Bir bilsen traducir portugués
389 traducción paralela
Neler hissettiğimi bir bilsen Hans. Onun hakkında konuşmaya geldim.
Se soubesses como me sinto... por vir cá por causa dela.
Bir gülümsemen için, o ikisinden birinin yerinde olmayı nasıl isterdim, bir bilsen!
Se soubesses como trocaria de bom grado de lugar com qualquer um deles por um sorriso teu.
Bir haftadır ne telaş halindeyim bir bilsen.
Céus, as preocupações que tive na última semana.
Senin için nasıl deli olduğumu bir bilsen tereddüt etmezdin.
Se soubesses como sou louco por ti, não hesitarias.
Senden ne kadar nefret ettiğimi bir bilsen!
Se soubesses o quanto te detesto!
Amy, eğer o yerin dehşetini bir bilsen.
Amy, se soubesse o horror que aquilo é.
Suzanna, sana ne kadar ihtiyacım olduğunu bir bilsen.
Suzanna, se soubesses como preciso de ti.
Scarlett, yaşadıklarımı bir bilsen!
Se soubesses o que eu passei!
Charlie, söylediklerini bir bilsen... Beni şeyle tehdit etti...
Charlie, ele me disse coisas, me ameaçou...
Seni ne kadar çok seviyorum, bir bilsen!
Gosto de ti. Já decidiste?
Neler dedi bir bilsen.
Tu sabes o que ele é capaz de dizer.
Ne kadar özlediğimi bir bilsen.
- Eu, também. Não sei dizer-te quanto.
Hele üst kattakini bir bilsen!
Viste a que mora aqui em cima?
Kaç gece gözüme uyku girmedi, bir bilsen.
Se soubesses as noites em que não conseguia dormir.
Nasıl hayran oldular bir bilsen!
Oh, Eu os enganei completamente!
Liseyi yarım bıraktığım için ne kadar pişman olduğumu bir bilsen! Baban da sadece ilkokul mezunu.
Se soubesses como lamento não ter estudado mais e o teu pai que não tem o "brevet"?
Meksika'yı bir bilsen! Harikadır!
É maravilhoso!
"Bir bilsen."
Só soubesses...
Norman, yeniden karşılaşmayı ne kadar hayal ettim bir bilsen.
Norman, sonhei tantas vezes com o nosso reencontro.
Onlar için anlamını bir bilsen.
Näo sabes o que significa para eles.
Evde devamlı para tek ondan geliyor. Ne masraf var bir bilsen!
Em casa, dínheíro fíxo é só o dele, mas quantas despesasl
Hayır değilim oğlum şu dişlerimden ne çekiyorum bir bilsen!
Filho meu, os dentes, não podes imaginar como estou a sofrer.
Seni ne kadar sık düşündüğümü, seni nasıI görmek istediğimi bir bilsen.
Se soubesse quanto pensei em ti, quanto desejei...
Hafta sonu evde yalnız kalmak ne güzel bir bilsen.
eu adoro ficar solo em casa no domingo!
Bunun hayalini nasıl kurduğumu bir bilsen.
Se soubesses quanto sonhei com isso.
Her zaman güzeldin ama şu anda ne kadar güzel oldun, bir bilsen.
Estás sempre bonita. Nossa Senhora abençoo-te. Tornaste-te uma bela mulher.
Anne, ne kadar güzelleşti bir bilsen, gül gibi açtı!
Está linda, mãe. Está viçosa como uma rosa.
Rüyamda neler gördüğümü bir bilsen...
Tenho que contar-te.
Nasıl gıpta ediyorum bir bilsen.
Como te invejo.
Büyük olasılıkla ciddi bir şey değildir. Judy nasıl kaygılanıyor bir bilsen.
Decerto que não é nada sério, mas a Judy preocupa-se.
- Gördüğüme nasıl sevindim, bir bilsen!
Folgo imenso em ver-te!
Kendini Aschenbach'a teslim ederek... nasıl bir tehlikeye atılıyorsun bir bilsen.
Não sabes o risco que corres, ao colocares-te nas mãos do Aschenbach.
Nasıl bir vicdan azabına kapıldım bir bilsen! Aynı zamanda kendimi çok da yürekli hissettim.
Deixou-me a sentir culpada, mas corajosa.
Kendi anlamsızlığımla nasıl savaştığımı bir bilsen.
Como combato cada futilidade.
Kızların Matilda ve Jane'i ayrıca oğlun Joe'yu kutsa. Çok sevgili oğlun, ölümsüz Frankenstein'ı da kutsa. Birçok insana ne çok zevkler yaşattı, bir bilsen.
Abençoa a nossas filhas Mathilda e Jane, a nosso filho Joe e... abençoa sobretudo o imortal Frankenstein... que nós gostamos tanto de ter entre nós.
Seni tekrar gördüğüme ne kadar memnun oldum bir bilsen!
Que alegria a minha, voltar a ver-te!
Benim için ne ifade ettiğini bir bilsen.
Oh, mostra-me o significas para mim.
Bu yavruda ne numaralar var bir bilsen.
Ela ainda tem as suas surpresas.
Seni tekrar gördüğüme ne kadar sevindiğimi bir bilsen dostum!
Se soubesses como estou contente por te rever, meu rapaz
Hayır, bence elimde ne olduğunu bir bilsen, Bölge Savcısı ile bu gece konuşmak isterdin...
Não, acho que vais querer falar com o Procurador do Ministério Público hoje quando vires o que eu tenho.
Bugünün gelmesini ne kadar çok istediğimi bir bilsen.
Oh, querida Hillary, se soubesse o quanto esperei por este dia.
Neler kaybettiğini bir bilsen.
Nem sabes o que tens perdido
Gerçekten kimi sevdiğini bir bilsen...
A Melly não entende.
- Sana da merhaba. Az önce neler yaptığımı bir bilsen.
Olá, François.
Sana karºi bir garezim hiç olmadi Merritt. Bilsen iyi olur.
Nunca tive nada contra ti, Merritt, por isso tenho de te dizer.
Onu bir daha göremeyeceğini bilsen bile.
Mesmo sabendo que nunca mais o verá.
Ne güzel bir rüya gördüm, bilsen.
Tive um sonho espectacular.
# Nasıl hissettiğimi bilsen eğer İnan ki başın öyle bir döner #
O que sabes tu dos meus sonhos e de que eles são feitos Se os conhecesses ficavas espantado.
Vampirler hakkında bir şey bilsen, böyle olmadığını anlarsın!
Não, se souber alguma coisa sobre vampiros.
Yakışıklı, ne kadar yakışıklı olduğunu bir bilsen.
Ele é giro.
Azıcık bir tavuk için neler yaptığımı bilsen öyle demezdin. Golda.
Eu não diria isso, sabendo o que tive de fazer para conseguir um bocado de frango para ela.
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bakar mısın 19
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bakar mısın 19
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir baba 17
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir b 23
bir bakarım 16
bir bakın 70
bir bakıma evet 17
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir b 23
bir bakarım 16
bir bakın 70
bir bakıma evet 17