipóteses para te explicar quando voltares para Vauxhall Cross.
İnanılmaz güzel ve seksisin ve şu anda vücudumdaki tüm hücreler bana kızgın.
És altamente linda e sensual e, neste momento, todas as células do meu corpo estão furiosas comigo.
- İnan bana bayılacaksın.
- Acredita, tu vais adorar.
- İnanın bana ; yaşıyor.
- Acredite, está.
İnanın bana.
Acredite.
O iyi. İnanın bana.
Acredite em mim.
İnanın bana harika olacak.
Confiem em mim, vai ser óptimo.
İnanın bana, siz olmadan daha iyiyim.
Fico melhor sem vocês, acreditem!
Hey, burası harika bir yer. İnanın bana.
Ei, este lugar é a merda, eu estou lhe dizendo.
İnan bana, bu valizlerde hiçbir şey olmadığını söylersem getirdiklerimden hoşnut kalmayacaksın.
Acredita quando digo que não há nada nessas malas que não te deixará contente por ter trazido.
İnanın bana. Sizi öldürmek için pek çok fırsatım vardı.
Acredita em mim, tive muitas oportunidades para te matar.
İnanın bana, anlıyorum.
Acreditem que sim.
Adını duymamışsındır ama inan bana,
Eu sei que você nunca ouviu falar dele...
İnan bana dostum, eğer kendi kremini yaratırsan pastanın üzerindeki çilek olabilirsin.
Acredita em mim, amigo, se o teu creme funcionar, não vais ter com que te preocupar.
İnan bana dünyadaki her devlet Klausener'in makinesini satın almak için için her ücreti ödeyebilir.
Acredite em mim, qualquer governo faria qualquer coisa para ter a máquina de Klausener.
İnan bana. Burası köpekbalıkları için dünyanın en büyük beslenme sahası
Este é o maior território de alimentação para tubarões no mundo.
Zor bile olsa, hiç onun yanında olmak istemesen bile.. ... sana ihtiyacı olmadığını düşünsen bile, inan bana, var.
Mesmo quando é duro, mesmo quando queres estar em qualquer lugar mas lá mesmo que sintas que ele não precisa de ti, acredita... que precisa.
İnanın bana, sizi kaynar suda haşar nane sosuyla aslanlara yem ederim!
Eu deveria ferver-vos, e servir-vos aos leões! Com molho de hortelã!
Ve gurur duymayacağın insanlar olacak, inan bana.
E vais ter alguns que não te orgulhas, acredita em mim.
İnan bana, sen de böyle olmasını istemezsin.
Confia em mim, não queres isso.
Bunu biliyorum ve inan bana benim gibi bir hayatının olmasını hiç istemiyorum.
E acredita que não quero que sigas o meu exemplo.
İnan bana, çapkın birini gördüm mü tanırım.
Acredite, reconheço um quando o vejo.
Fena çuvalladığını biliyor ve inan bana, tümüyle onun suçu değildi.
Ele sabe que fez asneira da grossa, mas acredita em mim, a culpa não foi toda dele.
İnan bana salgın çıkarsa işin başında olmak istemezsin.
E, acredite, você não quer ser a responsável por um surto em grande escala.
İnan bana, işini yapsaydın bunu yapmak zorunda kalmazdım.
E acredita, eu não faria isso... Se estivesses a fazer o teu trabalho.
İnanın bana, Tuvache Öbür dünyaya gitmek en iyi çözüm.
Pode acreditar, Tuvache, passar para o lado de lá é a única solução
Ama, inanın bana, boynumdaki Chanel'in kokusunu alabiliyor.
Mas acredite que consegue cheirar o Chanel do meu pescoço.
İnanın bana.
Eu garanto-lhe.
Bunu kaldıramazsın, inan bana.
Não posso suportar, acredite em mim.
Ama inanın bana, - sizde...
Mas acreditem em mim, não têm...
İnan bana, aşkın kanunu bu.
Acredita, é assim que o amor funciona.
Bayım, inanın bana June'i sevdiğimi söylediğimde samimiydim.
Senhor, acredite quando digo que gosto mesmo da June.
Evet sen taze nedir bilmezsin, ama inan bana saçmalamamalısın
Paul. Sim, sei que és tão fresco como um animal morto, mas falas como um camponês.
Ve sen inan bana daha ne yaptığını bilmiyorsun
Jamie, meu rapaz, não sabes o que ver nem escutar.
İnan bana onu sadece kızdırırsın
Confia em mim, só vais deixá-lo com raiva.
Benimle gelin. İnanın bana, müfettiş Javert'e sorabilirsiniz.
Senão acredita, pergunte ao Javert.
İnan bana, kudretimin de yardımıyla unutturacağım yalnızlığını sana.
Acredita em mim, se estivesse ao meu alcance Encheria cada hora que passa.
İnan bana polislerden zerre yardım bulamayacaksın.
Acredita, não vais receber nenhuma ajuda da esquadra.
Evet, tüm toptan satış maliyetini deniz aşırı ülkelerde yeniden piyasaya sunmayı garanti ederek bir dolardan 100 sent ödeyebilirim, böylece yurtiçi satışları daha ucuza yapmazsın, ve bunun için, inan bana, bu sadece % 30 komisyon koyduğumuz içinde yüzmek
Posso pagar-lhe 100 cêntimos o dólar, o custo total do preço por atacado, garantia de revenda no estrangeiro, para que não mine as vendas internas. E para isso, acredite em mim, é um rio de merda onde não vai querer meter-se, só cobramos 30 % de comissão.
İnan bana, pişman olacaksın.
Acredite, não vai demorar para lamentar.
Hayır, ama inanın bana arkadaşım olmak istersiniz.
Não, prometo que vai querer ser meu amigo.
İnanın bana o sizin düşündüğünüz kadar kötü biri değil. O sadece...
Ele não é tão mau como você pensa, juro.
İnanın bana.
Acredita.
Lütfen, n'olur. İnan bana.
Por favor, tens de acreditar em mim.
Bunu söylerken bana inan fazla zamanın kalmadı.
Acredite em mim quando digo que não tem muito tempo.
Öyle denebilir ve inanın bana, fazla yüklenirse uçarsınız.
Mais ou menos, digo-te já, se ele apertar, vais voar longe...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]