Boş laf traducir portugués
139 traducción paralela
Boş laf ediyorsun!
Seu monte de lixo!
- Bu çok iyi. - Bunlar laf. Bize bunları satacak birini bulmadıkça bunlar boş laf.
Eles são só palavras, não ser que encontremos alguém que nos venda o que queremos!
Boş laf bunlar gördünüz işte ben başladım ve bıraktım.
Conversas... Eu já comecei e já acabei!
Bir sürü boş laf.
São só palavras.
Lider ön tarafta olur ve diğerleri boş laf eder.
O líder à frente, na conversa.
Boş laf bunlar.
Não serve de nada seguir falando.
Boş laf.
É uma necedad!
Bunların hepsi boş laf.
Palavras.
Boş laf dolusun ve hissin yok!
Tens muita lábia mas nada fazia sentido!
Ve çok boş laf söylüyorsun.
Você é um grande falador.
Boş laf.
Disparate.
Boş laf!
Disparate!
- Boş laf!
- É uma ova.
- Boş laf bunlar.
- Tretas.
Beni dinle. Çünkü bir sonraki hedef senin beyaz ülken olacak. Boş laf!
Escuta-me porque o teu Sul branco será o próximo a menos que aprendam.
- Boş lafı bırak, bana bir içki söyle.
- Deixa-te de conversa e paga a bebida.
Boş lafı bırakalım, Bay Beddoe. 25,000 dolar.
Não vamos discutir, Sr. Beddoe. $ 25.000.
Terry emekli olmaktan bahsediyor. Ama boş laf.
Terry, pensa em se aposentar.
Boş laf bunlar.
Mensagens trocadas.
Bir sürü boş laf.
Tudo isso não passam de palavras.
Kahretsin be! Lanet olsun! Boş laf!
Como se atreve a dizer tal coisa?
- Boş laf!
- Lixo.
Güzel bir hikaye, ama boş laf etmek benim işimdir. Bana sökmez.
Julga que não reconheço disparates quando os ouço?
Kaseti aldım. Hayatım boyunca bu kadar boş lafı hiç bir arada görmedim!
Tenho as gravações e nunca ouvi tanta parvoíce na minha vida.
O sadece boş laf uçuruyor.
Ele é só soprar fora do ar quente.
Al Bundy kimsenin boş lafına pabuç bırakmaz.
Al Bundy não aceita tretas de ninguém.
Boş laf.
É uma treta.
Onu rüyalarında görür denir ve boş laf.
Sonhará com a pessoa com quem casará, e é uma treta.
Bana ihtiyacın olduğunda bir sürü boş laf söyleme.
Quando precisares de alguma coisa de mim, não é preciso tentares enrolar-me.
- Boş lafımız değil, saniyelerimiz var.
Quando for o assalto, só temos alguns segundos.
Boş laf.
Grande asneira.
"Her kadın fahişedir, gerisi boş laf."
"A mulher é uma pega e a coisa acaba por aí."
Bu bir boş laf mıydı?
- Era mentira?
Boş laf istemiyorum.
Não preciso de conversa de chacha.
Kaptan Janeway'in benim sebep olduğum bir felaketten bahsetmesi tamamen boş laf.
Tudo que a Capitã Janeway fala sobre um desastre que causei é pura fumaça.
Boş laf.
Tolice.
Boş laf.
Salsaparrilha.
Hepsi boş laf...
És só garganta...
Boş laf.
Blah, blah, blah!
Bana kalırsa, boş laf.
E, se me permitem, é um enorme disparate.
Bence boş laf yapıyorsun.
Acho que és só conversa.
- Boş laf.
Não me digas... - Digo!
Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar, laf kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar.
Ao orardes, não multipliqueis as palavras, como os pagãos... que julgam que não serão ouvidos à força das palavras.
- Boş laf!
São meras palavras.
İnsani laf kalabalıklarını boş ver.
Poupe-me as trivialidades humanas.
Lafı boş verin.
Todos já o viram em acção.
Boş ver O'nu. Lafımı bitirmediğimi nasıl anladın?
- Como sabes que ainda não acabei?
En komiği de "boş vaatlerde bulunmam" lafı.
A melhor é : "Não usarei uma frase feita contigo."
Boş laf.
O John Louco a bater-lhe nos pés.
O kadar boş laf ediliyordu.
Que travessos! "
Bu saçma lafı benim neslim uydurdu. Ama benim için "boş ver", hiç demektir.
A minha geração cunhou essa expressão sucinta, mas para mim, não significa peva.