English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ E ] / Eglenmek

Eglenmek traducir portugués

1,658 traducción paralela
Eğlenmek istediği için kötü şeyler yapıyor.
Ele só faz asneiras, porque se quer divertir.
Durrell buradayken eğlenmek istiyor.
Portanto, o Durrell quer divertir-se, enquanto cá estamos.
Burada eğlenmek için ne yaparsın?
- O que fazem aqui para se divertirem? - Estou a fazê-lo.
Eğlenmek mi?
A divertirem-se?
Evet, bilirsin, eğlenmek... senin hiç yapmadığın şey.
Sim, sabes... a divertirem-se... Aquela coisa que nunca fizeste..?
Gerçekten eğlenmek istiyor musun?
Queres saber o que é diversão?
Eğlenmek mi? Bilinci yerinde olmayanlarla seks yapmak eğlence mi?
Diversão, como em "sexo com pessoas inconscientes?"
Hayır, Rave partisine giderek eğlenmek gibi.
- Diversão, tipo "ir a uma rave".
Eğlenmek yani, bilirsin işte.
Divertires-te?
Balo, sonrasında eğlenmek için hazırlık.
O baile é mais um meio para atingir um fim.
Eğlenmek mi? Eğlenmek mi?
Divertido?
Sadece eğlenmek istemiştim.
Queria divertir-me.
Tek başınıza eğlenmek zorundasınız.
Tenho a certeza que poderão divertir-se sozinhos.
İçki içip eğlenmek yerine
Minha doce musa.
Buraya "Beyaz Ev" diyoruz çünkü yemeğimizin ve ateşimizin olmadığı bu tür zamanlarda her yerin siyah olmaması için eğlenmek amacıyla burada toplanırız ve zaman geçirip, biraz gülmek için burada eğleniriz.
Então chamamos Casa Branca a este sítio porque quando estamos nestes dias extras sem comida e não há fogueiras, reunimo-nos aqui para nos entretermos para que não esteja escuro em todo o lado e entretemo-nos entre nós para nos rirmos um pouco e fazer passar o tempo.
Çocuklar eğlenmek mi istiyor?
Eles querem divertir-se?
Ben de eğlenmek istiyorum.
Eu gosto de diversão.
Bayan Gunther, eğlenmek için ne yaparsınız?
Bem, Senhorita Gunther, o que faz para se divertir por aqui?
Eğlenmek için ne mi yaparım madam?
Com o que é que me divirto, madame?
Hadi ama, bunu eğlenmek için yapıyorum, yapmak zorunda olduğum için değil.
Vá lá! Eu faço isto por piada! Não é por não resistir!
Kızla biraz eğlenmek istediğimde, yani kutusuna dokunmak istediğimde Perry bana ona dokunmamamı söyledi.
Quando eu quis desfrutar da rapariga, você sabe, dar-lhe uma valente o Perry disse-me para não lhe tocar.
Biraz eğlenmek ister misiniz?
Querem divertir-se um pouco?
Bu kesinlikle komik değil, onunla eğlenmek de yok.
Estar fora de forma não tem graça. Não façam troça dela.
Eğlenmek için hep yaparım.
- Acabou de ser confirmado. - Com certeza isso aconteceu.
- Yani eğlenmek için yaptığınız bu.
- É assim que te divertes?
Sizde muhteşem kızlar olduğunu duydum ve biraz eğlenmek istedim.
Ouvi dizer que têm aqui excelentes raparigas... e eu quero uma festa.
- Eğlenmek.
- Divertido?
Eğlenmek lazım.
Há que nos divertirmos.
Bu işleri artık bitirsek diyorum, böylece Noel'de çocuklarla uğraşacağımıza eğlenmek için birkaç günümüz olurdu.
Aviemos isto, sim, para que eu possa ter uns dias de festa antes de ter que lidar com a família no Natal.
Eğlenmek için bazen kadınları ayak bileklerinden buraya bağlayıp onlara tecavüz ediyorlar.
Por divertimento, às vezes eles penduram as mulheres com estas correntes, pelos tornozelos, para violá-las.
Ama eğlenmek de istiyorum.
Mas também me quero divertir.
Eğlenmek için.
É por gozo.
Burada öğrenci misin, yoksa ölüm dersini eğlenmek için mi alıyorsun?
Ou é estudante a tempo inteiro, ou pensa que a morte é uma diversão.
Yalnızca yorulsan iyi, eğlenmek istiyorsun... ama eğlenemiyorsun, çünkü kimseyi tanımıyorsun.
Não só te cansas como, além disso, queres divertir-te, mas não podes, pois nem conheces ninguém na cidade.
Sadece eğlenmek.
Só um pouco de diversão.
Eğlenmek için erkek olman gerekmiyor.
Tens que ser um homem para te divertires?
Biraz gülmek, eğlenmek için, tamam mı?
Rir um bocado, divertir-me, está bem.
- Eğlenmek için.
- Só para seu belo prazer.
- Hayır, sadece eğlenmek istemiştik.
- Não, só queríamo-nos divertir um pouco.
Bu kız sadece eğlenmek istiyor.
Pois vi, esta aqui agora só se quer divertir.
Biliyorum Bunu eğlenmek için yapmıyor olsan iyi olur.
Eu sei, imagino que não faças isto por diversão.
Eğlenmek için burda değilim.
Não estou aqui para me divertir.
Eğlenmek için yapmıştım. Erkek arkadaşıma Noel hediyesi olarak vermiştim.
Era para ser engraçado... um presente de Natal perverso para o meu namorado.
Eğlenmek için çok para gerekmediğini göstermiş olduk sana.
É só para te mostrar que não é preciso muito dinheiro para nos divertirmos muito.
Onun gibi bir kız eğlenmek için ne yapar?
O que fará ela para se entreter?
Ve gezegeninizdeki herkes eğlenmek için bunu yapıyor. Bir kutuyu izliyor.
E é o que toda a gente do vosso planeta faz como diversão.
Eğlenmek istiyor musun? Devam et, o zaman.
Queres divertir-te?
Sizler sadece haftasonu eğlenmek için çalışıyorsunuz değil mi?
Vocês estão a trabalhar para o fim-de-semana, não é?
Hep istediğim huzur içinde torunlarımla eğlenmek.
Sempre quis arranjar um pé-de-meia, cuidar dos netos...
Siyah Kanarya öyle çok eğlendi ki biraz daha eğlenmek için geri döndü.
Canário negro se divertiu tanto que voltou para mais.
Eğlenmek içindi.
Só pela diversão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]