English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Bir bakayım

Bir bakayım traducir portugués

5,289 traducción paralela
Şimdi, size bir bakayım.
Agora, deixe-me vê-lo.
Sadece bir bakayım dedim.
Bem, estou só a ver como estás.
Şuna bir bakayım olur mu?
Vamos dar uma olhada nisso, beleza?
Şu küçük adama bir bakayım.
Deixa-me ver este homenzinho.
Oyunu izledin mi bari? Bir bakayım.
Deixe-me ler.
- Bir bakayım.
- Deixa-me ver.
Sana bir bakayım tatlım.
Deixa-me olhar para ti.
Dişlerine bir bakayım!
Deixa-me ver os teus dentes.
Hadi ama. Ver de bir bakayım.
Vá lá, deixa-me dar uma olhada.
Tamam ver de bir bakayım.
- Pronto, está bem, deixa lá ver.
Ne yapabileceğime bir bakayım.
Deixa-me ver o que consigo arrumar.
- Bir bakayım.
- Deixa-me ver isso.
Senin bükük sikine kan akışını sağlayabilir miyim bir bakayım...
- Vamos foder. Vamos ver se conseguimos olear essa tua dobradiça...
- Ofiste ne var bir bakayım.
- Deixe-me ver no escritório.
İzin ver de, bir bakayım.
- Deixa-me eu dar uma olhada.
Bir bakayım.
Deixa-me ver.
Bir bakayım.
Está bem, deixe-me ver.
Dur sana bir bakayım.
Muito bem. Deixa-me olhar para ti.
Dur bir bakayım.
Deixa-me dar uma olhada.
Dur şuna bir bakayım.
- Dá-me isso. - Abel!
Bir bakayım.
Deixa-me dar uma olhada.
Bir dakika dur da sana bir bakayım.
Fica aí um instante. Deixa-me olhar para ti.
Bir bakayım,
Deixe-me ver.
Bir bakayım, bakayım, Gel buraya, sen iyi misin?
Deixe-me ver, deixe-me ver. Vem cá, ok?
- Bir bakayım. - Hayır!
Deixa-me ver.
- Bir bakayım. Bekle.
- Deixe-me ver, não desligue.
Ben oturma planına bir bakayım.
Vou verificar os lugares.
Bir bakayım dedim.
Lembrei-me de ver como estavas.
Dur bir bakayım.
Deixa-me pensar,
Bir bakayım Goken.
Deixa-me ver, Goken.
Bir bakayım ona.
Deixe-me ver isso.
Bir bakayım istersen.
É melhor dar uma olhadela.
Şu banda bir bakayım.
Aqui, dá-me a fita.
Bir bakayım.
Deixa-me ver isso.
- Bir bakayım.
- Deixa-me ver isto.
Şimdi Stark, izin ver zihnine bir bakayım.
Agora, Stark, deixa-me ver a tua mente.
- Neler yapabileceğime bir bakayım.
Vou ver o que posso fazer.
Şunlara bir bakayım dedim.
Dei uma vista de olhos rápida primeiro. Shh.
- Önemli bir şey değil. - Dur bakayım.
- Deixe-me ver.
Sırtında büyük bir delik aç bakayım.
Faz um grande buraco nas costas dele.
Ben gidip yardım edilecek bir şey var mı bakayım.
Vou ver se posso ajudar em alguma coisa.
- Gidip arabaya bakayım, yetişmemiz gereken bir uçak var.
Vou lá fora verificar o carro. Tens de apanhar um avião. Pronto, despacha-te.
Sarah, iyi misin? Dur bir sana bakayım.
Estás bem, Sarah?
Şimdi, bir Alman aristokratın resmi selamını elinden geldiğince taklit et bakayım.
Faz a tua melhor imitação de um cumprimento formal de um aristocrata alemão.
- Martin, bir el at bakayım.
- Martin, ajuda aí.
Başkan Wei'ye ulaşabilecek misin bir bak bakayım.
Veja se consegue colocar o Presidente Wei em linha.
Morgu arayıp bir duruma bakayım.
Deixa-me ligar para a morgue para saber.
- Bakayım bir.
- Deixa-me ver.
- Apu, albino ziyaretçilerimize bir düzine donut ver bakayım. - Vay be!
Apu, uma dúzia de donuts para os nossos visitantes albinos.
Dur bir bakayım.
Deixe-me ver.
Telefondan bakayım bir de.
Eu vejo na aplicação do meu telemóvel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]