English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Harı

Harı traducir portugués

173 traducción paralela
Tommy, babanın bizim için harıl harıl çalışması gerektiğini biliyorsun değil mi?
Tommy, sabes que o teu pai tem de trabalhar muito para nós?
Bazı dostlar... Günışığı Eyaleti'nde verilecek küçük bir karşılama partisi için harıl harıl çalışıyorlar.
Há gente a preparar-te um comité de boas-vindas na Califórnia.
Senin de şu an harıl harıl üzerinde çalıştığın kutulara bakıyordum.
Estava de volta das caixas e como sabia que também devia estar a trabalhar...
Bir sabah yerliler yine harıl harıl çalışırken,
Uma manhã os índios trabalhavam no duro.
Harıl harıl çalışıyorsundur sanmıştım.
Mas isso nunca me deteve.
Neden bunca savaş gereci alınıyor? Neden gemi ustaları dur durak bilmeden çalışıyor harıl harıl?
Por que os estaleiros trabalham sem observar o domingo?
Bu maymun da o yüzden har gür çıkarmaya kalktı.
Este idiota tentou me atropelar!
Har- -
Mos...
Ama, zamanında aptalca har vurup harman savurdum işte!
Fui tola, atirei as minhas pérolas aos...
Burayı sen har vurup harman savurasın diye kurmadım ben.
Não passei a vida a construir isto para dissipares tudo.
Ben mangırları har vurup harman savuran, sonrada bir don bir gömlek kalanlardan değilim..
Eu não sou do tipo que quando têm dinheiro gastam à farta e depois acabam com uma mão à frente e outra atrás.
Bunun anlamı har tarafta bir şeyler var.
Significa que... as coisas andam à solta.
İyi yiyor, iyi uyuyorduk. Har vurup harman savuruyorduk.
Nós comíamos bem, dormíamos até tarde tínhamos dinheiro para queimar.
Yaşama amacın yok mu?
Faz alguma coisa, rouba gado, Har du slet ingen ambitioner?
Har saat dünyanın her yerine yeni çikolatalar gönderiliyor.
A toda a hora... novos carregamentos são enviados para todo o mundo.
Bu herifler gürültü çıkartıyor.
Har Har Har... O gajo só arranja sarilhos.
15 bin. O da anında Nevada'da har vurup harman savurdu.
$ 15.000, que ele perdeu em seguida em Nevada.
Yapılması gerekeni yapıyordu, har vurup harman savuruyordu.
Ele gastava dinheiro à grande.
Har hangi bir şüpheniz varsa yarın da basabiliriz.
Se há dúvidas, publica-se amanhã.
Bilseydim istediğiniz şeyi söylerdim bayan. Ama ben bir kediyim ve bir kedi hiçbir zaman hiçbir şekilde direkt bir cevap vermez, ha har.
Dizia-te o que queres saber se pudesse, dona, mas sou um gato, e nenhum gato, em lado algum, deu a alguém uma resposta directa.
Gizemli kuzey güzeli, Bayan Amy Hardwood, Londra'ya gelip, büyük miktarda parayı har vurup harman savuruyor!
"Misteriosa beleza nordestina, Miss Amy Hardwood, vem a Londres e gasta rios de dinheiro!"
Söylediğiniz har şey aleyhinize kullanılabilir.
Tudo o que possa dizer pode ser usado contra si.
Bara en påminnelse till er fans om en "Die Hard" kväll som kommer här på stadion. Gratis inträde till den som faktiskt levde när Indians senast vann en buckla.
Lembrem-se, adeptos, a entrada no filme "Assalto ao Arranha-céus" é gratuita para quem já era nascido quando os Indians ganharam a Liga.
Willie Mays stili. Och sidan har dragit sig tillbaka.
Zonas laterais sem ninguém.
Och Indians har löpare på kanterna.
Corredores nos cantos.
Och ifall ni inte har märkt det, och med tanke på antal besökare, så har ni inte det. İndians Ligde yükselmeye başladı ve şampiyonluk. Och hotar med att klättra upp ur källaren.
Se ainda não repararam, e a avaliar pela assistência ainda não repararam, os Indians ganharam uns jogos e arriscam-se a ganhar mais alguns.
Dragkedjan på klänningen har fastnat.
- O fecho da tua saia está encravado.
Vi var alltid bra på det här.
Isto sempre foi bom entre nós.
I lite trubbel här, han fläktade Burton i första omgången. Släppte Saslo och dubblade Billy Left.
Teve problemas com Saslow, foi vencido numa dupla, com Billy Leff.
Står inget om det här.
- Aqui não diz nada.
Ni har haft en jäkla turné.
Tens tido uma viagem triunfal.
Under tiden så har Yankees annonserat att dom startar med vinnaren av 20 matcher Steve Jackson. Skruvbolls specialisten som...
Entretanto, os Yankees anunciaram que iriam começar com o vencedor de 20 jogos, Steve Jackson...
Dorn sezona iyi bir başlangıç yapamadı, ama sonradan toparladı. Har slått 271 på 86 rbi : s.
Dorn teve um mau início de época, mas ultimamente tem jogado melhor.
Och har nu släppt 3-0 mot Cheevers.
Cheevers vai bater a seguir.
Taylor ve Brown ortaya geliyor, Harris'le konuşacaklar. Han har kastat fenomenalt.
Taylor e Brown a caminho da elevação e isto pode ser o tudo ou nada para Harris, que fez um grande jogo.
Genomsnitt 341, 48 helrundor, 121 rbi : s, han har gjort helrundor båda gångerna han har mött Vaughn.
Média : 341, 48 home runs, tem o melhor recorde, e fez home runs nas duas únicas vezes que defrontou Vaughn.
"The Duke" haızr, atıyor, här kommer en hög kort studsare.
Duke está pronto e lança. Lança para Short.
Han har 0 / 12 mot "The Duke" i sin karriär.
Está 0-12 com Duke.
Har-dee-har-har.
R-D-R-R.
Ajan Green tamamdır, har şeyi aldık.
O agente Green está bem, e apanhamos tudo.
- Hayır, Hareem değil.
- Não, não "hareem". Har-lem.
Harıladın mı?
Não te lembras?
Har-iku?
Beau-tofu?
Zamanlama önemlidir, Har.
O importante da comédia é o ritmo.
İşe bak. - Üzülme, Har.
Que chuto nos tomates!
Duydun mu, Har?
Ouviste isso, Harry?
Çok kolay, Har.
Calma, Harry.
Hey, Har. Bak. Dev bir fındıkkıran.
Harry, olha este quebra nozes gigante.
Vay be, mekân güzel, değil mi, Har?
- Que bela cabana, não?
Bunu sana söylesem mi bilemedim, Har...
Não sei se lhe falei isso, Harry.
- Sen iyi misin, Har?
- Tu estás bem, Harry?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]